hesabın var mı? giriş yap

  • başlığı okuyunca reşit olmayan öğrenciler geliyor insanın aklına lakin alakası yok içeriğin, bize ne lan bundan?

  • niye kan dondurması gerektiği anlaşılamayan twit. illa kanın donsun istiyorsan berkin'in 14 kilo olarak gömüldüğü gerçeğini hatırla, yeter sana.

  • bu malikanenin her tuğlasında ,değerli halkımızın survivor sevdası ve gönderdiği sms'ler vardır.

    her metre karesinde bir ödül oyunu ,bir "ikisi de çok hızlı" vardır.

    türkiye manzaralı bir ev burası ,siz onu izledikce o da sizi izliyor ,siz izledikce manzarası güzelleşiyor, değeri artıyor.

  • küççükken sık sık öznesi olduğum cümledir, hatta bu cümle beni nitelemiş bir sıfattır.

    annemin altın gününde annem kısır yapmıştır. ancak kısırın yanına konan marul yetişmez. eli kolu dolu olan anne insanı, 6 yaşındaki erkek çocuğu görünümlü kızını (ben) bakkala yollar. evden çıkmadan önceki son konuşmalar şu şekildedir ;

    -duyycim : anne bak bi tane mi marul istiyosun, sadece bi tane mi alıcam ?
    -anne : aaa delirtme insanı bi tane dedik ya işte hadi çabuk.
    -duyycim : anne bak emin misin.
    -anne : çabuk dedim !!!
    şimdi bu diyalogdan marul alınması gerektiğini ve bir tane alınması gerekliliğini idrak etmek zor değil. ben de öyle yaptım. bakkala gittim. bi tane marul istedim. bakkalın itinayla koskoca maruldan bir yaprak koparmasını bekledim. bakkal kuşa vericem zannetti. üstüne bi de yok annemim günü var, az geldi ondan alıyorum dedim. bakkal pişkin pişkin poşete koyayım dedi, koy amca dedim. poşeti sallaya sallaya, hoplaya zıplaya eve geldim, bir yaprak marulla. bu arada yolda oynayan arkadaşlarıma katılmadım anneme marul yetiştirmenin ciddiyetiyle.
    annem marulun nerde oldğunu sorunca poşeti gösterdim ama annemin o aptal mısın imalı bakışını hiç unutmadım yıllar yılı. annem ' iyi otur o marulu ye şimdi, sonra git canın istedikçe birer birer al gel olur mu' dediğinde de ciddi olduğunu sanmıştım, neyse ki canım istemedi.
    işin ilginç yanı, bütün göstergeler bu yönde olsa da, iq veya eq ile ilgili bir problemim yıllar yılı çıkmadı.

  • zamanında çarkıfelek'te m. ali erbil'le arasında şöyle bir diyalog geçen müzisyen, güzel insan...

    gökhan semiz: patlıcanın s'si...
    m. ali erbil: patlıcanın neresinde s?
    gökhan semiz: sapında abi...

    mekanı cennet olsun.

  • uzun seneler boyunca sigarayı bırakmam konusundaki ısrarlarının* ardından nihayet bunu başardığımda geçen şu diyalog:

    + anne nihayet bıraktım ben..
    - neyi, o adını bile anmak istemediğim pis şeyi mi
    +evet
    - allahımmmmmm (çeşitli dualar ve sevinç gösterileri takip eder) dile benden ne dilersen kızım
    +heheh saol anneciğim ama biraz sinir yaptı bende
    - olsun kızım. beni döv. gel beni döv yavrum.

  • araştırmanın kısmen de olsa bir geçerliliği varsa eğer bunun sebebi, virüsün sigara içenlerin ciğerlerinde tutunacak bir dal, içine sızıp çoğalacak doğru düzgün bir hücre bulamamasından kaynaklıdır.

    bu iyi midir, kötü müdür siz karar verin artık.

  • birçok kültürde uğur getirdiğine inanılan zanaatkar.

    eski çağlardan beri baca temizleyicisine dokunmanın, onunla tokalaşmanın, düğün konukları arasında baca temizleyici bulunmasının, hatta evlenilen günde baca temizleyicisi görmenin dahi uğur ve bereket getirdiğine inanılır.

    bu inanış eski çağlara dayanır ve hakkında birçok rivayet vardır.

    en yaygın olan açıklama, baca temizleyicilerinin “ocağın tütmesini” sağladığı, ayrıca yanıcı kurumu bertaraf ettiği için yangından koruduğu, böylelikle eve bereket ve uğur getirdiği yönündedir.

    başka bir rivayete göre, 1066 yılında britanya kralı william’ın at arabası kontrolden çıkar. bir baca temizleyicisi kralı araçtan çekerek kurtarır. william bu olaydan sonra baca temizleyicilerinin uğurlu olduğunu ilan eder.

