hesabın var mı? giriş yap

  • yargının üç ayağı vardır:
    - iddia makamı
    - savunma makamı
    - karar makamı

    eğer bu ayaklardan biri olmazsa veya doğru işletilmezse o yargı sakattır. bu kurguda avukat bizim peşin hükümlerimize göre değil hukukun gerekliliklerine göre, varsa makul karşı savları da dile getirerek yapılan yargılamanın sağlıklı sonuçlanmasını sağlamalıdır.

    avukat mahkemelerin intikam işleviyle değil adaleti sağlama işleviyle donatılmasını sağlayan unsurdur.
    (şüpheliyi savunacağım diye maktulu, yani yanıt veremeyecek kişiyi ahlaksızca suçlayanları avukat bile saymıyorum; bunu dipnot olarak vereyim.)

  • sabah çay servisinde çay yerine kahve istemek için çay ocağı aranır ama telefon açılmaz. bir kaç dakika sonra serviste çay yerine kahve gelir. "telefona yetişemedim, sen az çaldırıyorsun, aradığında da kahve istiyorsun, kesin sensindir diye kahve getirdim" der emekçi ablam.

    ben mi çok basit yaşıyorum o mu çok zeki bilemedim.

  • askerde sık sık parti yapardık. parti dediysem askeriyenin yanındaki lojmanın marketine belli saatlerde girme iznimiz vardı. oradan cipsler kolalar alıp gazinoda toplanıp yer içer eğlenirdik. o markette kiloluk çiğ köfte, lavaş falan da olurdu. haliyle partimizin starı da çiğ köfteydi. genelde de lavaş yetmezdi. tabi o zamanlar böyle doritoslu dürümler ortada yok. arkadaşlardan birisi lavaş bitince doritosun üzerine koyup yemeye kalktı. tadının harika olduğunu söylese de hepimiz iğrenir gözle izledik onu. sonra birisi daha cesaret etti. o da çok beğendi. birisi daha birisi daha derken hepimiz bu eşsiz tadı denemiştik. artık partilerimizin starı doritoslu çiğ köfte olmuştu.

    zaman böyle akıp gitti biz terhis olduk. terhisten bir kaç ay sonra gördüm ki komagene bu doritoslu dürümleri listesine eklemiş. o yüzden hiçbir zaman kim olduğunu bulamadım ama bu fikri komagene'ye veren kişinin benim devrelerden birisi olduğuna eminim.