hesabın var mı? giriş yap

  • doğu anadoluda bir il...ceza mahkemesinde bir davanın ilk duruşması. iki sanık hazır.kimlik tespiti yapılmakta...birinci sanığın künyesi tutanağa yazıldı.sıra ikinci sanıkta :
    -adın,soyadın ?
    - (cevap yok)
    -oğlum adın soyadın ne ?
    -(cevap yok üstelik zorlandığı belli,terlemekte)
    -oğlum türkçe bilmiyor musun ?
    -bilirem
    - o halde...adın ne ?
    - (yine cevap yok)
    bu arada sanık yanındakine döndü,hafif ama duyulabilecek bir sesle hızlı hızlı:
    - ula benim adım neydi ?
    yanındaki:
    -ula adın ........... idi dedi.

    insanımız böyledir işte...
    ya ilk defa mahkemeye çıkması nedeniyle heyecandan ismini unutmuştur,
    ya da ailesi bir ad koyar onunla çağrılır herkes öyle tanır ama nüfusta ismi başka yazılıdır.hatırlıyamaz o ismi..

  • okuyunca birden gülümseten başlık. benim anneannem ya lan bu.

    ocakda yemek vardır...
    -allahuekber
    -naapıyım altını mı kapatıyım?
    ses bir ton yükselir
    -alahuekber!!!
    - ..... :/ kısıyım mı?!?
    l ye baskı yapılır kızgın kızgın...
    -alllllahuekberrr
    -0.o açıyım mı altını?
    -gerizekalı namazı bozdurdun bana anneni ara gelirken ekmek alsın!

  • selpak yöntemi

    türü: bireysel
    zorluk derecesi: kolay
    risk faktörü: düşük
    kullanım alanı: hemen hemen her ders

    yazılıdan önceki ders hasta taklidi yapın. gerekirse vitamin hapı öksürük şurubu falan getirip öğretmenin gözü önünde için. kopyayı selpak mendilinizin içine tükenmez kalemle yazın. dolma kalem ya da benzeri likit mürekkepli kalemler kullanmayın, yazı dağılır. hazırladığınız mendilleri sınıflandırıp farklı ceplerinize yerleştirin. sınav sırasında burnunuzu silecek gibi yapıp çaktırmadan yazdıklarınızı okuyun. asla mendile çok uzun süre bakmayın. unutmayın ki kimse kendisinin bile olsa bir sümüğü yarım dakika izlemez. öğretmenin şüphelendiği durumlarda mendili gerçekten kullanın ve kopyayı imha edin. inanın öğretmen emin bile olsa mendilinizi incelemeyecektir. yazılı kağıdını verirken burnunuzda istanbulun fethi 1453 yazmasını istemiyorsanız asla mürekkepli kısmı yüzünüze deydirmeyin.

  • babam bir kaç gün önce vefat etti. acına mı yanarsın, ne oldu diye soranlara bilmem kaçıncı kere anlatmak zorunda kalışına mı, haber verilmesi gereken yüzlerce insana nasıl ulaşacağına mı derken en azından işin bu kadarını whatsapp'ın çözebileceğini düşündük, babamın, annemin, kardeşimin ve kendimin whatsapp hesabından durum mesajı olarak vefat haberini, cenazenin nereden kaldırılıp nereye defnedileceğini paylaştık.

    çok işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordum, çünkü ilk defa whatsapp durum mesajı paylaşmış oldum, işe yaradı. babamın yıllardır görmediğim arkadaşları, izmir'den, ankara'dan çıkıp geldiler, onlarca insanla, o sıkıntılı halde iken konuşmak zorunda kalmadık.

    kalitesiz insan olduk ama olsun yükümüz bir nebze hafifledi.

  • bi keresinde kendi cep telefonumun üzerine yatmışım tabi farketmemişim, o da son aranan numara olan evin numarasını aramış, gittim açtım ev telefonunu hiç ses gelmedi ben de sapıktır diyip bi güzel küfrettim, sonra girsin ibneye diye telefonu açık bıraktım unutmuşum öle, yarım saat sonra bi arkadaşı cep telefonundan aramak için telefona baktığımda acı gerçeği öğrendim kendimden tiskindim...

    edit: yeni nesile açıklama yapma gereği hasıl olmuş. o yıllarda telefonlar tuşlu ve cep telefonundan ev telefonunu aramanın dakikası bir kaç milyon. öyle paket maket de alamıyorsun.

