hesabın var mı? giriş yap

  • abi artık ne radyo açabiliyoruz ne de spotify'de karışık liste dinleyebiliyoruz. her yeri esir almış bunlar.

    böyle gırtlaktan bağıra bağıra arabesk rap söylemeler, almanca bir şeyler mırıldanmalar, vs vs... bir de düetlerine mustafa ceceli'yi katıyorlar. allah affetsin 2x oluyor...

    bıktık abi resmen ülkenin üzerine karabulut gibi çöktü bu arabeskçiler.

  • serander cafe'de istemeden duyduğum diyalogtur.

    -bu herif küçükken dikili'nin en salak çocuğuydu.
    +hadi lan ne yaptım da salak oldum?
    -sen değil miydin şirinleri görücem diye ormanı yakan? aga dinle bak. bu salak almış eline kibriti çalılıkları yakmış, plan da şöyle, çalılar yanınca şirinler dumandan boğulup ortaya çıkacak bu da şirinleri görecek. dikili'nin en büyük orman yangınını çıkardı.

    edit: imla

  • son dönemde aklini tip ve özellikle alternatif tipla bozarak evi yari halk sagligi kütüphanesi, yari ecza deposu haline getiren babamdan dinlediklerime ve benim derledigim birkaç kaynaga bakilirsa gerçek bir mucize bu, bir masal.
    her derde deva diyerek özetlenebilir. hikayesi söyle: tam zamanini bilmiyorum, tahminen bu yüzyılın baslarinda, isveçli bir tip doktoru olan samst 104 yasinda, son derece saglikliyken bir gün attan düserek ölür (babam incir agacindan demisti gerçi, ama ben okudugum kitaba inanmayi tercih ettim, zaten isveç'te incir agaci olgusu biraz sey gelmisti, nasil diyeyim, sürrealist). neyse, samst'in ölümünden sonra notlari arasinda bu surubun reçetesi bulunur. sarisabir, mirra, sinemaki gibi 14 tane bitkinin degisik dozlarda koyulup konyakla karistirilmasiyla elde edilmektedir.
    buraya yazmakla bitiremem, tifodan basagrisina, esekarisi sokmasindan zatürreye, nasırdan basura, sivilceden, romatizmaya, dis agrisina, vebaya, ay, her seye, her seye iyi gelmektedir. öyle ki, hamile kadinlar hamileliklerinin son 14 gününde sabah aksam bir cay kasigi bu iksirden içince dogumlari kolaylasir, sarhos bir kisi iki yemek kasigi surupla hemen ayiltilabilirler. miş tabii. ben henüz görmedim.
    su aralar tüm dünyanin yeni trendi, yükselen degeriymis. bizde de sezen aksu, zuhal olcay gibi degerli sanatçilarimiz kullaniyorlarmis. merak edenler misir çarsisinda arifoglu'ndan edinebilirlermis (babamin dükkani aslinda da o yüzden yazdim bu kadar dermisim, ahahah, çok eglendim)

  • bi 2-3 senedir var bende de bu his. sarkazm yok.

    2-3 sene önceydi işte, yanımda başka bir kaç yıllık mühendis (makina), beraber kimi verilere bakıp bi özet çıkarıyoruz. klavye bende. neyse... işte hazırlarken zırt pırt santigrat derece demek gerekiyor, artı eksi tolerans demek gerekiyor, mikron demek gerekiyor. ben ilgili yere gelince alt 238, alt 241, alt 230 bam bam düşünmeden ilgili simgeleri koyuyorum. adam durdurdu beni nası yaptın nası nası diye.. dereceyi nası çıkardın.. dedim eööö işte beyle?? çok etkilendi. hiç bilmiyormuş öyle bir olay olduğunu. böyle arkasına falan yaslanıp oha yaa diye diye etkilendi yani öyle böyle değil. bana bi havalar geldi tabii. bını biliyon mu? ya bını? peki ya bını? diye diye şoktan şoka koşturdum elemanı. gide gide iyice havalara girdim, kontrolaltdel’i de gösterdim. onu biliyormuş gerçi ama dedi bunu çoğu kişi bilmez bak sen biliyosun tabii ki. dedim ne sandın.

