ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iyi insanların ortak özellikleri
-
raf ömürlerinin kısa olması. şöyle ki,
günlük süt güzel olur, taze olur, lakin çabuk bozulur. içinde lanet olası koruyucu maddeler, ıvır zıvırlar yoktur. kendisi iyi ama çevresi kötüdür. bundan mütevellit çarçabuk bozulur doğaya geri kavuşur. karton sütler ise uzun ömürlü, dayanıklı ama katkı maddeli, maskeli, sahte... filhakika uzun ömürlü, ikna ve piyasa gücü yüksektir.
aynen böyle iyi insanların da koruma kalkanı yok, içi dışı bir, tehlikeye açık, kadri kıymeti bilinmez. herkes nerede çıkarcı, maskeli, sinsi, sahte gülücüklü insan var onların emrine amade. o iyi insanlar da işte napsın içine atıp atıp ülser olsun garibim...
kendimden bahsediyorsam disko topu olayım...
emekleyerek denize giden bebeği kurtaran köpek
-
radikalde okuduğum haberin baş kahramanı köpek.
anne köpeğiyle ilgileniyor, bebeği de oynasın diye kuma bırakıyor. bebek tabi bu, denizi merak ediyor, şöyle bir bakayım derken gidiyor da gidiyor. dalgalar da habere göre yarım metre falan. köpek görüyor bebeği, koşuyor, önüne yatıp denize gitmesini engelliyor, havlıyor falan, böylece anne çocuğunu hatırlayıp kucaklıyor.
aha fotoğraflar:
çocuk gidiyor, kimsenin ruhu duymuyor: http://i.radikal.com.tr/…09/20/fft22_mf1658302.jpeg
köpek fark edip koşuyor: http://i.radikal.com.tr/…09/20/fft22_mf1658303.jpeg
köpek yetişmek üzere: http://i.radikal.com.tr/…09/20/fft22_mf1658304.jpeg
köpek yetişmiş, çocuğun önünde, denizin dibindeler, anne kişisi geliyor: http://i.radikal.com.tr/…09/20/fft22_mf1658305.jpeg
köpek anneyi fırçalarken: http://i.radikal.com.tr/…09/20/fft22_mf1658306.jpeg
olayı çeken zat neden çocuğu kurtarmamış diye sorguladım bir an.
bir belediyenin chp'li olduğunu anlamanın yolları
-
kentsel dönüşümde yıktığı evlerin parasını peşin verip (isteyene para, isteyene yeni ev,ev isteyip parası yetmeyene ev gerisini taksit) bütün evi ücretsiz (belediye fen işleri ile) yıktıktan sonra pencere,kapı,baca,demir gibi para eden şeyleri ev sahibine verip molozu 5 kuruş almadan kaldırıyor ise belediye chp'lidir.
100 binlik eve 47 bin fiyat çıkartıp üstüne 8 binde (hafriyatçı taşerona) ev yıkma ve moloz taşıma parası alıyor ise akp'lidir.
edit: tomalara su vermiyor ise de chp'lidir.
mutlu olmak için gerekenler
-
mutlu olmaya odaklanmamak,
kendini başkalarını mutlu etmeye adamamak,
hayır demeyi öğrenmek,
beklentilerini minimuma indirmek...
starbucks
-
bir kutu çekirdek kahvelerinden alınca beleşe verdikleri ufak boy kahve "uygulamasını" kaldırmışlar. gün sonunda lavaboya döktükleri şu bayat filtre kahveden de mi veremiyorsunuz derseniz bile "maaleseff" diye vermiyorlar.
ama şimdi ne yapıyorum, gidiyorum cafe nero'ya, gloria'ya, carribou'ya, diyorum ki "bu çekirdek kahveden bir kutu alınca starbucks'ta yanına bir kahve hediye ediyorlar". tabi ki yanıt her zaman "ne demek efendim biz de hediye edelim" oluyor.
yani demem o ki eyy starbucks!! senin sayende hediye kahvemizi her yerden yine alıyoruz, ama bir farkla, kahveyi senden almıyoruz. haberin olsun..
anneler günü
-
mutsuz bir evlilik bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri.
işin mi kötü, değiştirirsin. arkadaşların mı nankör, hayatından defedersin. ailende mi pislikler var, görüşme; neticede sen seçmedin onları, doğumunla gelen bir eklenti paketiydi hepsi.
oysa evlilik öyle değil.. sırtına zibilyon tane umudu, hayali, planı yüklenip evleniyorsun biriyle. sen seviyorsun. sen seçiyorsun. sen yürüsün istiyorsun. aşkınız kabından taşıyor, çocuğun oluyor. ama olmadı mı olmuyor, yürümüyor.. isteyerek seçtiğin ve bir nikah memurunun önünde "evet" diyerek başladığın hayatı, bir başka salonda, bir hakimin karşısında "evet, boşanmak istiyorum" diyerek bitiriyorsun.
bugün anneler günü.
kızım babasında.
sabahın beş buçuğunda, gözleri çakmak çakmak geldi yanıma.
"gitmek istemiyorum, anneler günü bugün, seninle olmak istiyorum" dedi.
baba günü bugün dedim.. gitmezsen üzülür dedim.. yarın acısını çıkartırız biz dedim..
"kahretsin ki beceremedik geçinmeyi..
yanlış insanlar seçmişiz evlenmek için..
mutsuz olduk, mutsuz ettik..
affet kızım, üzüntümüzü senin üstüne de bulaştırdık.." diyemedim.
baba günü bugün dedim.
winning eleven'ı japonca oynamış nesil
beşiktaş
-
takımın trabzonspor hakkında tek bir entrym yokken beni bu başlığa yazmaya iten şey nedir bilmiyorum.
ersun hoca takımın başına geçmiş, takım ligde ve avrupada iyi sonuçlar alıyoruz, iki maç kazanınca tüm trabzonsporlularda olduğu gibi erken gelen "lan acaba bu sene şampiyon olur muyuz?" düşüncesi, sırada beşiktaş maçı, hakederek kaybediyoruz, "en azından beşiktaşa yenildik" tesellisi hakim oluyor. biz olamazsak siz olun şampiyon, daha şimdiden hakettiniz. ruhunuz güzel, takımınız güzel, kaleciniz forvetiniz güzel, teknik direktörünüz şahane, bi tek başkanı çözemedim ama diğerlerinden iyidir kanaatimce.
ruşen amcanın oğlu sedat'ın güzel ve başarılı nişanlısı gibisin beşiktaş, herkes taktir ediyor, ben sedat'ı kıskanıyorum..
abdullah gül'ün kırmızı ışıkta durması
-
tayyip erdoğan abdullah gül'ün duran aracının yanından geçerken camı açıp nanik yaparak "durmak yok yola devam" diye bağırmış...
(bkz: durmak yok yola devam)
murat boz nihal-bahar candan eser özge ilişkisi
-
aslı enver'den sonra candan kardeşler mi? ohaa düşüşün bu kadarı.
bir sandıkta 25 bin geçersiz oy tespit ettik
-
(bkz: malı arap faik'ten alıyorduk)