hesabın var mı? giriş yap

  • geldim geldim…
    bir çoğunuza laflar hazırladım hehehehhe

    başlığı açanın samimiyetine zaten inanmıyorum, onu bir geçelim de , benim maksadım incitmeden tatlı tatlı yanlış bilinenleri düzeltmek.

    lütfen alınmayınız , gücenmeyiniz. tsk envanterinde bulunan farklı uçak tiplerinde bilfiil 17 yıldır mekanik teknisyeni olarak çalışan bir yazar olarak biraz bilgi vereyim.

    efendiler , öncelikle 15 temmuz sonrası yetişmiş personel kaybedildi, sıkıntıya düştük mevzusunu biraz yumuşatalım;
    evet ne yazık ki doğru, lakin acınacak bir hale düşmedik. evet pilot sayımız, yetişmiş teknisyen sayımız hatırı sayılır ölçüde düştü ama sürdürülebilirlik anlamında hiçbir tehlike yaşamadık. bunun en basit örneği 2016 sonunda gerçekleştirilen fırat kalkanı harekatıydı.
    çok istihbari bilgiye girmeden basit bir istatistik olarak paylaşayım; 74 uçak aynı anda havalandı ve %98 isabet oranıyla başarılı bir şekilde ilk dalga operasyon gerçekleştirildi. o zamanlar çalıştığım filo eğitim filosuydu ve biz yerde yedek bekle uçaklarımızın haricinde hepsini aynı anda kaldırdık. demek ki hala tam filo uçurabilecek hem pilotumuz, hem teknisyenimiz hem de lojistiğimiz mevcutmuş. hem de 2016 yılında! kaldı ki sonrasında eksiğin kapatılması için hafta içi hafta sonu bayram-seyran dinlemeden çalıştık.

    diğer bir husus uçaklarımızın ve sistemlerimizin çağın gerisinde kaldığı;
    bakınız biz bunları daha önce burada ve burada anlattık. f-16 1974 yapımı denmiş, değil can parçam , değil yakışıklım. f-16 1974’de ilk uçuşunu (kazara) yapmış olabilir ancak elimizdeki en eski uçak 87’de envantere girmiş olsa bile gövde ömrü, geçirdiği modernizasyonlar ve gövdesel güçlendirmeler sayesinde halen çağının gerektirdiklerini bize sağlayabilen bir uçak.
    dur dur f-16’ya dönmeden;
    sen o bokladığın f-4’ü görsen gerçekten küçük dilini yutarsın. evet uçak baktığında eski görünür gözüne ancak sahip olduğu sistemler ve taşıdığı mühimmatların kapasitesini bilsen önünü iliklersin. (boru mu amk bakımcıların arasında lakabı “baba”dır)
    heh, döndük mü f-16’ya?
    gel şimdi. baba senin ihtiyacın ne? sen kimlerle aşık atıyorsun? ne abd’nin seninle sıcak muharebeye girmeye ihtiyacı var (money talks bebeğim, kapish?) ne de senin okyanus ötesi operasyon yapma ihtiyacın var. bölgesinde etkin ve caydırıcı bir hava kuvvetlerimiz var. dosta güven, düşmana korku dedik, bildin mi? mesela azerbaycan’a güven verdik, biz (bkz: cap) veya (bkz: sead) uçarken ermenistan “korku”dan uçak kaldırıp da havadan gence’yi , gebele’yi, lenkeran’ı bombalayamadı.
    başka ne istersin? mesela o uçakları bisiklet gibi kullanabilen, gerçekten nokta atışı hedef vurabilen pilotların var senin. mağaraları, kampları 2 metreden az sapma ile imha etmek senin tatmin etmiyor mu? illa abd veya rusya ile hava harbi mi yaşamamız lazım?
    e batıya gidelim. yunanistan’ın ekonomisi alt üst oldu da şişire şişire dünyanın uçağını aldılar envanterlerine sırf bize yetişebilmek için. gel gelelim dibindeki adalara asker çıkardılar, ancak bu da hava kuvvetlerinin değil siyasetin sorunu.

