ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
140journos'un esenler otogarı videosu
-
blutv’ye içerik yapmaktan artan kalan zamanlarında lütfedip tamamlamışlar nihayet. kusura bakmayın yorduk sizi de krallar.
15 nisan 2020 cezaevi tahliyeleri
-
sabahın erken saatlerinde başlayandır.
erdoğan affı ile yaklaşık 90 bin kişi serbest kalıyor.
mahkumlar otobüslerle çıkarılıyor ve uzatılan mikrofonlara hep bir ağızdan "tayyip erdoğan ve devlet bahçeli'ye teşekkür ederiz." diyorlar;
kaynak: https://twitter.com/…tatus/1250278115617550336?s=19
erdoğan affı ile tahliye olan mahkumların suçları;
- taksir/bilinçli taksir ile öldürme (trafik teröristleri, maganda kurşunları, soma, çorlu faciaları...)
- her türlü yaralama (aile içi değilse serbest! hem kadına hem erkeğe, sonucu ölüm de olabilir hiç farketmiyor) (nitelikli veya değil)
- hırsızlık (nitelikli veya değil)
- dolandırıcılık (nitelikli veya değil)
- yağma / gasp (nitelikli veya değil)
- çete faaliyet
- güveni kötüye kullanma
- karşılıksız yararlanma
- mala zarar verme
- hakkı olmayan yere tecavüz
- haneye tecavüz
- fuhuş, pezevenklik
- çocuklara müstehcen yayın verme/satma
- tehdit
- alıkoyma
- kaçakçılık (insan kaçakçılığı dahil)
- sahtecilik (kamu sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç, ürün sahteciliği, evrakta sahtecilik)
- rüşvet, irtikap
- firar.
kaynak: https://www.milliyet.com.tr/…e-vuruyor-2020-6188133
soma
-
birçok korku ve bilim kurgu başyapıtından izler bulabileceğiniz oyun. bu oyunda alien ve the thing gibi filmlerden, system shock ve amnesia gibi oyunlardan birçok izler bulabiliyorsunuz. konu olarak da insan ve birey olmanın ve yaşadığımız hayatın gerçekte ne anlama geldiği konusunda kafalarda birçok sorular yaratarak varoluşçuluğun kendisini sorgular. ancak bu soruların cevaplarını kendisi vermek yerine oyuncuya bırakır. böylece her kişinin cevabı kendi subjektif ve ahlaki düşüncelerini yansıtır ve oyun bu sorulara tek bir doğru cevap aramaz. oyunun hikayesindeki düğüm noktalarında yaptığımız seçimler bu bahsettiğim sorulara cevap niteliği taşırlar. böylece gelişmiş bir bilince ve belli bir ahlaki yapıya sahip varlıklar olarak aslında özümüzde bencil yaratıklar olup olmadığımız da açığa çıkmış olur.
40 yaşında adamların ekşi sözlük'te takılması
-
sözlüğü liseli ergenler için ortam sanan kullanıcıların düşüncesi.
belli bir yaşa gelmiş mesleğinde uzmanlaşmış kullanıcıların görüşleri değerlidir.
sözlükte yazdıklarından ergen yazarlara bolca ödev çıkar.
evliliğin özeti
-
evlenmeden önce istisnasız bütün evli tanıdıklarım "evlenme" diyordu. evlendim.
şimdi bekar bütün tanıdıklarıma "evlenme" diyorum. biliyorum onlar da evlenecekler.
bu evlenecek olanlar da zamanı gelince başkalarına "evlenme" diyecekler. bunu da biliyorum.
garip bir döngü var, bu konunun üzerine gidilmesi lazım.
15 kasım 2021 osman öcalan'ın ölmesi
-
tık
akp'li arkadaşlarını derin hüzne boğarak koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede ölmüştür. vah vah, şimdi kimi çıkaracaklar trt'ye acaba?
edit: ekleme
denize lara gofret mi düşse kurtarırsın rus kız mı
-
lara gofret batmayacağı için cevabı rus kızı olan soru.
hülya avşar'a laf söyleyeni ısırırım
-
bu şey değil mi bayhan'la hapse girdi diye dalga geçip uyuşturucu ticaretinden içeride yatan kadın. sonra hapisten çıkınca bayhan kendisine geçmiş olsun diye çelenk göndermişti ahahwhwh.
t: söyledikleri dikkate alınmaması gereken birinin saçma sapan açıklaması.
(bkz: körler sağırlar birbirini ağırlar)
bekir coşkun'un 22 aralık 2013 tarihli yazısı
-
yazıdan çok fotoğraftır.
"halkı aşağılıyor" diyenler, yolsuzluk yapan, halkın parasını çalan ve aptal yerine koyanların halkı yücelttiğine inanıyor heralde.
o zaman da bekir coşkun'un paylaştığı fotoğraf haklı çıkıyor.
