ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 ağustos 2016 38 bin mahkumun salıverilme kararı
-
hapishanelerde yer kalmadığı içindir.
benim önerim şu, suçlular o kadar fazla ki suçsuzlar içeri girip izole bir hayat yaşasınlar. bütün suçlular da ne istiyorlarsa yapsınlar bu bok çukurunda.
en zor zamanlarını tek başına atlatan insan
-
ne kadar güçlü olduğunu, nasıl bir hayat tecrübesi kazandığını sakin zamanlar geldiğinde ve çevresinde olan bitenleri gözlemlemeye başladığı zaman anlayacak kişidir.
içinden geçtiği zor zamanda ya zor zamanlarda deli gibi sövecek, umutsuzluğa düşecek ancak farkında olmasa da güçlenecek, çelik gibi olacak. ama dediğim gibi bunu o zaman anlamayacak. fırtına dindikten sonra kafasını kaldırıp etrafındaki kuru kalabalık ne yapıyor diye baktığında her şeyi anlayacak. incir çekirdeğini doldurmayacak sorunlar için insanların ne kadar debelendiğini, nasıl yaygara kopardığını görünce sadece tebessüm edecek. tıpkı yün yumağı ile oynayan kediyi gördüğümüzde ya da fırlattığınız topu almak için haldır haldır koşan köpeği gördüğümüzde olduğu gibi sadece bakacak ve tebessüm edeceğiz.
şeker
-
gıda üreticileri şeker yediğinizi size doğrudan söylemeden şeker tüketmenizi amaçlar ve gıda ambalajlarına şeker yerine farklı isimler yazarlar. şeker, içine konduğu yiyeceğin tadının daha tüketilebilir hale gelmesini sağlayan, bağımlılığı kokain ile ilişkilendiren, yoksunluğunda beynin, tıpkı kokain yoksunluğunda verdiği tepkileri vermesine neden olan bir üründür.
şeker tüketiminin aşırı arttığı ve birçok kişinin diyet yapıyorum adı altında fark etmeden her gün onlarca gram şeker tükettiği günümüzde listelenmesini fayda var.
hepsini akılda tutmanın tabii ki imkanı yok, sadece şekersiz ürünleri içeren bir market alışverişi yapabilmek için saatler harcamak gerekir.
devletin bu işe sınırlama getirip ürün paketlerinin üzerine "şeker içerir" ibaresi koymayı ve içerik kısmında kullanılan bu farklı isimlerin yanına parantez içerisinde "şeker" yazılmasını zorunlu hale getirmesi gerekir.
akçaağaç şurubu
altın şeker
altın şurubu
amazake
arpa maltı
bal
dekstran
dekstroz
diastatik
diatase
esmer şeker
etil maltol
fruktoz
galaktoz
glasaj şekeri
glikoz
glikoz şurubu
ham şeker
invert şeker
karamel
katı glikoz
katı mısır şurubu
keçiboynuzu pekmezi
laktoz
malt şurubu
maltodekstrin
maltoz
mannitol
melas
meyve suyu
meyve suyu konsantresi
mısır şurubu
muscovado
nişasta bazlı sıvı şeker
pancar şekeri
panocha
pirinç şurubu
pudra şekeri
sakaroz
sarı şeker
sorbitol
sorgum şurubu
şeker şurubu
şeker kamışı
şeker kamışı suyu kristalleri
şeker pekmezi
tereyağ şurubu
turbinado şekeri
üzüm şekeri
dextrose
xylitol
sözlükçülerin üye olduğu gizli teşkilatlar
-
beni adamdan sayıp alacak örgüte zaten ben girmem.
edit:
yukarıda yer alan repliğin ferhan şensoy'un efsanevi pardon filmine ait olduğu her ne kadar sözlük camiasınca anlaşılmış olsa da, bazı yazarlar yine de filme atıfta bulunmam gerektiği yönünde uyardılar.
düşündüm ve haklı buldum.
işte o repliğin geçtiği sahne
bu muhteşem filmi hala izlemeyen varsa hemen izlesin diyorum.
debe edit:
çok sayıda yazar arkadaş, özelden mesaj yazarak bu repliğin groucho marx'a ait olduğunu belirtti.
zaten sözlükte de daha önce yazılmış.
