hesabın var mı? giriş yap

  • personelimin maaşları asgari ücretin epey üstünde. zaten ufak 7 kişilik bir ekibiz. hepsi çok çalışkan ve özverili. %100 zam yapsam bile haklarını ödeyemem. peki şirket para kazanıyor mu bu kadar çalışan insanlar bir araya gelse bile? maalesef 2018'i zararla kapatıyoruz. 2019'dan ise hiç ama hiç umudum yok. belki 2019'da ekonomide bir düzelme olur diye risk alarak açık tutuyoruz şuan işletmeyi.
    ülkenin durumu işte o kadar boktan.
    tek endişem, çalışanlara %26'dan daha az zam yapmak zorunda kalırsam 2019'da daha bir fakirleşecekler.
    not: arabam yok, metro kullanıyorum. bu sene son model istanbul-kart ile değiştirecektim kısmet olmadı.

  • yürütücü yapimci olarak da türkcelestirilebilecek olan helmsmenarasinda yer alan kisilerdir. amerikan hukukunda ' the head of production ' olarak da ifade edilirler. (bu da filmin yapimcilarinin hiyerarsik olarak üstleri oldugunu aciklar).yani stüdyo yapim asamasinin kaptani durumundadirlar. baslica yaptiklari isler söyle sayilabilir:

    . bir stüdyo ya da finansör icin, gelistirilecek projelerin secilmesi,
    . yazarlari secmek, onlarla görüsüp screenplayhakkinda tartismak,
    . yapimcilari, yönetmeni, aktörleri ve diger ekibi stüdyonun diger yetkilileri ve diger film yapicilariyla birlikte secmek,
    . pre-prodüksiyon (ön yapim) yapim ve post-prodüksiyon,
    . marketing planlamalari ve dagitim calismalari

    görüldügü gibi filmi asil sirtlamis ve yapiminda cok emek sarf eden kisilerdir. sadece parayi yatiran kisi olarak algilanmalari pek de dogru degildir bu baglamda.

  • güvendiğim ve çok sevdiğim ve kendine sözde feministim diyen birinden bile "ben bir çocuğum, öyle kalmak istiyorum ama erkekte bunu istemem/aramam, şunu bunu isterim" gibi bir cümle duyduktan sonra kafamda perçinleşmiş tanımdır. kadınlar kendini kandırmasın diyeceğim fakat solipsist zihinleri yüzünden kandırmaya devam edecekler. özet olarak, bayanlar(en azından çoğunuz) güce tapıyorsunuz. sizi kişiler değil, tavırlar ve durum etkiliyor. tavır ve durum değiştiğinde siz de değişiyorsunuz. kesin ve net.

    yıllar boyu red pill öğretilerini çürütmeye çalıştım. fark etmeden yararlandım da ve sonunda hep aynı batağa saplandım. ve genelde bu davranışı test ederken o kişiden üzülerek, acı içinde vazgeçtim. inanılmaz bir şey, dark triad'ı bıraktığım anda hep aynı şey oldu. yani o kadın, geçmiş toplumların ona öğrettiği kolay vazgeçme, çarpık tümevarım yönetimi ile geride bırakma tavrını seçti. güçlü erkek duruşunu yeniden sağladığımda ise bana tekrar bağlandılar.

    inatla da bu tavrı bırakmayı seçtim, yahu ben bunu istemiyorum ki. böyle onlarca kadın var zaten. karşımdaki neden düşerken, zayıf anımda yanımda olmuyor? sanki onca yaşanan şeyi komşu yaşıyormuş gibi, bir anda yok oluyorlar. ne yaşadığınızın hiç bir önemi olmuyor.

    üstte bahsettiğim birinde daha yakalar gibi oldum ama olmadı. o pek farkında bile değil, kendince sebepleri var. oysa bilmiyor ki bir çoğuna inanmasını sağlatan bile bendim. söylemeyi çok istedim, "öyle olma, fark et" ima ettim ama malesef... olamayacağını anladığım anda da beta konuma soktum kendimi. yani açıklama yaptım, özür diledim, onu validasyonuna yanıt verdim. kendi fark etmese de gerçek yüzüyle tanışarak bitsin istedim. yoksa eminim, net olarak terk etsem, sert konuşsam, hiçbirini kabullenmeyecek, o ilişki sünecek ve sürdürülebilir olacak. yalan bir sevginin içinde sürüklenip duracağız.

    her defasında manipülasyonu değil, gerçek sevgiye inanmayı çok istiyorum ve hep hayal kırıklığına uğruyorum. yine de vazgeçemeyeceğim. malesef bir kadının gerçek yüzünü görmek, onunla tanışmak çok zor, ya bunu göze alacaksınız ya da hipergamiye inanarak, herşeyi kabulleneceksiniz.

    haklı olmayı sevmiyorum... evet belki de istisnayı arıyorum.

  • işyerindeki merve'nin benim haricimdeki bütün arkadaşlarıma asılması. bana bu kadar mesafeli durduğuna göre kesin hoşlanıyo amk. geçen gün beni görünce kafasını çevirdi yönünü değiştirdi. yüzünde iğrenç bir ifade ile uzaklaşınca tam emin oldum.