hesabın var mı? giriş yap

  • yoğurda ekmek doğrayıp yiyin. evleninceye kadar böyle idare edin. evlendiğinizde eşiniz doğrar ekmeği.

  • 13.yüzyılın başlarında çaka bey'in kardeşi tonyukuk kaptan komutasında 3 kadırga dolusu türkmen cebelitarık'ı geçerek irlanda denizi'nde korunaklı yapısını beğendikleri man adası'na çıkarlar ve bir koloni kurarlar. ardından gelen moğol istilası, anadolu selçuklu devleti'ni yıktığından zaman içinde bu koloni ile irtibat kesilir. bu küçük türkmen kolonisi yüzyıllarca kah irlandalıların kah ingilizlerin baskısı altında inim inim inler ancak türkmenliklerinden ödün vermez. nihayet adam gibi bir lider yüzyıllar sonra bu bir avuç türkmene yardım elini uzatır ve aile efradı ile beraber maaşlarından arttırdıkları 3-5 kuruşu göndererek adadaki türkmen varlığının devam etmesini sağlar.

  • malum twitlerini görünce üşenmedim ve önce keepass'ı açıp, tee nezmandır giriş yapmadığım imdb şifreme baktım, ardından log in olup yeni filmini arattım ve büyük bir keyifle oyladım. (bkz: 1)

    komedyendir.

  • yamulmuyorsam rtük oluşumuna neden olan reality show programıdır.

    aslında 1983 yılında radyo ve televizyon yüksek kurulu adı altında kurulan rtük, 1994 yılında radyo ve televizyon üst kurulu olarak isim değiştirmiş ve yetkileri genişletilmiş. tam olarak bu gereksiz program yüzünden genişletilmese de büyük etkisi olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. aslında bunları şimdi internette araştırma yaptıktan sonra öğrendim. çünkü ben de henüz şu an itibariyle bir video izlediğim için sıcağı sıcağına programının varlığını hatırladım. keşke de hatırlamasaymışım. ne iğrençmişsin sen arkadaş. canlı canlı, denizde şişmiş cesetleri çıkarmalar, etrafa saçılmış kanlar, kollar, cesetler, boğazı kesilmiş bebekler ve daha niceleri...

    bu program yayınlanmaya başladığında ben daha 6,7 yaşlarındaydım. küçükken daktilo sesinin bana neden çirkin geldiğini, tualete neden koşarak gittiğimi, karanlıkta neden arkama bakmadan yürüyemediğimi şu anda farkettim. gerçi daktilo sesini hala sevmiyorum. o alevli logosunu, daktilo sesiyle beraber gelen donuk sesi aslında unutmuşum ama bilinçaltım hep bir yerde saklamış bu rezaleti. aklıma geldikçe hala ürperiyorum.

  • görme engelli oğlunu evde dört duvar arasına sıkıştırmayıp, hayatın içine katarak gerekirse stadyuma bile gideriz seninle diyen muhterem bir baba.

  • sabah namazıyla birleştirmek için. gece 11 de olsa uyu uyan zor iş ama gece 3 te maçı yap namazı kıl yat.

  • kismen, hatta genel olarak dogru bir söylem..

    aslinda gizli bir hiz siniri vardir. normal hiz siniri kalktiktan sonra richtsgeschwindigkeit, yani "önerilen hiz" uygulamasi devreye girer, bu da 130 km/saate tekabül eder.. almanya icindeki tüm otobanlar icin gecerlidir bu uygulama.

    almanlar kisaca demis ki, "motorunu, yolunu, arabani yapiyorum, sana essek gibi egitimini veriyorum (bkz: almanya'da ehliyet almak), hiz sinirini da kaldiriyorum.. ama sirf senin ve diger sürücülerin sagligini ve hakkini garanti altina almak icin böyle bir hiz siniri ilave ediyorum. ha, gecersin, gecmezsin, o senin bilecegin is, cezasi yok. ama olur da kaza yaparsan, hakli durumda bile olsan, kismen haksiz, hatta tamamen haksiz duruma düsebilirsin. "

    bunu duyan sigorta sirketleri de diyor ki, "aaa, varsa öyle bir durum, sen 130 üzerinde kaza yaparsan, ben de senin hasarini ödemeyebilirim, ve muhtemelen de ödesem bile cok az bir kismini öderim"

    kisaca evet, hiz siniri yok, ama olur da bu önerilen hizin üzerinde bir kazaya karisirsaniz her türlü bedelini ödersiniz..

    ek olarak: bu durum pek bir tirsma durumu yaratmiyor soförlerde. cünkü almanya otobanlarinda hiz siniri kalksin, kalkmasin, eger yol bossa sol serit cogunlukla bos olur. herkes en sag seride gecer, sol serit sadece sollama durumlarinda kullanilir ve hiz yapan araclarin sorunsuz devam etmesi saglanir.