(bkz: #22508435)
woody alllen'da annie hall adlı filminde bu repliği kullanmış.
bilmiyorduk, öğrenmiş olduk.
bilgilendiren yazar arkadaşlara teşekkür ederim.
meksika'da kilisede gözlerini açan heykel
-
nerede geri kalmış bir devlet ve toplum orada mucizeler fışkırıyor
cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan
-
(bkz: adımı da yazaydın bari)*
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" kız bir saat içinde 17 yer bildirimi yapmis, asure dağıtıyor herhalde."
yarasalar için sokağa kan koyuyoruz
nez vs petek dinçöz
-
o zamanların ergenleri tarafından ellerinden geldiğince sevilmişlerdir.
11 temmuz 2019 avrupa birliği türkiye kararı
-
devletlerden ve uluslararası oluşumlardan "dürüstlük" bekleyen saf tipleri şaşırtmıştır. tüm bunlar çıkar ilişkisidir ve türkiye diplomatik hataları yüzünden yalnızlaşmıştır. kimsenin "bize karşı" olduğu yok. siz gerçekten eğitilmezsiniz. kurtuluş savaşı'nda ülkenin dört bir yanı paylaşılmışken direnç gösterdiğimizde ve mustafa kemal atatürk'ün önderliğinde klasik tabirle "henüz ölmediğimizi" ispat ettiğimizde ülkemizi işgale gelmiş olan italyanlar ve fransızlar dahi bir anda taraf değiştirirek ya bize yanlamış ya da toz olarak yunanları yalnız bırakmıştı. bugün sorsan herkes fransa'ya, italya'ya söver... e işlerine gelince yunanlara karşı bizi desteklediler ama? neden? bizi çok sevdikleri için mi arka çıktılar? bizi çok seviyorlarsa neden bir sene öncesinde ülkemizi bölmeyi ve paylaşmayı amaçlıyorlardı?
uluslararası ilişkilerde bunlar yok. diplomasi var. çıkar var. türkiye de bu konuda inanılmaz zayıf, cahil, beceriksiz kişiler tarafından yönetiliyor. ülkenin büyük bölümünün gazla çalışan, geçmişte yaşayan karbonhidratçı kitleler olması da tabii ciddi bir sorun.
ulan "bunlar karşı olduğuna göre iyi yoldayız" nasıl bir kafa, böyle saçma bir zihniyet olabilir mi? açıp baksanıza kaç senedir bu ülke ab yardımı alıyormuş, kaç yıldır çeşitli ab programları kapsamında belirli standartlar geliştirmiş ve birliğin önemli dış ortaklarından biri olarak yatırım almış?
ab kimseyi seviyor ya da sevmiyor değil. günü gelir ab türkiye'yi savunurken yunanları itin bir tarafına sokar. olmamış şeyler değil bunlar. yunanistan'a giderseniz onlar da ab'den ve diğer güçlerden şikayet edecektir türkiye'ye "hak ettiği ceza" verilmediği için. yani yunana sorsanız o da "bizi eziyorlar, türklere arka çıkıyorlar" diyor.
velhasıl bırakın bu suçluyu daima dışarıda arama zihniyetini, biraz yüzleşin kendinizle. yüzleşelim. petrol çıkarıyorsak çıkaralım da şu "tüm dünya bize karşı" saçmalığını bırakalım.. inanın kimsenin o kadar da umrunda değiliz. olsak dahi bu "türk düşmanlığı" kaynaklı değil, tamamen siyasi ve diplomatik bir mesele. sen bugün yunanistan'ın güçlenmesini istemiyorsun çünkü komşun. senin için risk oluşturabilecek bir ülke. di mi? "yunan" olmasıyla alâkası yok bunun. orada senin açından tehlikeli olabilecek başka bir ülke olsaydı yine aynısını söyleyecektin.
neyse ya sıkıldım. aynen kanka, ab karşı çıkıyorsa doğru yoldayızdır. böyle devam.
