ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
geniş aile
-
cevahir'in sukufe'ye "kisaltma kablom" demesiyle bana da selam cakmis dizidir.
yaran diyaloglar
-
-sunucu: sergen, 18 yaşından küçüklerin de iddaa oynadığı görülüyor, onlara ne ...söylemek istersin ?
-sergen yalçın: almanya ligi'nden uzak dursunlar çok sürpriz oluyor.
800 mühendisle akıllı telefon üretmek
-
söz konusu mühendisler inşaat mühendisi ise büyük başarıdır.
bentderesi
-
gazinolar devrinin meşhur assolistlerinden sevim tuna anlatıyor:
"izmir'den ankara ’ya geldim. çok da gencim. bir gazinoda programa çıkıyorum. bayanlar matinesinde bazı bayanlar beni evlerine çaya davet ettiler. çıktım yola, aaa !.. adresi almayı unutmuşum. sadece 17 no'lu apartman olduğunu biliyorum. bir de dere lafı aklımda kalmış... nasıl olsa şöför bilir diye atladım taksiye...
- şeye gidicem, dedim, hani dereli falan bir semt var ya... şöför babacan bir adam... şöyle bir baktı aynadan gülümsedi.
- bentderesine mi?
- evet oraya 17 numaraya gidicem.
şöför yine aynadan bakarak konuştu.
- yeni mi geldin sen ?
bende gazinoyu kasdediyor diye cevapladım.
- evet bir ay oldu başlayalı.
- daha önce neredeydin ?
- daha önce izmir de çalışıyordum.
biraz daha gittik, yine sordu.
- müşteri nasıl, kalabalık oluyor mu ?
gazinodaki program tuttuğu için bende hevesli hevesli anlattım.
- oooo, müşteri kum gibi kaynıyor... herkes çok memnun...
- memnun, iyi haaa ?
- eee tabii bütün kadro müşteriyi memnun etmek için uğraşıyoruz.
- ben epeydir gitmedim , fiyatlar nasıl ?...
- ucuz ucuz... ucuz iyi yani.
- sen çok kalıyor musun ?
- ben yirmi dakika kalıp iniyorum.
- yirmi dakika haaa... epeyce... bari geleyim bu akşam...
- aaaa, gel bu akşam beklerim...
söför şaşkın , ben geveze , anlata anlata geldik... aaaa bir de baktım ki acaip bir yerdeyiz.
- neresi burası, dedim şöföre ?
- bentderesi, dedi ...
o zaman anladım ki ben aslında bülbülderesi'ne gidecekmişim ..."
4 mart 2017 alman otomobillerine ambargo
-
napacan, italya'dan lamborghini ithal edip ona mı binecen?
düzeltme: lamborghini de volkswagen'e aitmiş. al işte ona da binemeyeceksiniz; deveye geri dönersiniz artık.
bülent ecevit'e yazar kasa atan adam
-
yazar kasa atan adam değil, yazar kasa atması için meclise gönderilen adam.
aynı hafta içinde yazar kasa atma, hastane raporları, rahmetli ecevit'in ayakta duramadığı, meclis basamaklarının ecevit çıkabilsin diye kısaltılacağı haberleri medya tarafından pompalanmıştı. bunu organize edenler; rte liderliğinde siyasal islamcıları iktidara hazırlayan abd (büyükelçi yrd. temsilciliğinde) ve o zamanlar -maalesef- hükümet ortağı olan mhp (tuğrul türkeş temsilciliğinde) idi. haberleri köpürten de doğan medya grubuydu (aydın doğan temsilciliğinde).
sonra da abd ile iş tutan mhp her nasılsa başka mecraları abd'ci olmakla suçladı. rte'yi iktidara taşıyan aydın doğan da rte tarafından çöpe çıkarıldı.
canlı yayında komşu tarafından tehdit edilmek
-
nezaketinden ödün vermeyen ancak cesaretini de belli eden, oldukça ölçülü ve düzgün bir şekilde konuşan kel ve sakallı bir abi içeren video. karşısında ise çeşitli sesler çıkaran bir primat var.
cahil ve vandal halka fazlayız diyen doktor
-
doğru diyor. ülkede orangutandan daha düşük iq'ya sahip bir kesim var. onlara her şey fazla.
hesap istemek yerine kasaya giden varoş müşteri
-
benim bu. elimden geldiğince hesabı kasada öderim. hoşuma gitmiyor hesap istemek garsondan. 10 liralık hesaba "pardon hesap lütfen" mi dicem. dük müyüm ben aq? efendi gibi kasada hesabımı öderim bahşiş verceksem orda "üstü kalsın" der çeker giderim. şova gerek yok.
hekimliği bırakıp isviçre'de kebapçı olan doktor
-
eğer bir toplum yozlaşmışsa, ahlakını ve aklını kaybetmişse, tel tel dökülmeye mahkûmdur. doktorunu da kaybeder, ekonomisi de kötüye gider, eğitimi de.
bu haber bir dram içeriyor. ama bazıları bunu görmeyip “madem doktorsun, eşek gibi çalışacaksın, bize bakacaksın!” der. kimisi çıkıp “bu ülke seni okuttu, borçlusun!” der. kimisi de elinde sopayla doktora saldırır. insanların can ve mal güvenliği yoksa, bu insanlar devlete borçlu değil, devlet onlara borçludur.
doktorlar bu sağlık sistemi içerisinde hastalarına 5 dk ayırmak zorundalar. 5 d a k i k a! inanabiliyor musunuz? ama cahil cahil insanlar, bunun farkında bile değiller.
ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka, tel tel dökülüyoruz. kimisi görmüyor, kimisinin de umrunda değil. ama kabul edin ya da etmeyin, gerçekte olan bu.
edit:imla