    5. nesil uçağımız yok. maalesef yok. çok mu ihtiyacımız var şu an? bence yok. bunları yazdık ( yukarıdaki bakınızlar ) . 5. nesil uçağı idame ettirmeye harcayacağımız kaynakları f-16 envanterden emekli olana kadar milli muharip uçak projesi’ne aktarabiliriz. harekat ve etki alanımızda bize 5. neslin eksikliğini hissettirebilecek bir tehdit yok ki.

    gelelim mi personele?
    ufak ufak hatıralarımdan gideyim.
    bosna hersek’de görev yapıyorum. sene 2020, bize tahsisli evde 3 havacı, 3 karacı , 1 denizci astsubay ve 1 karacı albay ile yaşıyoruz. mesai saati sonrası ortak salonumuzda bulunan 2 büyük koltuk takımında tv’ye yakın olan takımda 3 karacı ve bir denizci abimiz meyve soyup dizi izlerken biz arka koltuklarda birimizin önünde ingilizce kitabı, diğerinin elinde nato’nun bize verdiği sop (standart operational procedures) kitabı, bende ise ispanyolca gramer kitabı var. albayımız odasından çıkıp ekiple tv izlemek için yanımıza geldi ve “arkadaş şu havacılardaki vizyona hastayım, beyler bakın da bi feyz alın” diye serzenişte bulundu. sonraki zamanlarda ise verdiği her direktifi prosedürleri inceleyip teatti ettiğimiz için “yakıcam amk sizin bu kitaplarınızı, bişeyi de bilmeyin lan” dediği olmuştu. amacım kimseyi yermek ya da övmek değil ancak hava kuvvetlerinde özellikle uçucu ve uçuşla alakalı branşlar gerçekten ülkemiz anlayışının ve çağının önündedir efendiler. en “boş” diye yaftalayacağınız adam bile yabancı dile, teknik dökümana hakim ve en az 1000 sorti üretmiş tecrübeye sahiptir. bunu sağlayan ise “bence” ülkemizde benzerini bulamayacağınız “kurum kültürü” ya da “kurumsal hafıza”’dır. sistem, “gabi” adamı dışarı, uçaktan uzağa itmeye ayarlıdır.
    pilotlar konusunda da ufak bir anektod bırakayım;
    nato sağolsun her üssün bir de standardize filosu vardır. bu filolar adı üstünde uçucuların standart prosedürlere göre yeterliliğini sağlar. bu filolarda binlerce saat uçuşu, katıldığı 100’lerce operasyon olan ve tonlarca mühimmatla sayısız atışları olan “bilekli” pilotlar bulunur.
    bu abilerimiz muharip filolarda uçan pilotları sürekli denetim altında tutar. dolayısıyla “zayıf”, “eksik”, ya da yetersiz bir pilot derhal tespit edilir ve sonraki yaşamında uçağı sadece fotoğraflarda görür.
    biraz da uçakların amiyane tabirle “modifiye” durumlarına gelelim;
    efendiler bizim bu konuda g.tümüzü kurtaran husus ise kıbrıs harbi sonrası yediğimiz ambargolar neticesinde kurduğumuz aselsan, havelsan, roketsan, aspilsan, teive tusaş gibi harika kurumlarımızın 30 yılı aşkındır bize sağladığı imkanlardır. uçaklar piç kasa bmw ya da şahin gibi “modifiye” olduklarında sadece görüntü değiştirmez. aksine yan yana duran iki blok-30 ve blok-50m arasında görüntü neredeyse aynı olmasına karşın kabiliyetleri açısından uçurum vardır. yani her uçak sistemi envantere girdikten sonra servis ömrünü doldurana kadar “yaşamaya ve gelişmeye” devam eder.
    çok uzattık sanki, sonuç olarak;
    pilotlarımız dünyanın en iyileri arasında,
    bakım ekibimiz “top shelf” kalitede,
    eğitim ve doktrinlerimiz hala benzersizdir.
    hava kuvvetlerimiz mevcut olduğu sürece korkmayın…

  • süper lan. milli takıma 1 yıl önce elimizdekini verip şimdi milli takımdan geçen senekinin küçüğünü alıyoruz. nasreddin hocanın kazan hikayesi gibi. seneye kazan ölür biz de rahatlarız.

