hesabın var mı? giriş yap

  • bence serefsizlik. hani kanunan serefsizlik olmayabilir ama nasil suleyman soylu bence suc diyor ya ben de diyorum ki bence serefsizlik.

  • 'senin psikolojin bozuk, ilerde iyi bir anne olup çocuğuna bakamayacaksın' bunu 17 yaşında genç bir insana, tüm sınıf arkadaşlarının yanında zikredecek kadar haysiyet yoksunu bir öğretmenim vardı benim. eğitimci bir insanın, her şeyden öte 2 kız evladı olan bir babanın, başka bir babanın gözünden sakındığı kızına edebileceği en büyük hakareti etmiştir. hakkım haram olsundur.

  • sporcu kimliğinin yanında şov adamıdır. maçlarından önce ve sonraki söylemleriyle, mimikleri ve vücut dili ile muazzam şovlar yapmıştır.

    ernie terrell'ın maçtan önce kendisi ile taşşak geçip "cassius clay" demesi ve muhammed ali'nin maçta terrell'a her yumruk atışında "what's my name?" demesi unutulmazlar arasındadır.

    muhammad ali'nin, yerde yatan sonny liston'un tepesinde bütün heybeti ile durup spor tarihinin en iyi karelerinden birini vermesi.

    benim en sevdiğim şov'u ise; george w. bush'un, muhammed ali karşısında yumruklarını havaya kaldırıp "ehehehe" tribinde takılması, muhammed ali'nin bu şaklabanlığa cevabı, hastalığı nedeniyle titreyen elini şakağına kaldırıp "delirdin herhalde" der gibi oynatması.

    muhammed ali gelmiş geçmiş en iyi sporcu olmasının yanı sıra, çok iyi bir şov adamıdır.

  • cristiano ronaldo - messi rekabetinin heyecanını iyice kaybetmesiyle beraber futbol dünyasında yeni rekabet arayışları özellikle son yıllarda arttı. tabi ronaldo’nun madrid’den ayrılışı akabinde şampiyonlar ligi’nde eski başarıların gelmemesi ve messi’nin de barcelona’dan ayrılışı ile beraber bu durum iyice perçinleşti

    mbappe ve haaland gibi rekabet arayışlarının yanına salah ve mane gibi uyumların veya lewa ile benzema gibi büyük yükselişlerin de eklenmesiyle beraber ikili rekabet kavramı futbolcularda kalmadı. hatta bana sorarsanız dünyanın spor alanındaki şu an en büyük ikili rekabeti guardiola ile klopp arasındadır ki bu sene de tüm kulvarlarda bu rekabeti yansıtıyorlar

    ancak bir adam var ki başarılmamışı başarmak üzere ve bence gavur deyişiyle underrated kaldığını düşündüğüm bir isim. carlo ancelotti.

    bu adam kim ?

    babası peynirci ve çocukluğu peynir çiftliğinde çalışarak geçiyor carlo’nun. futbolu’da ırgat yaşam tarzını değiştirmek adına bir kurtuluş olarak gördü.. aile fertleri kendisini carletto olarak çağırıyor ve covid olana kadar sıkı bir sigara tiryakisi olduğu biliniyor. gençken bir vespa ile geçirdiği kaza neticesinde de sol kaşı kemerli kalıyor carlo’nun

    hem oyuncu hem de müthş bir antrenör

    şampiyonlar ligini 3 kez kazanan 3 teknik direktörden biri. 2 şampiyonluk milan diğeri ise real madrid ile.

    diğer iki abimiz ise bob paisley ve zidane. ancak carlo’nun bir başka özelliği de var.

    futbolculuğundan ziyade teknik adam kariyerine bakalım

    36 yaşında reggiana takımını serie b’den serie a’ya çıkartıyor

    37 yaşında buffon’lu cannavaro’lu parma’nın başına geçiyor ligi ikinci bitirip şampiyonlar ligi’ne gidiyor. buffon 18 yaşında, hernan crespo 21 yaşında, lilian thuram ise 24 yaşında o zamanki kadroda. ileriki yıllarda yazacağı kitabında fenerbahçe’ye söz vermesine rağmen parma’ya gittiğini ve bu yüzden fenerbahçe’yi çalıştırmak için borcu olduğunu ifade eder. hatta kısaca tek borçlu hissettiği kulübün fenerbahçe olduğunu belirtir

    40 yaşında juventus’u çalıştırıyor ve parma ile ik sezonunda olduğu gibi şampiyonluğu kıl payı kaçırıyor. intertoto kupası’nı kazanıyor

