ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1887 sarı nehir felaketi
-
tarihi olarak sel felaketlerinden en fazla etkilenen ülkelerin başını çeken çin, eylül 1887'de ölü sayısı bakımından en az 930.000 kişinin ölümüne neden olan en büyük felaketlerden birini yaşadı.
yüzyıllardır, çin'deki sarı nehir civarında yaşayan çiftçiler, nehirleri kontrol etmek için setler inşa etmişlerdi ancak zamanla bu nehirler, taşmalarına izin verilmediği için siltlerini* nehir yatağına bırakmak zorunda kalarak yükseldi. 1887'de yoğun yağışlı birkaç günden sonra yükselen bu nehir, 28 eylül civarında setleri aştı ve büyük bir sel meydana geldi.
sarı nehir'in sularının genellikle henan eyaletindeki zhengzhou şehri yakınlarındaki huayuankou'daki setleri delip geçmiş olabileceği düşünülmektedir. bölgedeki alçak düzlükler nedeniyle sel, kuzey çin genelinde çok hızlı bir şekilde yayıldı ve tahmini 130.000 km2 alanı kaplayarak tarım, yerleşim yerlerini ve ticaret merkezlerini sular altında bıraktı.
selin ardından, iki milyondan fazla kişi evsiz kaldı. temel ihtiyaçların eksikliği, salgın hastalıkların yayılması, gıda eksikliği en az doğrudan selde kaybedilen kadar çok sayıda insanın yaşamını kaybetmesine neden oldu. bu, hem çin hem dünya tarihindeki en fazla insanın yaşamını kaybettiği 2.* felaket olarak tarihte yerini aldı.
büyük düşünmek cücelerin işi değildir
-
sana demedim ahmet, sen üstüne alınma hemen
yemeksepeti.com
-
1. sipariş veriyorsun,
2. sipariş sana teslim ediliyor,
3. hizmeti ve ürünü beğenmiyorsun, hatta çöpe atıyorsun,
4. medeni bir şekilde ürünü ve hizmeti puanlayıp yorumluyorsun,
5. restoran ve yemeksepeti birlikte karar verip siparişi iptal edip yorumunu siliyor.
6. hiçbir şey olmamış gibi, her şey mükemmelmiş gibi hayat devam ediyor.
restoranının ayrı, sepetinin ayrı mk. düzeninize sokayım sizin.
çalışılan sektörün bir sırrını bırakmak
-
%90 kopyala yapıştır yapıyoruz.
ama nerden kopyalayıp nereye yapıştıracağımızı bildiğimiz için bize para veriyorlar.
bütün sırrı bozdum ya.
1948 yılında çekilmiş karaköy fotoğrafı
-
batı'nın giyim tarzını medeniyet olarak görmek değil, tertemiz, jilet gibi giyinip, kendine özen gösteren insanlar barındırdığı için imrenilen fotoğraftır.
ulan buraya gelip "batının giyim tarzı medeniyet değildir" dersiniz, daracık kot, elde tespih, nargile kafelerde evlad-ı osmanlı takılırsınız.
rte'nin 17 gündür mercedes muhabbeti yapması
-
rte'nin tam 17 gündür diyanet işleri başkanı'na alınıp tepkiler sonucu iade edilen mercedes'i konuşması.
10 mayıs, belçika'da : ben olsam o arabayı iade etmezdim
11 mayıs, rize'de : senin bineceğin mercedes'in fiyatı ne ya
11 mayıs, trabzon'da : neymiş? diyanet işleri başkanının altındaki mercedes'i almış,
14 mayıs, van'da : o mercedes bunların yapacağı işlerin kaynağıymış.
17 mayıs, kayseri'de : diyanet işleri başkanımızın altındaki mercedes'e taktılar.
18 mayıs, samsun'da : bugün mercedes’e binmek lüks olmadan çıkmış
20 mayıs, keçiören'de : bu makama bu araç az bile az.
21 mayıs, adıyaman'da : altlarında spor arabalardan geçilmiyor ha.
22 mayıs, bosna hersek dönüşü uçakta : diyanet işleri başkanı'na mercedes tahsis edeceğim, hem de zırhlı olacak
22 mayıs, kahramanmaraş'ta : zırhlı bir mercedes şimdi diyanet işleri başkanımızda.
26 mayıs, hacı bayram'da : bunların hepsinin altında var, bunların çocukları ingiltere'de, kıbrıs'ta okuyor.