    o gün bugündür it’ye ne zaman yeni bi eleman başlasa, ilk denk gelişte muhakkak bi “pardon bi bakabilir misiniz” diyip çekerim. hemen kontrolaltdel yapıp “yhaa şu uygulama çok kaynak tüketiyo ne bu” diye bi ayak sorusu sorarım “beni bilgisayardan anlamayan saftiriklerden sanma” mesajını vermek için. etkilenmezse “bi de word’de bi şey yazarken” -şıkı şıkı word açarım alt 300 500 bi şeyler yazarım hemen kaş altından yandan yandan keserek- “böyle bi ekran titriyo sankim” diye ölümcül silahımı saplarım.

    eşşek kadar insansın stajyer it’ciye bilgisayardan anlıyorum havası atmaktan ne anlıyorsun dersen.. böyle bir işin uzmanına “biz de biliriz olm bu işleri... heh heh heh... aferim” amcalığı yapmaktan delicesine bir haz alıyorum. yıldızın etrafına dyson küresi ören uzaylıyla tanışsam “ben de evin çatısına güneş paneli kaplattım yaa yeni” diye hava atarım.

  • ikinci öğretim tıp açılsa onu bile kazanamayacak tiplerin ıslak rüyalarını süsleyen istek.

  • cübbeli ahmet hoca'nın türkiye'yi savunduğu, içeriden isimler vererek ciddi uyarılar yaptığı ve gelişen olaylara karşı öngörüsüz ve salakça yaklaşımın aynen fetö'ye de sergilendiğini defalarca tekrarladığı program; bu arada murat bardakçı'nın da hükümetle arayı bozmamak adına şekilden şekile renkten renge girdiği programdır. yaw kaç yaşındasın, paran pulun var, çoluğun çocuğun yok neden doğru olmazsın?

    murat bardakçıdan tek bir örnek

    cübbeli: selefi ve vehhabiler camilerimizde vaaz veriyor.
    bardakçı: türklere mi araplara mı?
    cübbeli: araplara, arapça veriyorlar vaazı.
    bardakçı: olabilir o zaman sen de almanya'da türklere vaaz verdin.

    buyur burdan yak:
    1-yeter lan almanya'ya çalışmaya gitmiş ve seçilerek alınmış türk işçilerle ülkemize ork ordusu gibi dolan arapları birbirine örnek verdiğiniz. ne alakaları var bu 2 ayrı toplumun.
    2- türkiye'ye gelen selefiler geçtim ateisti, deisti, aleviyi, mevleviyi, hanefiyi; ismail ağa cemaati mensuplarını bile kesip mallarına çöküp karılarını kızlarını cariye yapmanın helal olduğunu anlatıyor araplara, cübbeli almanya'daki türk işçilere böyle bir telkini vaazı mı olmuş birbirine örneklendiriyorsun.

    adam kaç gündür yazıyor, söylüyor, karşında 15 kez tekrar etti biz, siz, o, bu hepiniz din dışısınız deyip kesecek bu selefiler diye. anlaman için daha ne lazım? sanki iç savaş çıkıp selefiler kesmeye başlayınca korunaklı-korumalı evin kurtaracak seni. evini koruduğunu zannettiğin güvenlik görevlisi selefi çıkıp ilk seni kesmesin dikkat et.

  • "amerikalılar ejderhalardan neden korkarlar" başlıklı makalesinde şöyle güzel bir lafı olan yazar.

    çocukların elinden hayal güçlerini alırsanız, büyüyünce birer patates olurlar.

  • naber dergisi üzerinden geyik yapmak için farklı zamanlarda iki öğretmen arkadaşıma " umut sarıkaya'yı biliyor musun ?" dedim. aldığım cevapları yazıyorum.

    " şarkıcı di mi o ? "
    " hangi sınıfta o hocam ?"

    8 b' de amk. ama bugün gelmedi dayısına zebra çarpmış.