hesabın var mı? giriş yap

  • hayat denilen şeyin ne tuhaf olduğunu düşündürüyor bana.

    2010 yılında two and a half men'de bölüm başına 1,3 milyon dolar kazanan bir oyuncuydu charlie sheen.

    rehabilitasyona girip bir süre kalıyor. çıktıktan sonra, 2011 yılında ise bölüm başına %50 zam istedikten sonra işine son veriliyor. ama elbette ki bunu sessiz bir şekilde yapmıyor sheen: yapımcı chuck lorre hakkında "aptal bir tıfıl, asla olmak istemeyeceğim sert görünmeye çalışan bir korkak," diyor.
    (7 gram crack kokain çekebiliyormuş, oha!)

    sheen 8. sezonda diziden ayrıldıktan sonra yerine ashton kutcher geliyor ve dizi 3 sezon daha devam edebiliyor.

    sheen'in öfke kontrolü sebebiyle hollywood'daki bir stüdyo yöneticisi oyuncunun "sigortalanamaz" hale geldiğini belirtiyor.

    2015 yılında ise sheen, hiv+ olduğunu kamuyla paylaşıyor.

    elbette bu açıklamayı yapmadan önce haberi sızdırmakla tehdit eden şantajcılara milyonlarca dolar ödeme yapmış.

    2017 yılında, çocuklarına dadılık yapan julia stambler ile aşk yaşamaya başlamış.

    ancak finansal açıdan çöküş sinyalleri, yaklaşık 80 bin dolarlık ödenmemiş mortgage taksidi ile gün yüzüne çıkmış.

    7 yatak odalı ve beverly hills'te bulunan 10 milyon dolarlık devasa "ev"ini 6,6 milyon dolara satmış.

    2018 yılında eski eşi broke mueller'e ödediği nafakada indirime gidilmesi için mahkemeye başvurmuş. mahkemede "düzenli bir işe giremediği ve eğlence sektöründe kara listeye alındığını" belirtmiş.

    charlie sheen şu sıralar ne yapıyor dersiniz?
    önce bu adresi ziyaret etmenizi isteyeceğim.
    evet, charlie sheen, sizin doğum günü ya da diğer özel günleriniz için size mesajlar gönderiyor. ödemeniz gereken ücret ise yaklaşık 450 dolares.

    son 2 yıldır ise ağzına içki koymamış. evet, her şey insanlar için minnoşlar.
    (entry'ye kaynaklık eden makale.)

  • yarın öbür gün sarı taksiye binip başına bir iş gelen kadına, 'onun da ne işi varmış orada', 'kesin kendi istemiştir' diyecek bir toplum içerisinde bunun uygulamaya geçmesi işgüzarlıktır, ve özgürlük değildir. bu taksiye binmeyen kadınları ateşe atıyorlar resmen.

  • google'da bir adres araması için telefonu vermek. ismini arattırdığınız sayfa açık kaldıysa siz o sırada kahvenizi içmek üzereyken "hmm beni mi araştırdın" diye sorunca kahve boğazınızda kalabilir.

  • buna şu an hayıflanan da çılgın bediş izleyip, yonca evimik dinleyen nesildi. büyüdü adam oldu işte pek ala. her şeye ağlaşmayın amk.

  • hizmet olarak "maaşın bende dursun. gaspçısı var, uğursuzu var. sen istediğin zaman, istediğin köşe başından, istediğin kadar vereyim ben sana" olayını sunan banka. benden aldığı parayı da ben çekene kadar başkalarına kiralıyor. sonra da "sen çekene kadar parayı kasada güvende tuttum. bedelini keseyim dur" diyor.

    evet aynen mahalle berberi mahmut gibiymiş. o da hep değdiriyor zaten.