çöpten ceket toplayan adamın ekonomi iyi demesi
-
ekonomi kötü diyen kadına ''ekonomi kötü diyorsun ama 100 kilosun'' diyen iğrenç bir varlığın olduğu röportaj.
kalitesizliğin kitabını yazar bu piçler. şununla ne tartışacaksın?
en ucuz gıda olan karbonhidratları yiye yiye insanlar fakirlikten şişmanlıyor ama bu cahillere bunu anlatamazsın, kendileri de makarna, pirinç, ekmek (halk ekmek) yemekten davul gibi geziyorlar sonra hastaneleri dolduruyorlar sonra devletimize şükürler olsun hastaneler bedava diyorlar.
bunlarla tartışılamaz bunlar parazit.
koşmak
-
hayatta kalmak için değil de egzersiz veya spor için yapılan koşma fikri 1970'lerin sonundan itibaren ortaya çıkmıştır. bundan önce "egzersiz için koşmak" diye bir konsept yoktu.
sonradan nike şirketinin kurucu ortaklarından olacak olan oregon üniversitesinin ve abd olimpik takımının meşhur atletizm koçu bill bowerman yazdığı bir makalede koşmanın sağlığa faydalı olduğunu, sadece sporcular değil tüm insanların düzenli olarak yapması gerektiğini, insanların bu şekilde kilo verip zinde kalabileceğini ve yaşlanmayı yavaşlatabileceğini ifade etti. daha sonra dr. w. e. harris ile beraber jogging isminde bir kitap yazdı ve bu kitap hem abd'de hem de batı ülkelerinde egzersiz için koşmanın atası olarak kabul ediliyor ama piyasaya ilk çıktığında kitaptaki fikirlerin "çılgınca" olduğu söylenmiş ve bir çok insan kitaptakileri kabul etmek istememiş.
1977 yılında piyasaya çıkan the complete book of running bu konuda bir başka otorite olarak kabul ediliyor. bundan sonra yine oregon üniversitesinin atletizm takımında sporcu olan ve olimpiyatlara hazırlanan phil knight atletizm hocası olan bill bowerman'ın da yardımıyla japonya'dan getirttiği koşu ayakkabılarını arabasının bagajından satarak nike şirketini kurmuş oldu. daha sonra bill bowerman koşu ayakkabılarının dizaynında direkt rol oynamaya başladı ve oregon üniversitesinin atletizm takımı nike'ın yeni ayakkabı dizaynlarının ilk denekleri oldu. daha sonra yerel avm'lerde bu ayakkabıların sporcu veya atlet olmayan "normal vatandaşlara" satımı başlandı.
aynı dönemde william staub modern koşu bandını icat etti ve aynı dönemde dr. kenneth h. cooper insanların günde 8 dakika koşarak kalp ve vücut sağlıklarını koruyabileceklerini ifade eden bir makale (sonrasında da aynı konuda bir kitap) yayınladı. o zamanlar koşu bantları eve alınamayacak kadar pahalı ve büyüktü ve insanların idman yapabilmeleri için fitness salonlarına gitmesi zorunluydu. daha sonra koşu bantları daha ucuz ve küçük hale getirildi ve evlere girmeye başladı. bu arada william staub birkaç sene önce 96 yaşında vefat etti ve ölümünden 2 ay önceye kadar kendi icat ettiği koşu bandını kullanmaya devam etmişti. diğer bir deyişle adam yaptığı icadın faydasını 96 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde gelerek görmüş.
80'lerden itibaren bir yandan batı ülkelerindeki insanların hızla kilo alması, hem de nike'ın büyümesiyle beraber "egzersiz için koşmak" olayı tüm dünyaya hızla yayıldı ve bugünkü halini aldı. bu akımı nike başlattıysa da adidas, reebok, puma, sketchers, columbia, lululemon gibi diğer firmalar da kısa sürede trende uyanıp pastayan pay almaya başladı. bugün abd'de 60 milyon, tüm dünyada 300 milyondan fazla insan sağlıklı kalmak için düzenli olarak (en az haftada 1 kere) koşuyor.
sevgilinin ilk kez görüldüğü an
-
asistan olarak başladığım klinikte ilk iş günüm, sabah saat 8 sularıdır. günaydın dedim, işe yeni başlayan, henüz kimseyi tanımayan ama tanışmak isteyen hevesli kız olarak, sadece soğuk bir günaydın dedi. ne asık suratlı nemrut bir adam dedim içimden.
büyük konuşmamak lazım demekki, kocam oldu sonra.
9 yılda maaşı eriyen 2 kesim var
-
maliye bakanı mehmet şimşek'in yeni kelamı. kendisine göre 9 yılda maaşı eriyen iki kesim varmış. bunlardan biri müsteşarlar diğerleri milletvekilleriymiş. güler misin ağlar mısın. ya birileri bizle fena taşak geçiyor ya da bu adam gerçekten türkiye'de yaşamıyor.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/21135477.asp