hesabın var mı? giriş yap

  • naegleria fowleri kirli sulardan bulaşan beyin yiyen amip olarak da bilinir. dünyanın birçok yerinde görülebilir ancak tuzlu sularda bulunmaz. genellikle göller, nehirler ve kaplıcalar gibi ılık tatlı sularda yaşar ve sadece fowleri cinsi naegleria insanları enfekte eder. lakin içinde naegleria olan bir suyu içtiğinizde veya ağzınızdan bir miktar içeri kaçtığında amiple enfekte olmazsınız.

    naegleria fowleri, kontamine olmuş suyun burundan içeri girmesiyle kapılır ve bu genellikle mevzubahis su kaynaklarında yüzüldüğünde meydana gelir. çok nadir olarak yeterince klorlanmamış kontamine havuz suyunda yüzerken baş suya daldırıldığında burundan su kaçmasıyla veya kontamine musluk suyuyla temizlik amacıyla burundan su alınmasıyla da bulaşabilir. naegleria fowleri'nin su buharıyla bulaştığı görülmemiştir.

    naegleria termofilik (sıcaklık seven) bir organizmadır ve 46 derece civarlarında ilerlemesini en iyi şekilde sürdürürken, daha yüksek sıcaklarda da kısıtlı miktarda yaşayabilir. sıcaklık düştükçe görülme ihtimali azalır ama normalde yaşayabileceği sıcaklıkların daha altında göl ve nehir tortularında bulunabilir. bu yaşam alanlarında da bakteri gibi diğer organizmaları yiyerek canlılığını sürdürür. naegleria fowleri bulunduran bir gölün içindeki amip miktarı zamandan zamana çevresel etkenlere de bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

    kontamine suyun nazal yolla alınmasının ardından amip beyne geçer ve orada beyin dokusunu yemeye başlar. ardından "pam" (primer amibik meningoensefalit) adı verilen, beyin dokusunu yok eden ölümcül bir hastalığa neden olur. ilk evrelerinde bu hastalığın belirtileri bakteriyel menenjit ile benzerlik göstebilir. amip vücuda alındıktan 1 ila 9 gün arasında baş ağrısı, ateş, mide bulantısı, kusma gibi semptomlara neden olmaya başlar. sonra gittikçe kötüleşen semptomlar ise boyun tutulması, halüsinasyon, kafa karışıklığı, dengede durmakta zorluk, insanlara ve çevreye karşı duyarsızlık ve nöbetler olarak kendini gösterir. belirtilerin artmasıyla birlikte hastalık hızla ilerler, amip beyin dokusunu durmadan yer ve 1 ila 12 gün arasında mortaliteye yol açar. hastalığın öldürme oranı %97 olarak bildirilmiştir.

    bu hastalığa karşı etkin bir tedavinin geliştirilip geliştirilmediği belirsizdir. etkili birtakım ilaçlar olsa da bu yüksek ölüm oranları nedeniyle tedavide kesinlik sağlanamamıştır. lakin yakın geçmişte diğer ilaçlarla birlikte verilen yeni bir ilaç olan miltefosine ve agresif beyin tedavisi sayesinde naegleria fowleri ile enfekte olmuş iki hastanın iyileşmesi sağlanmıştır.

    naegleria enfeksiyonları tehlikeli olsa da çok ama çok nadirdir ve geçmişten bu yana bildirilen az sayıda vaka vardır. insandan insana bulaşıcı olmaması da bu düşük yaygınlığına katkı sağlamıştır. genellikle yaz aylarında güney eyaletlerinde bulunsa da son zamanlarda kuzeyde de vakalar bildirilmiştir. bu nedenle temizliğinden emin olunmayan hiçbir tatlı suya girilmemeli ve bu sular burundan içeri çekilmemelidir. yine de bu amibin yaşayacağı ortamlarda bulunulup burundan su alındıktan sonra benzer belirtiler gösterildiğinde bunların birçok farklı yaygın hastalığın da habercisi olabileceği unutulmamalı ve panik yapılmadan hastaneye başvurulmalıdır. hastanelerde amibi teşhis etmek biraz zaman alsa da hızlı teşhis testleri geliştirilme aşamasındadır.

    diğer kontamine suyla ilgili hastalıkların yanında naegleria nadir bir tehlikedir. 2010'dan 2019'a kadar amerika birleşik devletleri'nde 34 vaka görülmüştür. 34.000 boğulma vakasının yanında bu oldukça minimal bir orandır. bu nadir ama ciddi tehlikenin farkındalığıyla alınacak temizliğinden emin olunmayan sularda yüzmemek gibi ufak önlemler ve ehemmiyetli davranışlar pam'dan korunmayı çok büyük oranda sağlar.