  • timsah derisinden değil de kaplumbağa kabuğundan yapılsaydı almayı düşünebileceğim ceketimsi. buna bir daire parası verdikten sonra, bari evim sırtımda diye kendimi avutabilirdim.

  • yeğenim yuvada kafasına geçirdiği çiçek maskesi ile evin kapısına gelir ve önümde dikilmeye başlar..

    - aaa bu da kim böyle?!??!
    - ...
    - aman allahım bir çiçek var önümde..
    - ... herhalde bir çiçek var. alla alla. hiç mi yürüyen çiçek görmedin..?
    - ıngh! pardon..

  • 40 yılda bir olabilecek, hoş bir tesadüf. her iki tarafında absürt bir durumu olgunlukla karşılaması da hoş olmuş.

    ben mesela şimdi bir düşündüm de, bundan 50 sene sonra birisi aynı şeyi volkan demirele sorsa muhtemelen bastonu kafaya yerdi.

  • yılmaz: 39 yaşında mısın oğlum sen?
    ilkkan: öyleymiş abi
    yılmaz: hiç mi anlamadın oğlum, insan bilir ne yaşadığını ya

    yılmaz: ilkkan sen gönlünden geldiğince yumurta mı haşladın çocuğa?
    ilkkan: haşladım abi ne var işte, protein çok önemli sporcular için.
    yılmaz: bravo. peki benim merak ettiğim şey şu, 14. yumurtaya geldiğinde seni ne durdurdu, niye devam etmedin haşlamaya?

  • başlık: beyler yardımlara şuku verilecektir

    entry:beyler şimdi kızla 1.5 ay oldu ama az görüşebildiğimizden sıkıldım işte. ayrılmak istiyorum ama kızı üzmek istemiyorum ne yapmalıyım piçler
    ayrılık konusu uzaktan yakından açılınca bile ağlıyo kız beyler ona göre yardımlar

    entry2: sen daha iyilerine layıksın
    entry3:ben senin bildiğin erkeklerden değilim de
    entry4:babam beni dayımın oğluyla evlendiriyor dersin

  • "komşudan gelen kısır tabağının "boş göndermek olmaz" denilerek kısır koyulup geri gönderilmesine kısır döngü denir."

  • 2020 yılında gerçekleşecek gökyüzü olaylarını fazla detaya girmeden kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre özet geçmek gerekirse:

    ocak 2020
    -2-3 ocak quadrantid (dörtlük)göktaşı yağmuru
    -5 ocak dünya güneşe en yakın konumda (147 milyon km)
    -10 ocak parçalı ay tutulması (ülkemizden gözlenebilecek)
    -13 ocak ay dünyaya en yakın konumda (366.500 km)
    -29 ocak ay dünyaya en uzak konumda (405.350 km)
    -mars 20 ocak'ta aya yakın konumda olacak.

    şubat 2020
    -10 şubat ay dünyaya en yakın konumda (361.270 km)
    -26 şubat ay dünyaya en uzak konumda. (406.275 km)
    -venüs akşamları en parlak gezegen olacak.
    -mars sabahları gün doğmadan önce jüpiter, satürn ve plüton ile aynı bölgeyi paylaşacak. üç saate yakın gözlemlenebilecek.

    mart 2020
    -10 mart ay dünyaya en yakın konumda (357.145 km)
    -21 mart gece ve gündüz süreleri eşit.
    -24 mart ay dünyaya en uzak konumda. (406.690 km)
    -venüs günbatımından itibaren batı tarafında üç saate yakın parlak bir şekilde bulunacak. 8 mart akşamı venüsün hemen altında plüton gözlemlenebilecek.