***
edit: "dürüstlük beklemeyecekmişiz ama hep türkiye mağdur oluyor" diyenler oldu, "hadi akdeniz'i açıkladık da fırat'ın doğusundakiler ne olacak" yazanlar oldu... açıklamaya çalışayım.
arkadaşlar öncelikle türkiye'nin hep mağdur olduğu yok. öyle bir dünya yok. bunu neye dayanarak söylediğinizi anlamıyorum gerçekten. türkiye cumhuriyeti neredeyse 100 yaşına basacak. öncesini de sayarsanız 700 küsür yıllık osmanlı devleti var. siz tüm bu süreçlerde hep bizim mağdur olduğumuzu ve düşman bellendiğimizi mi düşünüyorsunuz? öyleyse kusura bakmayın ama bu sizin cahilliğiniz oluyor, şimdi size 1299'dan beri "türklerin avantajlı çıktığı ve uluslararası kamuoyu tarafından haklı görüldüğü" konuları mı yazayım? sorun tam olarak bu işte: millet bizim arkamızdaysa, "biz zaten haklıydık!" deyip işin içinden çıkıyorsunuz. iyi de başkaları öyle düşünmüyor. bu konuda da yunan "biz haklıyız zaten" diyor mesela, bizse "avrupa birliği ikiyüzlülük yapıyor" diyoruz. bu tamamen bakış açısıyla ilgili bir durum. objektif değerlendirirseniz bu tarz onlarca, yüzlerce ve hatta belki binlerce "türk yanlısı" ve "türk karşıtı" tutum bulabilirsiniz. inanın bunların neredeyse hiçbiri türk olmamızla ilişkili değil, tamamen çıkar kaynaklı. açıp bakın o nefret ettiğiniz "emperyalist dıj güçler" son 200-300 yılda osmanlı ve türkiye'yi yerine göre nasıl desteklemiş. bunu büyük devletleri savunmak adına söylemiyorum. okuyan herkes abd'den ölesiye nefret ettiğimi bilir. demek istediğim şey sadece şu: "dünya bize karşı" düşüncesi gerçek sorunu görmezden gelen yanlı bir tutumun sonucudur.
hadi burası böyle, fırat'ın doğusunu ne yapacağız, adamlar resmen bize karşı diyen oldu... ben diplomasinin her şeyi çözeceğini söylemiyorum. bazen her şeyi doğru yapsanız da acı çekersiniz. biz öyle bir durumda değiliz. biz her şeyi yanlış yaptık. suriye'yi, iran'ı, amerika'yı, rusya'yı... hepsini kızdırmayı, kendimize düşman etmeyi başardık. böyle bir tabloda kimseyi durduramazsınız. abd süper güç olabilir ama bir halkı ve yönetim kadrosu var. vietnam'da neden boğuldular, güçsüz oldukları için mi? alâkası bile yok. siz de iyi ilişkiler geliştirir, iyi kozlara sahip olursanız amerikanlar size "çıkın gidin lan burdan" diyebilecek olsa dahi en azından iki kez düşünür bunu. "biz burada türkiye'yle bozuşursak iyi olmaz" diyebilir. sonuç itibariyle dünyayı yöneten bu haydutlara diplomasi zaten sökmez ama bunlar diplomasi olduktan sonra tartışılacak şeyler. bizde o yok. yalnızız ve bunu kendimiz yaptık, bu kadar basit.
arkadaşlarımız balık restoranında kafayı bulmaz
-
bizimkiler pudra şekeri çekiyor diye devam etmesi lazım
yaran facebook yorumları
-
ileti: maviyi sevdim, deniz oldu...
yorum: iyi ki kahverengiyi sevmemişsin
13 ekim 2007 moldova türkiye maçı
-
babamla aramızda şu diyalogun gectigi mac.. ki ben o sırada sozlukte spiker hakkında yapılan yorumların etkisinde kalmısım
pipicik: spiker macı ne kadar kötü anlatıyor de mi baba
baba: ...
pipicik: ne kaddar da kötü de mi baba.... de mi baba, hae de mi..
baba: spikerden bize ne mna koduum