  • annemdir.

    içinde babamın isminin yazdığı ince, düz, sade bir halka ama annem için her şeyden değerli. bu alyans annem için ne kadar değerliyse babamın alyans takmayışı da o kadar dertti. babam nişanlandıktan kısa bir süre sonra ekonomik sebeplerden dolayı kendi yüzüğünü satmak zorunda kalmış. yıllarca belini doğrultamadığı için de ikinci bir alyans alamamıştı.

    anneler malum kirli çıkıdır, ellerine üç beş kuruş geçse hep biriktirirler. ne zaman kenarda köşede bir birikim yapsa babama yüzük almayı teklif ederdi, babam da çok isterdi, birçok erkeğin aksine alyans takmayı sevdiğini söylerdi, her ne kadar çok kısa bir süre takmış olsa da belki de tadını çıkaramadığı için hep içinde kalmıştı. ama yıllarca annemin birikimleri hep farklı yerlere, onlara göre bir alyanstan daha gerekli olan yerlere yani bize harcandı; kardeşim ve bana.

    nihayet yıllar sonra annem de işe girmiş çalışıyorken alyans alacak kadar parayı biriktirdiler. hiç unutmam hep beraber gittik seçmeye, bir tane beğendik içine annemin adını yazdırdık. ikisi de öyle mutluydular ki.

    bir süre taktı babam alyansını. sonra hastalandı, art arda ameliyatlar, kemoterapiler, işten ayrıldı. ekonomik sıkıntılar yine başladı derken babam yine alyansını satmak zorunda kaldı. bir alyans kaç para edebilir ki? en azından bizim aldığımız çok bir şey değildi ama hayat bazen insanı bir liraya bile muhtaç edebiliyor, işte öyle bir zamanda sattı babam alyansını. her ne kadar üzülseler de buna mecbur olduklarını farkındaydılar. yine alırız dedi babam anneme.

    yine alırız dedi ama yine alacak kadar yaşayamadı maalesef.

    annem için bu alyans babamdan sonra parmağından çıkması düşünülecek bir şey bile değildi, gözü gibi, ne bileyim eli gibi bir şeydi. insan eşi ölünce gözünü çıkarıyor mu? en fazla kalbini çıkarıyordu sanırım, bu da öyle bir şeydi.

    yine alırız demişti ya babam, o hep istediği ama almanın bir türlü kısmet olmadığı alyanstan kardeşimle ben aldık anneme, babamdan dört yıl sonra içine ikisinin adını yazdırdık. 27 yıldır hiç çıkarmadığı incecik alyansının üstüne taktı, sanki babam yıllarca parmağında taşımış da ölümünden sonra anneme emanet etmiş gibi, öyle bir bağlılıkla.

  • şöyle "snapchat üzerinde güzel hesaplarla vakit gecireyim" dedim ama ekşi bunu atlamış. "nasıl olur ki" demeden ilk kurşunu atayım dedim. başlıyorum.

    öncelikle gezi hesaplarından başlayalım.

    - ingiltere'yi özellikle de londra'yı gezip snap atan dave abimiz icin: londongramer

    - yine londra'yı gezip tatlı italyan aksanıyla şehri tanıtan alice bacımız için: alisinworldland

    - ingiltere'de yaşayan ve dünyayı gezen türk dostumuzun snaplari için: spongebck

    - istanbul snapleri paylaşan süheyla hanım için: suonedarling

    - varşova'yı gezen polonyalı dostumuz için: nowawarszawa

    - isviçre alpleri için: ab.sinder

    - kadın gözüyle özellikle medine ve diğer kutsal mekanlar için: myeyesight ve misss2008

    moda, dövmeyle ve fotoğrafçılıkla ilgilenen arkadaşlar buraya

    - dövme yapımı ve dövmeler için: rebellefleurxx

    - moda çekimleri ve dış mekan çekimleri için: irebas

    - ingiltere'de at sahibi olan ve sık sık at yarışlarına giden lystra ablamızın at yarışı kıyafetleri ve ortamları için: lystraadams3

    böyle gidilemeyen, görülemeyen kişi ve yerleri gösteren snap hesaplarına can feda.

    edit: bilgiler güncellendi, yeni isimler eklendi, okumaya uygun hale getirildi. ayrıca kendi snapchat hesabını paylaşan kadın arkadaşımız için bir bu bilgi şurada dursun (bkz: sözlükçülerin snapchat kullanıcı adları)

    edit 2: yeni hesaplar eklendi, popülerliğini yitirmesiyle kullanımı duran hesaplar çıkarıldı