    42 yaşında fatih terim’den devraldığı milan’ı 50 yaşına kadar çalıştırıyor. 44 yaşında şampiyonlar ligi’ni kazanıyor. serie a’da şampiyon oluyor . 23 kasım 2005 yılında fenerbahçe ile oynanacak şampiyonlar ligi maçının öncesinde olaylı türkiye-isviçre maçının yankılarına o da katkı veriyor ve istanbul’a miğfer takıp gideceğiz diyorhatta terim’in ahı mı dersiniz artık bilmem ama milan ile ikinci şampiyonlar ligi şampiyonluğunu istanbul’da kaçırıyor ama abimiz 47 yaşında milan ile ikinci şampiyonlar ligi’ni kazanıyor

    bakın 2 şampiyonlar ligi ve 1 serie a üzerinde durmak istedim aslında burada. 40 yaşında juventus ile beraber başlayan büyük italya macerası 50 yaşında çok daha küresel bir hale geliyor . bu arada 25 yıllık eşinden boşanıyor. ve kendi otobiyografisini yazıyor. onun için kendini gerçekleştirmek adına bir kavşak niteliği taşıyor bu dönem. yazdığı kitaptan elde ettiği gelirler de als hastalarına yardım amaçlı kullanıldığını belirtmek gerek

    bekar carlo chelsea’nin başına geçiyor, 2010’da premier lig şampiyonu oluyor. ingiltere ligi’nde ilk yılınızda ferguson’lu bir ligden bahsediyoruz. ancak aynı senenin eylül ayında 87 yaşındaki babasını kaybediyor. özellikle diyabet sorunu olan babasıyla sık sık italya’ya bu dönem ziyarete giden ancelotti, aynı sene bu başarıyı sağlıyor.

    bir sene sonra paris’e geçiyor ve 3 sene içerisinde ligue-1 şampiyonu da oluyor ki bana sorarsanı diğer başarılarının yanında biraz daha arkada kalan bir başarı. 54 yaşında avrupa’nın 5 büyük liginin 3ünde şampiyonluk. avrupa’daki başarılarından az bahsetim yerel başarılarını hiç konuşmuyorum bile

    paris’ten sonra hemen madrid’e geliyor abimiz ve 4 kupa kazanıyor burada. 1’i yine şampiyonlar ligi ancak diğer üçünden biri lig değil. bu sıralarda kanada’lı bir iş kadını olan mariann barrena mcclay ile evleniyor

    terim yerine milan’a, hiddink yerine chelsea’ye, mourinho yerine real madrid’e geliyor. şimdi de guardiola yerine bayern’e gelen carlo 56 yaşında 5. farklı büyük lig içerisinde (ispanya fransa italya ingiltere ile beraber) 4. şampiyonluğunu yaşamaya geliyor

    sonra başarısızmış gibi daha alt kulüplerden teklif alan carlo ne napoli’de ne de everton’da eski günlerindeki kadar başarılı olamıyor.

    ancak carlo madrid’in başına tekrar geçiriliyor. hem de oğlunu yardımcı hocayapıyor ki bir ara bunu münih ve everton maceralarında da gördük. kendisi takımdan ziyade oyunculara ve oyuncuların özelliklerine göre inşa edilen bir taktiğe inandığını söyler. sanırım benzema’nın başarısının ardında yatan en büyük birkaç özellikten biri de bu. ancak bu sözü tabi altın kadro milan’ın da o dönemki takım ruhuyla ne kadar örtüşüyor bu da ayrı sorulması gereken bir soru. bu hususta ılgaz çınar ile serkan akkoyun’un yorumlarına bakmanızı öneririm.

    messi’nin de ayrılışı ile beraber bitti denilen la liga’da (xavi’nin ligde unai emery’nin şampiyonlar liginde döktürdüğü bir sene bu arada) benzema’nın tarih geçen performansı ile şampiyonlar liginde yarı finalde ve ispanya’da da şampiyonluğunu ilan etmek üzere

    evet carlo avrupa’nın 5 büyük farklı ligi’nde şampiyon olan ilk teknik direktör olmak üzere. ben olsam portekiz ve hollanda ile de aynı başarıları yakalamaya çalışıp yerimi perçinledikten sonra tamamen avrupa kupalarına adardım kendimi. borçlu hissettiği fenerbahçe ise emekli olmadan şampiyon yapacağı çok güzel bir son olabilir tabi kim bilir…

    debe editi : imlalar düzeltildi , mesaj ile yorum yapan herkese çok teşekkürler bu kadarını beklemiyordum , ek olarak uyarınız üzerine de ekleyeyim parmadan sonra aslında istanbul'a gelmiş ancelotti fenerbahçe ile görüşmek için ancak sorasında juve ile gördük kendisini..

  • sözlükte bu kadar babası belli olmayan öğretmen düşmanı varken oraya 2000 lira maaş alıyorum diye yazsan bile az demezler hocam. yeterli derler. başka bir iş yap derler. derler de derler ama evet az alıyormuşsunuz demezler.

  • dinlenme tesisinde otobüs yıkanırken tüm oyuncuları indirip otobüsün fırçalarla yıkanmasını izletsinler. insan orada hayatı sorguluyor, ertesi hafta köpek gibi koşarlar. garanti veriyorum.