  • bu adamın kol saatinin bir büyüğünü izmir belediyesi konak'a, iki büyüğünü de ingilizler londra'ya koymuş..
    hakan ünsal ekrana cıkınca sağ alt köşede duran saati kaldırıyorlar. nasılsa cemil cümle saati hakan ünsal'ın kolundan okuyabiliyor.. olmamış diyoruz ve 10 üzerinden 3 veriyoruz

  • annemin birden bire yaslandigi yaz.
    uc kardesiz. annem gundelige gidiyor. babam kumarbaz. evden annemin pazara gidip en ucuzundan haftalik sebze ve para kalirsa da biraz meyve alalim diye biraktigi parayi bile alip kumara yatiriyor. evin kuytu koselerinde sabahlari annem, ogleden sonra babam; biri surekli bir sey sakliyor, digeri surekli onu bulup, kumara yatiriyor. sonra annem, paralari karsi komsu melahat teyzelere birakmaya basliyor.
    o arada, annem surekli bizimle pazarlik halinde: ''okuyacaksiniz, meslek sahibi olacaksiniz. bizim gibi olmayacak hayatiniz.''
    ''tamam anne'' diyoruz. tamam anne. yeter anne. yeter baba. yeter baba! bunu en cok kucuk abim soyluyor. ben pek sesimi cikaramiyorum. korkuyorum.

    buyuk abim o yaz askeri okulu kazaniyor. yazili sinavdan sonraki diger sinavlara girsin diye annemle babam, bizi birakip bursa'ya gidiyorlar. spor ayakkabisi olmadigi icin yalin ayak kosarak kazaniyor kosu sinavini. babam gururlu: "ciplak ayakla bile gecti butun cocuklari." sonra diger sinavlari da kazaniyor ama annem fikrini degistiyor. ''askeri okula gonderemem daha cok kucuk'' diyor komsulara. ama lıseye yazdirmak icin ceket lazim. okul ceketi cok pahali. para yok. hic mi yok? hic yok. sonra kapi kapi dolasiyor tum akrabalari: cocugunuza kucuk gelen lıse ceketi var mi? kimsede yok. hic mi yok? hic yok.

    ''daha ceketi bulamiyorsun, nasil okutacaksin ki'' deyip vazgeciyor. ve abim bursa'ya bir daha goturuluyor. donus yolunda annem yaslaniyor. 3.5 saatte genc bir kadindan yasli bir kadina donusuyor. geri dondugunde cok sasiriyorum. ama soramam. kizabilir.
    kayit icin bir kontrat imzalamamiz gerekiyormus. eger olur da abim okulda duramaz, mezun olmadan once ayrilmak isterse taahhütnamede belirtilen miktarda parayi odemek zorundaymisiz. iki de kefil istiyorlar. kefillerden biri annemin yegeni: imam. digerini bulamiyoruz. sonra bir komsumuz ''ben imzalarim'' diyor. onlar da fakir ama ''imzalarim ben'' diyen ali abi itfaiyeci. memur oldugu icin imzasi gecerli. sonra ali abi cok genc yasta kalp krizinden oldu. ailece hala dua ederiz ona. sonra...sonra daha baska bir suru hikaye.

    o yazin sonunda abimi gormeye gidiyoruz. cok guzel bir bahcedeyiz. heyecanla bekliyoruz. kapilar acilacak. ogrenciler bahceye cikacak. ve iste aciliyor tum kapilar: birbirinin ayni yuzlerce cocuk. hangisi abim anlayamiyorum. hepsi ayni kiyafet icinde. saclari ayni sekilde kesilmis. sonra kalabik arasindan yavas yavas yaklasiyor abim. onu gorunce neden bilmiyorum agliyorum. abim degil sanki. pazardan alinma ayakkabilarimdan birinin numarasi kucukmus: o gun ilk kez giydigimden daha once anlamamistik. ayagimi acitan ayakkabiyi cikariyorum. beyaz corabimda kan.

  • instagram'a bugün koyduğu doğumgünü fotosunun altına "doğumgünün kutlu olsun lord eddard stark" yazan çılgın beni bulsun. ahahdhahds. haykırıyorum.