hesabın var mı? giriş yap

  • dizide tanitilan 4 ailenin tek tek mal varligindan bahsedilirken 50-60 milyar dolarlardan bahsediliyor. bu aileler legal is yapan (medya, medikal, turizm, in$aat) adam gorunumlu kacakci (silah, uyustucu vs.) aileler.

    merakimi cezbeden konu ise; ilk kurtlar vadisinde silah kacakcisi laz ziya polat alemdar a butun mal varligi olan (yaklasik) 670-680 milyon dolar birakmisti. hadi olsun olsun baronlarinin 2 milyar dolari.

    e o zaman bunlar kim !adamin var 60 milyar dolari hem de silah kacakcisi. laz ziyayi kim takar baronu kim napsin !

    kandirildik arkada$lar

  • çocuklukları çalınmış, önlerindeki tüm yaşamları da ipotek altına alınmış 2 adet talihsiz kardeş içeren videolardır. sorumluları, görünen baba ve belki de görünmeyen anneleridir. işin kötüsü yalnızca kendi ailelerinden değil, zehirledikleri türk aile ve toplum yapısı'ndan da sorumlu bu iki ebeveyn. son yıllarda ortaya çıkan bir çeşit aile formunun temsilcilerinden yalnızca bir tanesidirler. ne ilk ne de son olacaklardır. bu hastalıklı yapıya gündelik yaşantınızda, olmadı sosyal medyada illa ki rastlarsınız. onlar her yerdeler. pandaların neslinin tükendiği bir dünyada, bunların nesli tükenmemekte; bilakis kümülatif artış göstermektedir.

    sosyal medyada çocukları ile bu tarz prodüksiyonlu videolar çekip yayınlayan insanları normalize etmeye çalışanlar var. "ona bakarsanız dizilerde, filmlerde çocuk oyuncular var." diyenler var. çocuk oyunculuk meselesi de zaten etik yönden tartışmaya açık bir konu. bir kere çocuğunuzun iradesi dışında bir şeyi ona yaptırmamalısınız. maddi olarak bakmakla yükümlü olduğunuz çocuğunuzun sırtından para kazanmaya çalışmamalı, çocuğunuzun içinde yer aldığı bir yapımdan elde ettiğiniz geliri ileride çocuğunuzun ihtiyaç duyabileceği potansiyel eğitim/sağlık giderleri için bir fonda tutmalısınız. her şeyden öte, tv-sinema dünyası en azından profesyonel bir mecra. yer alınan yapımlar, çocuklar açısından birtakım kurallara uyacak ve denetimden geçecek şekilde hazırlanıyor. kaldı ki setlerde pedagog, oyuncu koçluğu desteği de sağlanıyor son yıllarda. her şeyi bir kenara bırakın; orada en azından yeteneği olan bir çocuk, ileride tercih edebileceği bir sektörde erken yaşlarda eğitim görüp tecrübe kazanmaya başlıyor; kendini tanıtma fırsatı yakalıyor; ağaç yaşken eğilmiş oluyor.
    bunlar ise, çocuğun rızası dahilinde, çocuklu anne babalara eğitici içerikte günlük hayattan kesitler sunmak şöyle dursun; pedagojik açıdan herhangi bir uzmanlığı ya da bilgisi bulunmayan anne babaların kendi kafalarına göre kurguladıkları ve çocuklarını alet ettikleri zoraki videolar. çocuğun sırtından para kazanılıyor. kazanılan paralar da genellikle çocuklara harcanmıyor. bunu da zaman içerisinde videoları çeken ailelerin gelişim gösteren yaşam standartlarından görebilmekteyiz. düşük sosyoekonomik statüye sahip ailelerin 10 tane çocuk yapıp, onları kırmızı ışıkta cam silmeye, kağıt mendil satmaya yollayıp onların sırtından para kazanmalarından ne farkı var bunun? o çocukları görünce rahatsız oluyorsunuz da, bu çocukları görünce neden olmuyorsunuz?

    size yalnızca 30 saniye bakabildim. bir şey çok ender beni bu denli rahatsız eder; ve siz bunu başardınız.
    bana borçlusunuz kötücül aile, hafta sonumu mahvettiniz!

  • anneme ne fikirle gitsem, ki ufak çaplı bir mucittim küçükken, "amaaan max saçmalama" diyerek her seferinde beni terslemesiyle her söylediğimin saçma olduğu ve ciddiye alınacak bir insan olmadığım fikrini buna örnek verebilirim. bu yetişkinliğime de yansıdı ve hâlâ tam olarak aşamasam da büyük oranda ilerleme kaydetmek yıllarımı aldı.

    büyüyüp bu sorunu yüksek oranda aşınca konusunu anneme açtım. "napayım çalışıp işten gelmişim bir şey anlatmaya çalışıyorsun, vaktim yoktu seni dinlemeye" cevabını aldım.

    çok net arkadaşlar, zaman ayıramayacaksanız çocuk yapmayın.

