hesabın var mı? giriş yap

  • akrep nalan'ın sezen aksu paylaşımıdır.

    kaynak

    "ah sezen aksu. 2010 referandumunda yüksek sesle evet diyeceğini ifade ederken,bizim gibi hayır diyenlere" iki cihanda da lekelisiniz "derken, bugün seni o lekelilerin koruyacağını nereden bilecektin!..."

    edit: vay arkadaş ben baya genç olmama rağmen tanıyorum bu insanı, hangi ülkede yaşıyorsunuz anlamıyorum ki... kim diye soracağına google yaz.

    edit2: bana bilmiş bilmiş akrep nalan öldü mesajları atan tayfaya gülüyorum ve acıyorum. şarkıcı olan akrep nalan bu, 2 dakika araştırmayı öğrenin.

    son edit: bilgi çağında yaşatıp araştırmaktan aciz insanlar için (kendilerine acıyorum...) akrep nalan ölmedi. bu paylaşımı yapan şarkıcı akrep nalan. adamlar aynı şeyi ısrarla başlığa yazıp bana mesaj atıyorlar şaka gibi. öldü dediğiniz akrep nalan için (bkz: 28 haziran 2021 nalan duman'ın hayatını kaybetmesi)

  • ".........eğer marks olmasaydı, sosyal devlet de olmazdı. biliyorsun di mi zehra?

    ...sendikalar olmazdı. çalışan hakları olmazdı...

    marks belki kapitalizmin duvarlarını yıkamadı zehra ama bizim için sayısız delik açtı o duvarlarda, ki biz rahat nefes alabilelim diyee !..."

    diyerek insanlığın soldan atan kalbini gülümsetmiş olan, güzelim dizidir..

  • yukarıda da blirtildiği gibi, fransa-norveç kıyı hattı boyunca uzanan kıyı savunma sistemidir.

    projenin hayata geçmesi; 1942-1944 yılları arasında hitlerin
    batı başkomutanı ve d ordu grubunun başına getirilen gerd von rundstedt ve çöl tilkisi olarak anılan b ordu grubu komutanı erwin rommel tarafından sağlanmıştır.

    bu iki ihtiraslı adamın yaptığı bu nazi seddi yapımında kullanılan malzemelerin toplam hacminden, harcanan işgücüne ve yararlanılan maddi kaynaklarına kadar birçok alanda rekorlardan oluşmuştur.

    denetlemeler sonucunda uzmanların dile getirdiği birçok eleştiriye kulak asmayan führerin göz bebeği bu savunma hattı 1944'teki ünlü normandiya çıkarması ile çökmüştür.

  • ihtiyar delikanlı bob dylan'ın yine muhteşem sözleri ve müzikleriyle biz ölümlülere armağan ettiği yeni albümü. hayatımızı allak bullak eden 2020 yılından yıllar sonra geriye baktığımda aklıma sanırım sadece bob dylan'ın yine döktürdüğü bu albüm gelecek.

    dylan'ın albümlerini dinlerken bazen bir roman okumuş bazen bir sinema film izlemiş gibi olurum. dinlemeye ara versem de o seni arar bulur. bu zamana kadar da hep öyle oldu ve babaya allah uzun ömür versin daha da olacak gibi.
    sen çok çok yaşa babacığım. dilinden şiirler şarkılar eksik olmasın.

  • bu işlerle* iyi kötü uğraşan biri olarak kendimce bi şeyler karalamak istediğim başlık. yılbaşı gecesi yapacak bi şeyim de yok. o yüzden meraklısına neyin ne olduğunu yazmak istedim. kafamda çok şey var uzun sürebilir baştan uyarayım.

    öncelikle, gösteriye geçmeden önce bazı şeyleri herkese hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum. şu bilinmelidir ki, türkiye'de profesyonel anlamda ( gelmiş geçmiş ) standup yapan tek bir adam var, iki değil. o da cem yılmaz. ona bugüne kadar standup gösterisi anlamında yaklaşan ata demirer'in tek kişilik dev kadro adlı gösterisinin bile ikincisini çoğu kişi hatırlamaz. çünkü ilki kadar iyi değildir. ordan anlayın işte cem yılmaz'ın standup anlamında zirvede ne kadar yalnız olduğunu. kaldı ki ata demirer'in gösterileri standup gösterisinden çok taklit, eğlence, şarkı, türkü odaklıdır. salt bir standup gösterisinden bahsedemeyiz yani. diğer komedyenlere baktığımızda ise yılmaz erdoğan'ın cebimdeki kelimeler adlı, yıllar önceki standup gösterisi akla gelir. fakat o da o kadardır. devamı yoktur. şimdilerde ilk çıktığında canlı izlediğim münaşaka adlı gösteriyi sahneye koyuyor fakat benim gibi gösteriyi izleyenler bilirler, standup gösterisinden daha çok yılmaz erdoğan'ın anılarını anlattığı bi standup gösterisidir. işin kolayına kaçmış usta biraz burda yani.