    nisan 2020
    -7 nisan ay dünyaya en yakın konumda. (356.910 km)
    -20 nisan ay dünyaya en uzak konumda. (406.435 km)
    -22-23 nisan lyrid (çalgı) göktaşı yağmurları
    -merkür, güneşe yaklaştığı için gözlemlenmesi pek mümkün olmayacak.
    -venüs, 26 nisanda ay ile yakın görünecek.
    -jüpiter, parlak bir şekilde gece yarısından üç saat sonra doğudan gözlemlenebilecek.

    mayıs 2020
    -6 mayısta ay dünyaya en yakın konumda. (359.655 km)
    -5-6 mayıs eta aquarid (eta kova) göktaşı yağmurları
    -18 mayısta ay dünyaya en uzak konumda. (405.580 km)
    -merkür ay sonuna doğru venüs'ün yakıonlarında gözlemlenebilecek.
    -mars ay boyunca sabaha kadar gökyüzünde olacak.

    haziran 2020
    -3 haziran ay dünyaya en yakın konumda. (364.380 km)
    -5 haziran parçalı ay tutulması. (ülkemizden gözlemlenebilecek)
    -15 haziran ay dünyaya en uzak konumda.(404.595 km)
    -21 haziran en uzun gündüz.
    -21 haziran parçalı güneş tutulması. (ülkemizden gözlemlenebilecek)
    -jüpiter gece yarısından sonra en parlak gezegen olacak. 9 haziran'da jüpiterin yanında plüton da net olmasa da görüntülenebilecek.

    temmuz 2020
    -4 temmuz dünya güneşe en uzak konumda. (152 milyon km)
    -5 temmuz parçalı ay tutulması. (ülkemizde görülmeyecek)
    -12 temmuz ay dünyaya en uzak konumda. (404.200 km)
    -25 temmuz ay dünyaya en yakın konumda. (368.360 km)
    -27-28 temmuz delta aquarid (delta kova) göktaşı yağmurları
    -venüs, 17 temmuz'da aya yakın olması sebebiyle fotoğrafçılar için fırsat olabilecek.

    ağustos 2020
    -9 ağustos ay dünyaya en uzak konumda. (404.660 km)
    -12-13 ağustos perseid (perse) göktaşı yağmurları
    -21 ağustos ay dünyaya en yakın konumda. (363.510 km)
    -jüpiter ayın ilk günleri ay ve satürn ile birlikte yükselecek ve gözlem için uygun olacak.

    eylül 2020
    -6 eylül ay dünyaya en uzak konumda. (405,606 km)
    -18 eylül ay dünyaya en yakın konumda. (359.075 km)
    -23 eylül gece gündüz süreleri eşit.
    -mars, 5 eylül dolunay evresindeki aya çok yakın görünecek.

    ekim 2020
    -6 ekim mars dünyaya en yakın konumda. (60 milyon km)
    -17 ekim ay dünyaya en yakın konumda. (357.930 km)
    -20-21 ekim orionid (avcı) göktaşı yağmurları.
    -30 ekim ay dünyaya en uzak konumda. (406.395 km)
    -venüs ile ay 1 4ekimde yakın konumda olacak.

    kasım 2020
    -14 kasım ay dünyaya en yakın konumda. (357.840 km)
    -17-18 kasım leonid (aslan) göktaşı yağmurları.
    -27 kasım ay dünyaya en uzak konumda. (405.480 km)
    -30 kasım parçalı ay tutulması (ülkemizden görülmeyecek)
    -mars günbatımında doğudan yükselecek ve tüm gece gökyüzünde olacak.

    aralık 2020
    -12 aralık ay dünyaya en yakın konumda (361.755 km)
    -13-14 aralık geminid (ikizler) göktaşı yağmurları.
    -14 aralık tam güneş tutulması (ülkemizde görülemeyecek)
    -21 aralık en uzun gece.
    -24 aralık ay dünyaya en uzak konumda. (405.010 km)
    -satürn ve jüpiter 21-22 aralık tarihlerinde günbatımından sonra batı ufkunda birbirlerine değiyormuş gibi yakınlaşacaklar.

    kaynak: bilim ve teknik