  • birgün dedi ki, '' bir sincabım var. çok severim sincapları. arka bahçemden ormana gönderdim. umarım aile kurup, gelip bana gösterir.'' o günden sonra naifliğine mi sevinsem, sincaba yeni ev kurmuş oğlan çocuğu muamelesi yapmasına mı şaşırsam bilemedim. ne zaman sincap görsem aklıma gelir, zaten hiç de görmüyorum ama görsem aklıma gelir.

    dünyanın; onca hırsızın, zalimin, hatta ruhsuzun yanı sıra, ait olduğu doğaya salıverdiği bir sincabın akibetini merak etmiş böyle insanları da kucaklamış olması umut verici. umarım resimlerindeki gibi, mutlu ağaçlarla dolu bir yere gitmiştir. umarım o sincap çoluk çocuğa karışmıştır. erken ölmem ama umarım babamın da öldüğünü görmem ve umarım unutulur notalar da benden sonra o güzel şarkıları söylemezler.

  • çalışıp kazanmaya alışık olmayan aktrolleri şaşırtan olay.

    hayır gören de kadın akp zenginleri gibi kamu arazisine rezidans dikti zanneder.

    edit: sevgili akpliler size cahil dediğimizde kızıyorsunuz ama yani niye böylesiniz

    1- chp son 20 senedir hiçbir şekilde sol değil, cayır cayır liberal.
    2- sol ve sosyalizm çok farklı şeyler. yani "solcu fakir olur" gibi bir önerme, "reza zarrab hayırseverdir" önermesiyle aynı geçerliliğe sahiptir.
    3- avukat dediğin insan selam vermeye bile 200 tl alır. bu durumda kılıçdaroğlunun gidip belle vue yerine kümük bi rezidanstan alması da saçmaymış

  • türkiye'de sıra kültürü yoktur çünkü türkiye hırsızlar memleketidir. herkes imkanı dahilinde çalar. kiminin imkanı vardır devleti hortumlar, kimi ancak vergi kaçırır, kimisi de böyle başkasının sırasını çalar. hırsızın utanması olmadığı için de yaptığından utanmaz, laftan incinmez.

  • karanlık bir atmosferi olan, karakterler biraz garip olsa da insana çürümüş düzeni sıklıkla göstere göstere ve yer yer ayrıntılarla derinden hissettiren, rüşvet ve ahlaksızlıkla insanı hayattan soğutan sistem içinde sadece işini yapmak isteyen insanın nasıl da zorlandığını çok gerçekçi bir şekilde anlatan fazlasıyla underrated politik/ gerilim dizisi

    dizinin en büyük eksiklerinden biri hemen tüm karakterlerin aslında çok basit insan davranışları sergileseler de - ki oyunculuklara laf yok- kurgusal olarak biraz eğreti olmaları. kötüler ölümcül kötül, sapkınlar ölümcül sapkın, yoldan çıkmaya müsait zayıflar ölümüne zayıf, dürüstlük sevdalıları ölümüne doğrucu davut vs insana dair bir kriz anında değişik karar verme, fevrilik, kemdinden beklenmeyen bir şey yapma hali yok karakterlerde.

    --- spoiler ---

    ikinci sezonda oğlunu kaybetmiş, kızına vaha konutlarını yapan adam oğlunu anlatırken ağlıyor . bu bile adamı insancıl kılamıyor. bunu yapan adam aynk zamanda sel baskınıyla bir sürü ailenin hayatını tehlikeye atacak konutları gönül rahatlığı ile pazarlıyor... nerden baksan kötü.

    polis kadın inanlmaz bir özgüvenle ortalarda salınıyor, haddini aşıyor, sanki diğer polislerle aynı dünyada yaşamıyorcasına kural tanımıyor... nersen baksan dirty bitch.

    editör çocuk hep bir biz özür basınız, ipliğininizi pazara sereceğiz havasında ama istisnasız her defasında daha ilk karşı atakta siniyor. nerden baksan dönem adamı.

    her iki sezon beyonca en stabil karakter kekeme polis. çok fazla etliye sütlüye karışmadan ekmeğine bakıyor, müdür sus diyor susuyor, kadın polis kalk gel diyor gidiyor. ve karşısına çıkan ilk fırsatta kendinden beklenmeyen bir şekilde o sinik polis profesyonel bir şekilde tereyağından kıl çekercesine itirafa zorlayacağı genci araya atıyor. ödülü alırken yine çzüne dönüyor. fırsat bitip rutine döndüğü an kadın polise bu işi beraber yaptık deyip hem ona yaranıyor hem de ondan nefret eden amirlerini kızdırmamak adına konuşmasında ondan hiç bahsetmiyor. insan bence böyle bir yaratık. o yazılıp çizilenden daha karmaşık.
    --- spoiler ---

    ağır, sıkıcı tabir edilen yapımları seven biri olarak temponun zaman zaman maalesef insanı diziden koparacak kadar düşmesi de başka bir aksaklık.

    ama türü ve polonya yapımı olması çekici. 80ler polonyası'nda geçmesi de ayrıca zenginlik katıyor.

    türü sevene büyük hediye.

  • enteresan subliminal mesaj. adeta evrim teorisini çürütecek türden bir tesadüf.

    (bkz: ateistler hadi bunu da açıklayın)

    edit: işgüzar sözlük moderasyonu sayesinde anlamı kalmamış tersten okunuş. bu başlık açıldığında i. melih'in tersten okunuşuydu. sağolsun başbakanlık ekşi sözlük dairesi başkanlığı çok yerinde bir düzeltme yaparak türkçemizi kurtarmış oldu.

    edit2: geç de olsa düzeltilmiş, buradan kendilerine yakarışımı duydukları için teşekkür ediyorum. moderasyon çalışıyor.