    tabi ki şimdilerde yeni çıkan doğu demirkol gibi, mesut süre gibi, cem işciler gibi( ve daha nicesi) yeni nesil standupçıları bu karşılaştırmanın içinde yok saymak haksızlık olur. ( bu arada kendimi de bugüne kadar 300'den fazla sahneye çıkmış biri olarak yeni nesil standupçıların arasında saymam yanlış olmaz sanırım ) . fakat yeni nesil standupçıların bana göre en büyük eksikliği hiçbirinin bu işi profesyonel anlamda icra edememesi. yani kimsenin yeteneğine laf etmiyorum fakat benim gördüğüm hiçbiri cem yılmaz gibi yaptığı işi profesyonel anlamda sahneye koyamadı. ilk gün ne idiyseler bugün de öyleler maalesef. tabi ki sahne tecrübesi kazandıkça anlattıkları şeyleri ilk çıktıkları zamana göre daha iyi anlattıkları kesin. fakat hiçbiri gösterilerini başka bi noktaya taşıyamadı. takip edenler bu söylediğime katılacaklardır diye düşünüyorum.

    bu girizgâhtan sonra gelelim cmylmz diamond elite platinum plus gösterisine. bi kere şunu en başta söylemek lazım, eski gösterilerini 10 üzerinden 9 sayarsak, bu gösterisi taş çatlasa 10 üzerinden 6,5 alır. ki o yarım puanı da cem yılmaz olduğu için alır. yalnız bu noktada gösteriye yorum yaparken hemen kötülemek, aşağı çekmek yerine biraz neyin ne olduğuna bakmak gerektiği kanaatindeyim. bi kere bu adam ( gösteride de sıklıkla belirtmeye ihtiyacı duyduğu gibi ) 25 senedir bu işi yapıyo ve başarı anlamında elde etmediği şey kalmamış durumda. yani cem yılmaz'ın artık yeni bi standup gösterisi yaparken eski heyecanı duyduğunu sanmıyorum. zaten bu durum bu gösterisinde hikayeleri anlatırken belli belirsiz iç çekmelerinden, düşük temposundan, mizacından çok net anlaşılıyor. ve size şöyle söyleyim, bir standup gösterisinde işin yüzde 70'i sizin enerjidir. sahnedeki adamın enerjisi direkt olarak seyirciye geçer. o gün dünyanın en komik esprilerini yapın, enerjiniz düşükse gram tepki alamazsınız seyirciden. ve bu düşük enerji cem yılmaz'da aşırı şekilde hissediliyor bu gösteride. resmen bazı yerlerde yaptığı espri tepki aldığında o espriye tutunup, enerjisini yükseltmeye çalıştığını görüyoruz. çünkü o da farkında bu durumun. ayrıca o bilmiyo mu sanıyosunuz eski gösterilerinde seyirciden aldığı tepki ile şimdiki tepkinin arasında dağlar kadar fark olduğunu. emin olun sahnedeki kişi, tek bir kişinin bile önceki gösteriye daha az güldüğünü herkesten iyi bilir.

    bi de şu var, bi standup gösterisinde seyiriciyi en çok kendisi güldürür. yani gelen seyirci ne kadar relax, ne kadar gülmeye hazırsa gösteri o kadar iyi geçer. enerjidir yani bütün olay. bu noktada da işte ülkenin durumu devreye giriyor maalesef. cem yılmaz'ın bi önceki gösterisinde ülke belki de ekonomik anlamda en rahat günlerini yaşıyodu ve herkesin kafası rahattı. yani izleyici gülmeye hazırdı. şimdilerde ise ülke en boktan zamanlarını yaşıyor maalesef ve artık gülmek biraz lüks oldu artık. herkesin kafası dolu. bu gösterinin en büyük handikaplarından biri de bu. onu da belirtmek lazım.

    sonuç olarak demek istediğim 25 sene boyunca zirvede yer almak kolay olmadığı kadar yıpratıcı da bi durum. o yüzden bu ülkeye mizah anlamında çok değer kazandırmış bu insanı, bi gösterisine bakıp yerin dibine sokmaya çalışmak yerine empati yapıp, sayı gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim.

    büyük mizah adamı cem yılmaz'a saygılar. herkese iyi bi sene dilerim.

    edit

  • biz ona halk dilinde haraç kesme diyoruz.

    bir de dostlar alışverişte görsün yapmışlar, bu hareketi görüp de etkilenecek kitle de artık ne bileyim..

    evet en büyük savaş cehalete karşı olanmış. canım atatürk.

  • günümüz dünyasında kimse telefona 1 kere bile bakmadan gün bitirmiyor. yani nöbet tutan aşırı yoğun doktor olursun ne bileyim astronot olursun uzay gemisinin abs bozulmasın diye telefonu kapatırsın anlarım ama ayda 1 olur 2 olur.

    sakın kendinizi böyle insanlar için yormayın. direkt silin. yoksa iki türlü de kaybedeceksiniz.