27 mayıs, ntv yayınında : diyanet işleri başkanı’na uçak tahsis edeceğiz'
sigara içen insan aptaldır
-
4 gün önce sigarayı bırakmış biri olarak katıldığım beyan. yalnız geri başlarsam çok pis söverim, nick altına yardırırım haberin olsun.
edit: sensin aptal taam mı
ishal
-
gıda zehirlenmesi kökenli ishalin tanımı ile ilgili reddit'te çok güzel ve eğlenceli bir anlatım okudum. o kadar beğendim ki türkçeye çevrip biraz da yorum katarak buraya paylaşmak istedim:
bağırsaklarınız uzun bir tren yolu gibidir, aldığınız gıdalar da raylarda giden tren vagonlarına benzer. a noktası, yani ağzınız ile b noktası yani anüs arasındaki yolculuk süresi zaman zaman değişkenlik gösterebilse de genel olarak hep planlı bir sürede gerçekleşir.
bir şeyler yediğiniz zaman, vagonları raya koyar ve b noktasına gönderirsiniz. bu vagonlar b noktasına ilerlerken ince tünelde (ince bağırsak) çeşitli noktalarda yolcular (besin maddeleri) inmeye başlar. yolculuk henüz bitmez ve bu yolculuk vagonların şeklini de oldukça değiştirerek paslı bir renge bürünmelerine sebep olur. tünelin geniş kısmına geldikleri zaman (kalın bağırsak) vagonların içinde uyuyakalmış yolcu olup olmadığı kontrol edilir (kalın bağırsağın tekrar emme özelliği) ve vagonların şekli inceltilerek b noktasından çıkışın sıkıntılı olmaması sağlanır. çoğu zaman bu tren vagonları b noktasının çıkış kapılarının tam önüne park ederler ve operatörün (tuvalet) uygun zamanda geçit vermesini beklerler.
ancak tüm bu süreç, a noktasından bozuk bir tren seti gönderdiğiniz zaman karmakarışık olur. rayların her yerinde sensörler mevcuttur ve bu sensörler içerideki bozuk vagonları algılar ve süpervizöre (beyin) acil yardım çağrısı gönderirler. süpervizör raylarda çıkan saçma durumu yöneticiye (bilincinize) haber vermeden halletme taraftarıdır, aynı zamanda raylarda bir sorun olduğunu bilmenizi de istemez. bir seçim yapmak zorundadır: ya a noktasına büyük bir şiddetle geri gönderecek ve rayları parçalama riskini göze alacak, ya da mümkün olan en hızlı biçimde b noktasına gönderecektir. sorunun rayların neresinde yakalandığına göre bu konuda seçimini yapar.
b noktasını ele alalım. süpervizör panik butonuna basar ve raylardaki (vücuttaki) tüm tren vagonlarının hızını maksimuma çıkarır. vagonları hızlandırmak ve oldukları yerden en hızlı şekilde atmak için bütün tüneller (bağırsaklar) suyla ve kayganlaştırıcıyla dolar. vagonlar birbirleriyle çarpışır, daha önce son derece muntazam düzende olmalarına rağmen hepsinin içini su ve kayganlaştırıcı basar ve böylece eski hallerinden geriye sadece eriyik püre gibi bir şekil kalır. bu sadece bozuk vagonları değil, o anda rayda olan diğer tüm vagonları da mahveder.
medya (ağrı), içerideki vagon kazalarını bir yerden duyar ve derhal kontrolden çıkmış olan süratli vagonları çekmeye başlar. medya tabii ki bu bozuk vagonları raylara kimin koyduğunu öğrenmek ve birilerinin bu dikkatsizlik sebebiyle cezasını çekmesini görmek istemektedir.
yönetici (yani siz) olan biteni korkuyla televizyonda canlı yayından izler ancak elinden hiçbir şey gelmez, zira süpervizör sağır kesilmiştir ve ofis çalışma saatleri dışında onunla iletişime geçmenizi sağlayacak bir cihaz bulundurmamaktadır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
hadi kekliği düz ovada avladın.. kanadını kanadına da bağladın, tamam eyvallah.. karşısına geçip şıkıdık şıkıdık niye oynuyosun lan?
18 nisan 2012 istanbul fırtınası
-
beşiktaş'ta apartmanı sallamaktadır. tırstım.
edit 1: balkon kapısı açıldı hassikome!
edit 2: açılan balkon kapısının devirdiği ıvır-zıvır kutusundan yıllardır kayıp olan nadide satranç taşımı bulmama vesile olan fırtınadır. emeği geçenlere teşekkürler.
emil michel cioran
-
"tanrı'nın dahi kurtaramayacağı ruhlar vardır;
dizlerinin üzerine de çökse, onlar için dua da etse."
arka sokaklar klişeleri
-
bir doktor var adını bilmiyorum,şevket çoruh'un oğlunun kanser tedavisini de o yaptı.kurşun yiyen onda,boğaz ağrısı olan onda,çükü ağrıyan onda.
akşam eşini evde dans ederek karşılayan kadın
-
ben direk dansıyla karşılıyorum, evimin direği hoşgeldin manasında.