ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
22.00-05.00 arası sokağa çıkma yasağının mantığı
-
içkili mekanları iflas ettirip yerlerini nargileci tayfaya peşkeş çekip dönüşüme devam etmek.
moralsizlik+yalnızlık+düşük maaş+toplu taşıma
-
standart film başlangısı.
genelde kızımız böyle bir hayat yaşarken girer kadraja ilk.
eğer böyle devam ederse sanat
peşine seri katil falan düşmüşse gerilim
aşk kapısını çalarsa romantik
olay laboratuar ortamında / uzay üssünde vs. geçiyorsa bilimkurgu
bir anda kurt adamlar, vampirler, süper kahramanlar, cadılar çıkarsa fantastik
vs..vs..vs..
en kötü ihtimalle konuşan köpekler, sincaplar falan çıkar, o zaman izlemeyin bak.
inönü stadı'nın altından tarihi eser çıkması
başlık ayrımı önerileri
-
ekşi sözlük (sözlük)
ekşi sözlük (forum)
oyumu forumdan yana kullanıyorum.*
edit: minik ama hayati bir ekleme ve oy değişikliği. ekşi sözlük(çöplük)
dardanel'in el ile paketleme yaptırması
-
konservelerde pastörizasyon işlemi genelde dolumdan sonra yapılır. videodaki ürünler de paketler kapandıktan sonra pastörize edilecektir o yüzden mikroorganizma düzeyinde endişelenecek bir durum yok.
bu tür açık üretimlerde fiziksel kirlilik en büyük problemdir. çalışanların kıyafetleri, boneleri/örtüleri, formaları uygun görünüyor.plastik eldivenin yırtılıp kopup üretime girme riski vardır. bu ürün zaten sonradan pastörize olacağı için eldiven vs gerekli görülmemiş olabilir.
manuel operasyonun verimi düşüktür, yasak değildir. bu doypack formatındaki ürünün tonajı yeter seviyeye çıkarsa otomasyona geçmeyi düşünür firma ancak hala biraz niş bir ürün sanırım.
görüntü bir charlie'nin çikolata fabrikası değil elbette dışarıdan bakan için. hem siz zaten paketli gıdaya karşı değil miydiniz kuzum? en doğalından ton balığı işte
7 mayıs 2023 mersin limanından kaçakların gelmesi
-
bakın tekrar ediyorum. ülkenin bir numaralı sorunu budur)!!! link
"kaçaklar tekneyle gelmeye başladı! mersin erdemli kızkalesi sahiline tekneyle gelen onlarca kaçak şehre böyle giriş yaptı."
ülke elden gidiyor. iktidar eliyle; foncu sivil toplum örgütü ve gazetecilerin, cılız tepkisiyle muhalefetin eliyle savaşlarla elde ettiğimiz bu topraklar kaybediliyor. ülkenin demografik yapısı değiştirilerek istikrarsızlaştırılıyor ve bu sayede kurtuluş savaşının da intikamı alınmış oluyor.
yarın bir gün azınlığa düştüğümüzde, asayiş tamamen elimizden gittiğinde anlayacaksınız ama iş işten geçmiş olacak!
sessiz işgal bu! işgal ediliyoruz. topsuz tüfeksiz.
çiftleşirken ağaçtan düşen koalalar
-
insanın içini acıtan koalalar.
lan zaten üşengeçin tekisin, kırk yılın başı böyle bir şey yapıyorsun. az dikkatli tutunun şu ağaca.
yavrım ya, düştükten sonra da aşşağıdan hala sesleri geliyor.
bi de alttaki youtube'a yükleyen adamın açıklamalarını okudum, 6 metreden düşmüşler ama ciddi bir şey yokmuş. ertesi gün devam etmişler atraksiyona.
üzücü.
35 yaş üstü olduğunu tek cümleyle anlatmak
-
"35 yaş üstündeyim."
