ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
polis bariyerini aşıp ayasofya'ya koşan güruh
-
hafta içi işinde gücünde olan insanların ödediği vergilerin sırtından geçinen, ne kadar asalak tip varsa hepsi orada.
bir gün tek başına
-
baştan sona bi rahat vermez bu roman insana. kitap boyunca çoğu karaktere sinir olurusnuz, dövmek istersiniz, başınız ağrır, gülersiniz, delirirsiniz ama bırakamazsınız bir türlü. bahsedilen yerlerde gezmek istersiniz, şairlerle rakı sofrasında oturmak, sokaklarda devrim çığlıkları atmak, bafra marka sigara içmek istersiniz feci halde, yaşlanınca babıali'de kitapçı açmak...bir bakarsınız ki 700 küsür sayfa buhar olup uçmuş birkaç günde. kitabın sonuna doğru karakterlere yüklediğiniz anlamlar tersine dönebilir. kenan'a kızarken acımaya başlarsınız, günsel'e sert bir tokat atmak. ben çok sevdim bu kitabı. çoğu zaman olduğum gibi tek başımaydım bir gün...son iki sayfada günsel oldum belki, hatırlamıyorum. güvenebileceğim halde kaçarak yitirdiğim şeylerin ispatı bir avuç toprak kalmış elimde.
"ıslaktı gözlerim. bir asker aracı geçiyordu, subaylar vardı içinde. güneş bulutlara girip çıkıyordu."
otomatik araç sevmiyorum diyebilen sürücü
-
arabanın her parçasını kendisi kontrol etmek isteyen, hisli sürücüdür. şimdi mesela motordan çıkan gücün lastiklere iletilmesinde sürücünün bir etkisi var mı? yok. peki ben ne yapıyorum? daha parktayken, arabanın pistonlarını ellerimle çeviriyorum, arabaya hükmetmek mükemmel bir his. arabanın fren disklerini sürücü mü sıkıyor? hayır. peki ben ne yapıyorum? sürücü koltuğunun altından açtırdığım tünel ile acil olmayan frenlemelerde, sol lastikteki fren diskini elimle sıkıyorum, kontrol çok önemli. bazen fren diskini sıkıp, bırakıp, sıkıp, bırakıp abs etkisi bile yaratabiliyorum. bütün bunların yanında vitesim tabi ki manuel. araba üzerinde ancak böyle hakimiyet kurabiliyorum. ayrıca sürekli esp kapalı geziyorum, bir lastiğe kısa süreli frenleme gidecekse, onu da ben yaparım.
önder irevül
-
sizinle gurur duyuyoruz komutanım
iyi ki varsınız!
avcılar kız imam hatip lisesinde düzenlenen çanakkale zaferini anma töreninde dua ederken atatürk'ü anmayan öğretmen'e tepki gösterip töreni terk eden albay önder irevül'e idari tahkikat açıldı.
4 temmuz 2016 juno'nun jüpiter'e varması
-
köprünün açılış gününe denk getirilerek mühendislik harikamıza gölge düşürmek isteyen dış güçlerin oyunu olan durum. ayrıca juno nun gittiğini gören yok belki jüpiter ona geldi.
debe editi: atatürk havalimanı patlaması sonrasında köprü açılışında sevinçten göbek atanları hayatınız boyunca unutmayın.
boğaziçi caz korosu'nun ntv'ye attığı gol
-
güzel bir sabaha başlangıç olmuştur...
böylesi müstehcen bir türkü zaten yeterince yüz kızartmıştır eminim, ama sonunda o kırmızılık mora nasıl döndü görmek isterdim...
edit: bu kadar kırmızı elbiseli kadın olması da zaten ayrı bir gol...
rize'de fotoğraf çektirirken dereye düşen turist
-
türk milletinin turist algısı da değişmiş amk
erkeklerin sevgili olmak istediği kızda aradıkları
-
sanılan,
-güzellik
-naz niyaz eda işve sahibi olmak
gerçekte olan,
kafasına göre bir insan. eninde sonunda herkes kafasına göre bir insan arar. kimisi bunu geç fark eder o kadar.
not: mesaj atmayın. erkek değilim. kadın da değilim. masa lambasıyım.
eczanelerin yerine ilaç otomatlarının getirilmesi
-
oldukça basit bir sistem. devlet büyük ilaç otomatları oluşturacak, reçete barkodunu okutunca ilaçlar alttaki hazneye düşecek, bir de kullanım fişi çıkacak, oldu bitti işte. nöbet işi de olmaz 24 saat hizmet verir.
böylelikle ilacın son kullanıcıya maliyeti de minimize edilmiş olur.
troll diyip geçmeyin, ciddi ciddi düşündüm, bunun olmaması için eczacılar odasının göstereceği direncin dışında ne engel var? ne gibi bir eksiklik veya sorun olabilir inanın bulamadım. en fazla yaşlılara biraz zor gelir.
rent a mourner
-
"rent a mourner", 2013 yılında ingiltere'de kurulan, cenazesi olanlar için profesyonel yas tutucu kiralama hizmeti veren bir işletmeydi. bu sıra dışı sistem, cenaze törenlerinde az sayıda misafir beklendiğinde tercih ediliyordu.
sistem nasıl işliyordu?
cenaze sahibi, yas tutucu sayısını artırmak için rent a mourner şirketiyle iletişime geçerdi. şirket, ailenin verdiği bilgiler doğrultusunda uygun yas tutucuları görevlendirirdi. bu yas tutucular genellikle oyuncu olurdu.
görevliler cenaze törenine katılır, saygı ve üzüntü sergilerdi. hatta bazı durumlarda cenazeye katılan diğer misafirlerle sohbet de ederlerdi. amaç, törene katılımı artırmak ve atmosferi daha saygıdeğer kılmaktı.
yas tutan çalışanlardan birinin the sun'a verdiği ifade şöyle: “çok farklı türden insanlar öldüğü için, bir dizi farklı karakteri üstlenmem gerekiyor. bir keresinde biraz okçuluk öğrenmem gerekiyordu çünkü merhum bir okçuluk öğretmeninin eski koruması olarak buraya gelmem gerekiyordu ve gerçekten ok atmak zorunda kalma ihtimalim vardı."
eleştiriler
rent a mourner web sitesi, cenaze töreni gibi duygusal bir olayda samimiyetsizlik yaratabileceği ve ölen kişiyle gerçek bir bağı olmayan birilerinin yas tutmasının bazı kesimler tarafından yadırganacağı gibi eleştirilerle karşılaştı ve kapatıldı. şu anda birleşik krallık'ta bilinen aktif bir rent a mourner şirketi bulunmuyor.
bir öğretmenden duyulabilecek en ağır söz
-
"bu ülkenin çöpçüye de ihtiyacı var!"
arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altı
yaran inci sözlük entry'leri
-
diyarbakırdan aldğım telefon şarjör çıktı
1.az önce babamı aradım ve mermi bitti mnıskim konuşamadık, ödemeli tarıyorum şu an ama hıh açmıo :( beyler
bizimkiler'den unutulmaz replikler
-
(bkz: kirarim boynuzunu iblis)