ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ankara'nın dünyanın en güzel yeri olması
-
(bkz: melih sen misin la)
öpüşen gençlere bağıran kadın
-
çirkefliği bir tarafa bence kıskanç bir kadındır.
mutlu çiftleri görünce bazıları kuduruyor işte böyle.
gençlere bakma, nevrin dönmesin çığırtkan kadın…
bir söz vardı neydi o? hah buldum… kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa en ahlaksız da en namussuz da odur diye. çok doğru bak bu söz…
buket'i amerika'ya yolluyoruz
-
duyarsız sözlük yazarlarının sulandırdığı kampanya. bir genç kızın hayalleri gerçek ola, şaka lan şaka. nasıl bir kazanmaysa yıllık 42 bin dolar ödenecekmiş, kazanamasa ne olacaktı kimbilir.
(bkz: gel gel çüküme gel çüküme)
türkiye'nin büyük sanatçısı linç ediliyor
-
ali ismail korkmaz'ın linç edildiği videoyu izlemediği için "linç" tanımını osuruktan yapan, eğitimli bir zevke sahip olmadığı için de yavuz bingöl'ü "sanatçı" zanneden, bu ve bunun gibi tüm basiretsizliklerini gördükçe kendisini "usta" veya "dünya lideri" olarak nitelemesine şaşıramadığımız bir amcanın sözleri.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
otobüste sadece şoförün gördüğü o boşluk var ya; öyle bir boşluk var içimde, benden başkasının göremediği..
facebook.gov.tr
-
devletin yeni facebook projesi. mesai bitince kapanan, yapılan paylaşımların evrak kayıttan geçtikten sonra ertesi gün yayına girdiği bir deli oğlan.
boğazda kahve keyfi için gereğini arz ederim.
parasız olmaktan daha zor olan şey
-
(bkz: sagliksiz olmak)
müslüm gürses şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
o durmayan yolcu, sen garip hancı
hesabı vermeden gidecek bir gün..
sözlük'ün 40 milyona demirören'e satıldığı iddiası
-
40 ise biraz mantık çerçevesinde ben cevap vereyim. siksen satmazlar. 40 nedir arkadaş. eksisozluk yarattığı yan platformlarla bile daha fazla para kazanır. marka değeri öyle basit bir şey değil.
(bkz: pena)
(bkz: ekşi şeyler)
ulan en önemlisini söylemeyi unutmuşum.
(bkz: medyahaber kim aq)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: ergenliğimin kara günü
entry: huzurlu bir akşamdı, kapalı kapılar arkasında o günlerde beni en özel hissettiren şeyi yapmıştım gene;osbir.
neyse oturuyorum takılıyorum beyler, üst komşumuz geldi. 2 tane de taş gibi kızı vardı. kakara kikiriler, bunlar yanıma geldi sonra. önceki gece düğüne gitmişler, kamerayla düğünü çekmişler, açaymışımda izleyeymişik!. kitle kalabalık, aç gözlü!, düğün görmek isteyen; bir komşu, iki kızı, babaları, annem, kardeşim, yiğenim. aldım ön usb den taktım kamerayı. görmedi koduğum bilgisayarı. kasayı çektim biraz, arkaya uzandım taktım. doğruldum yerimde. otomatik kullan geldi amk, videoyu oynat dedim. herhangi bir intro yok, oyuncuların adını gösteren bir yazıda yok, videoyu çeken firmanın şahsın ismide yazmadı. latin olduğu her halinden belli bir abimiz, kadını karyolanın başına doğru eğmiş, tüm hırsıyla gibiyordu. şoktan kurtulup kapatana kadar büyük bi yaygara çıktı. kapattıktan sonra gözümü bilgisayarın ekranından ayırmadan öylece durdum. etrafımdaki konuşmaları dinledim. "kamerayı aldığımız çocuk hiç böyle bir çocuk değildi." "hemen arıycam o çocuğu terbiyesiz herif" falan. herkes odadan ayrıldı. ben o sürede taşları yerine oturtmuştum bile. kasanın arkasına eğildiğim sırada, kolum cd açma tuşuna basıyor, çıkan cd rom tekrar koluma çarpıp geri gidiyor, bilg. kamerayı gene görmüyor, otomatik kullanda cd yi açıyor.
beyler 11 yıl geçti, o vidyodaki kadının yüzündeki acıyla karışık zevk ifadesi hala gözümün önünde. olaydan sonra yemekten içmekten kesildim. kendimi insanlara unutturmaya çalıştım. hayatımda hala etkilerini görüyorum.
kızını eskişehir'de okumaya yollayan cesur baba
-
cesurmuş. amerika'ya yollayan mağdurdu oysa.