    hikayenin başka bir versiyonuna göre, 18. yüzyılda bu defa saldırgan bir köpek kral georg’un atlarını ürkütür. yine bir baca temizleyicisi yetişir, arabanın takla atmasını engelleyerek kralın hayatını kurtarır. ve kral bundan böyle tüm baca temizleyicilerinin saygı görmesini ve uğurlu sayılmasını talep eder.

    söylenceye göre, bu olaydan sonra kızını evlendiren bir adam “krala uğur getiren kişi benim kızıma da uğur getirir” diye düşünerek düğüne bir baca temizleyici getirir ve böylece bir geleneği başlatır.

    ingiltere’de halen düğün konukları arasında bir baca temizleyici bulunmasının uğur getirdiğine inanılır. törende baca temizleyicinin gelini yanaklarından öpmesi ve damadın elini sıkması adettendir.

    bazı kaynaklara göre kraliçe elizabeth’in düğün törenine de bir baca temizleyici katılmıştır.
    örneğin

    bazı ülkelerde düğün törenlerine baca temizleyici çağrılması giderek popüler hale gelmektedir. bu da baca temizleyicilerine ek gelir kaynağı teşkil eder.

    konuyla ilgili gözüme çarpan kaynaklardan bazılarını aşağıda sunuyorum:

    kaynak1
    kaynak2
    kaynak3
    kaynak4

  • kesinlikle uzak durulması gereken site/uygulama. 4 haziran'da profilimden bana ait olmayan 4 sipariş verilmiş. bunların 3'ü kuponla alınmış görünüyor, ancak bedelleri kredi kartımdan çekilmiş. sonuncusu normal sipariş ve 117 tl. bu siparişler için adreslerime 3'ü çorlu'da biri ataşehir'de olmak üzere 4 farklı adres eklenmiş. bir kısmında uydurma olduğu çok net olan 3131313131 şeklinde bir telefon numarası girilmiş. adreslerden iki tanesinde "binanın önündeyim" şeklinde açıklama var. fark ettiğimde büyük bir çaba göstererek müşteri hizmetlerine bağlandım, özetle mail atın dediler. attığım maile geri dönüş yapılmadı, bir kaç taciz mailinden sonra zahmet edip cevap verdiler. hesabımı kapatmaları 1 hafta sürdü. siparişlerin bedelleri için ise "biz bir şey yapamayız, bankanızla görüşün." dediler. böyle bir firma yemek sepeti.

    edit: bankaya yaptığım harcama itirazı sonucu hepsinin bedelini iade ettiler.

  • bu yılan kadının mahkeme süreçlerini izleyip, her şeyi görüp hala savunmak açık açık ahlaksız olmaktır, kötü insan olmaktır. makyajyapıp darp etti iftirası atmak, defalarca kez aldatmak, adama hayatı zindan etmek, merdivenden itti diye iftiralar atmak, adamın tüm kariyerini yok etmeye çalışmak ne zamandır desteklenir şeyler oldu lan itler?

  • püf noktaları vardır

    1- salçalı sos sulandırma olayına girmeyin. gidin tetra pak kutuda domates püresi alın yağda domates püresi pişirin çok daha az miktarda salça ekleyebilirsiniz. sosu bol yapmaktan çekinmeyin. salça gibi yoğun olmadığı için tadı kötü olmayacaktır. sosu hamura süreceksiniz. sos pişirmek salçalı yağı saatlerce ateş altında tutmak değildir. sosun tadı ateş altında kaldığı her aşamada değişir, domates püresini salçalaştırıncaya kadar pişirmeyin. domates biraz da kendisini taşısın.

    2- mantar seviyorsanız çok koyun ama küçük küçük dilimle-meeeeee-yin. iri kalsınlar (mesela 4'e bölün) ve en üste koymayın. en üste koyarsanız hem suyunu salar hamuru kötü yapar, hem de çok çok küçük kalır. peynirin altına koyun.

    3- bütün malzemeleri çiğ koyabilirsiniz. ilk denemeniz sonrasında malzemelerin pişmelerine göre boyutunu değiştirmek gerektiğini öğreneceksiniz. ceteris paribus iri parçalar geç pişer.

    4- bu güne kadar herhangi bir pizza için bunun peyniri gereğinden fazla olmuş dendiğini duymadım.

    5- sosisi iyisinden alın (kilo fiyatı kırmızı et'in fiyatına yakın olanlardan) ama az alın. sosis çok bereketli bir malzemedir, elde kalır.

    6- ölçülü ve tarifli yapmıyorsanız pizzanızı iki yönden ısıtarak ama olması gerekenden bir alt bir rafta pişirmeye başlayın. pişmesine yakın üste alırsınız, kısa sürede üstü kızarır.