1986 yılı efsane gırgır kapağı
-
sağcıların 30 yıl geçmesine rağmen aynı yalanları söylediğini gösteren kapak.
değişen hiç bir şey olmaz mı bu ülkede?
http://hizliresim.com/3pbp25
kazık yenileceğinin belirtileri
-
verdiğiniz sipariş kütük, tahta veya garip garip şeylerin üstünde geliyorsa kol gibi hesap girecektir. amcama tır çarpmış diyip apar topar kaçmaya bakın.
yaş pasta fiyatlarının çıldırmış olması
-
geçenlerde bizim muktedir, bizden önce muz lükstü, muzu lüks olmaktan çıkardık, diye bir şeyler söylemişti. kendilerinden önce muzlu yaş pasta, hemen herkesin kolayca ulaşabileceği, satın alabileceği bir şey idi mesela. o zamanlar bir pastanın içine en az bir muz koyulur, bazen de üstüne süs olarak yarım muz eklenirdi. pastalar meyveli olur, hatta meyveler içinden taşardı. hemen herkes de rahat rahat alıp yiyebilirdi. biliyorum çünkü pastanemiz vardı. günde otuzdan fazla turta, bir o kadar buton pasta ve bilmem kaç kilo petifuru rahatça satardık.
bu durum zamanla değişti. bizim pastaneyi kapatmamız ardından bir on yıl kadar daha, 2015'e falan kadar, aynı pastalar yapılıyor fakat daha az satılabiliyordu piyasada. çünkü malzemeler pahalanınca, pastaların fiyatı da artıyordu. bu zamanlar pastaların içine bir kaç dilim muz konularak, meyveden, şantiden ve muzlar hava almasın, ekşimesin, pastayı bozmasın diye jöleden vaz geçildi. pastalar artık tamamen kremadan, yağdan yani, jölesiz kullanılan bir kaç dilim muzdan yapılmaya başlandı ki fiyatları biraz aşağı çekilerek satılabilsin. insanlar alabilsin. bu böyle 3-4 yıl sürdükten sonra hoop, bu pastaların fiyatları da artık insanların satın alabilmesi için fazla olmaya başladı. sonrasında ise pasta içinden muz komple çıktı. şantiye elveda. hatta pandispanya yapımındaki kalite bile düştü. şimdilerin pastası sadece kek, evet pandispanya değil bildiğin kek arasına koyulan kremalardan ibaret. dışları da bu kremalarla sıvanıyor. hatta bakın bu yılbaşında aldığım pastanın üstünde madlen çikolata var sanmıştım. madlen görünümlü bim bisküvisi çıktı. işte üstüne de süs olsun diye bisküvi falan koyuluyor. içine de bir kaç adet damla çikolata falan koyularak 500-600 gramı 100tl gibi fiyatlanabiliyor ancak. ki insanlar alabilsin. yenen şey pasta değil, uzaktan yakından alakası yok ama işte.. yeter ki gözler, gönüller doysun. o bahsettiğim efsane pastalardan yapılsa yine 500-600gr kadar, rahat 300'ü bulur fiyatı. şimdi insanlar 100tl'yi bile bu pastalara zor verirken, 300 çok çok uzak bir ihtimal. isterseniz bir gün bir pastaneye gidip, yukarda bahsettiğim gibi bir pasta siparişi verin. aşağı yukarı böyle bir fiyat verirler.
bu nedenle pastamsıların fiyatı bile çılgın atarken, lan en kötü kuru pastanın kilosu bile 100tl iken, içinde yumurta akı olmayan tulumba-lokma gibi tatlıların kilosu bile bu fiyatken, cevizsiz fıstıksız, paso nebati yağ ile yapılan tatlılar ancak zar zor satılırken, tüm bunların gerçeklerinin fiyatı, çığırından çıkmış diye tanımlanır ancak. bizlerden çok çok uzaktalar artık. a long time ago yani..
edit: bakın bunu daha da çeşitlendirebilirim. mesela o dönemler kivi her manavda, markette ki marketlerin yeni yeni açılmaya başladığı dönemler, kolay bulunmazdı. ithal olduğu için pahalıydı. özel siparişle getirtirdik. ananas ve vişneyi konserve olarak alırdık. çilekler falan deli gibi meyveli pastalar, dondurmalar yapardık ki pastaların içine lezzet çeşitliliği katması için antep fıstık bile koyardık ve deliler gibi satılırdı. hatta sırf meyveden oluşan adise baba pastası yapılırdı. içi dışı komple şanti ve meyve. kestaneli pastalar, ezmeler yapardık ki en pahalısı onlar olurdu. deli fanatikleri vardı. tepsi tepsi satardık. ve tüm bunlar, ankara-abidinpaşa'da olurdu. mamak ilçesinin bir semti yani. orta ve orta alt sınıfın yaşadığı sıradan bir semt. şimdi bunları ancak çılgın zenginliğe sahip muhitlerde, bir avuç zümreye satabilirsin.. geride kalan 20 yılda bir sınıf nasıl yok oldu, yoksullaştı vesaireyi, sırf yaş pasta üzerinden bile şahane okuyabilirsiniz. kaldı ki tatlılara, çikolatalara girmedik bile..