ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hogwarts
-
yazmayın efendim, çok net söylüyorum yazmayın artık bu okulu. ağzı yanan birisi olarak söylüyorum yazmayın bu okulu. 4 sene önce ismine kanıp yazdım bu okulu, tabii daha neyle karşılaşacağımı da bilmiyordum, kan aldılar kan. hogwarts öğrencisine verir gazı, verir gazı; sonrasında sınavlarla,hocalarıyla (3'ün 1'inde profesör snape hele, dönemde geçen 5-10 kişi olur genelde) kan alır, kan. eşek gibi çalışıyorum, köpekler gibi, ancak 70 alıyorum ki 65 geçme notu oluyor. bir sürü gereksiz bilgi, elit okul ya. çoook idealistseniz uğrayın buraya. iş garantisi var demeyin. saf saf ''büyücü olucam ehe mehe.'', ''iyi para var hiç olmadı kötü büyüden korunma hocası olurum.'' falan demeyin sakın. ben de öyle dedim, şimdi çok pişmanım; ay temmuz son oldu, bizim okul ancak tatile girebildi. son kez söylüyorum, yazmayın arkadaşım bu okulu. gidin pdr yazın, ne bileyim kara elmas matematik'i yazın, gidin öğretmenlikleri yazın. sonra pişman olursunuz böyle.
bir araba uğruna yıllarımı harcamak istemiyorum
-
badem bıyıklılar, ülkenin bu güzel insanlarının gençliğini ve umutlarını çaldınız. yatacak yeriniz yok. boğazım düğümlendi, ne diyeceğimi bilemiyorum.
edit: aslında ne diyeceğimi biliyorum. 18 yaşında bir çocuk korkmadan kendini ifade edebiliyorsa, benim bu yaşımda korkup çekinmem saçmalık olur .artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadı. yıllarımızı çaldınız, haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk yaparak kendinize ve çevrenize bir padişahlık yarattınız. çevremdeki gençlere bakıyorum telefonlarında sahibinden ve maçkolik uygulaması var. çocuk hayal kurmak istiyor, açıyor bir araba bakacak ama araca her gün zam geliyor. hesap yapıyor, hiç para harcamadan tam 4 yıl boyunca çalışması lazım. bakıyor ki olacak gibi değil, geriye tek bir şey kalıyor, o da kumar. maçkolikten maç bakıp cebindeki 3-5 kuruşu da yine malum şahıslara kaptırıyor. bu tam anlamıyla ülkemizdeki kölelik sisteminin bir özetidir. pandemi dönemi başlamadan önce oyun konsolu almaya karar verdim, aldım ve üzerine sokağa çıkma yasakları geldi. ardından oyunlar ilgili bilgi almak için konsolun türkiye sayfalarından birisine üye oldum. konsol satışları patlayınca yetenekli bakanımız! ve kayınpederinin aldığı karar ile konsollara %50 vergi getirildi. bu verginin eylül ayına kadar olduğu söylendi ve o çocuklar da buna inandı. bugün o verginin yılbaşına kadar uzatıldığı açıklandı ve sayfada o gencecik çocukların hayal kırıklıklarını okudum. maalesef onlar da anladı ki biz bu hükümetin vatandaşları değiliz, müşterisiyiz.
internette bir türlü bulunamayan efsane videolar
-
john benjamin toshack'ın ali şen'i ayar manyağı yaptığı dönemde, ali şen'in "toshack tanınmış biri değil, halbuki beni bütün dünya tanır" demesi üzerine, toshack'ın avrupa'da bir havalimanında televole mikrofonunu alıp önüne gelene "do you know me" ve "do you know ali sen?" diye sorduğu efsanevi video da bunlardan biridir.
yaran diyaloglar
-
based on a true story..
gencimiz birleşik devletlere henüz gelmiştir. hava değişimi bir yandan, jetlag bir yandan, bünye mavi ekran vermeye başlar. büfenin birine yanaşır:
- can i have a selpak please?
ulan bi dakka, ne dedim ben, diye düşünmesine fırsat kalmadan büfeci bir adet kleenex uzatır:
- burda ona öyle demezler yeğenim..
(bkz: markanın malzeme adı gibi benimsenmesi)
(bkz: yurt dışında türk ile karşılaşmak)
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
-
bazı durumlarda riskli olabilecek seslenme şekilleridir.
- köprüyü geçince inebilir miyiz dayı.
(evet günün birinde dayak yiyeceğimi biliyorum)
ikinci el bebek arabası almak
-
güzelce temizledikten sonra neden olmasın. bence çok mantıklı bir davranış tebrik ederim.
doğru insanı beklemek
-
34 yaşımdan sesleniyorum;
o da seni bekliyorsa sonuç getirmeyecek eylem.
emeksiz olmuyor. kesin bilgi yayalım.
kinyas ve kayra
-
kinyas ve kayra, okudugum güzel kitaplardan bir tanesidir. hani; tüm elestirilerin ve yaklasimlarin disinda "okuyun len bunu" diyebilecegim..
yazarin genc yasinin verdigi deneyimsizligin, kurgusal hatalarin/basitliklerin ve diger elestirilerin önemi yoktur; önemli olan bu kitap okunmaya deger güzel bir "yolculuk" kitabidir. cünkü hicbir zaman elinizden birakmak istemiyorsunuz. türlü monologlarla "sikici" bir eser olunmasi beklenirken yoluculuga cikar iken aldiginiz gerilim romanlari misali sizi sikmiyor. cunku sürekli size dokunuyor yazar. kinyas ve kayra'nin yasama bakisinda mutlaka ki sizden bir parca isliyor. üstelik bunu kimi zaman öyle siirsel bir dil ile yapiyor ki; cokca okudugunuz sayfayi yeniden okumak istiyorsunuz.
zihinsel ölümün pesinde giden iki anti-kahraman. neden boyle bir ölümü gerceklestirmek istedikleri ilgimi cekmedi. kurgusal basitlikler de hicbir sekilde bozmadi. hazir birisi iyi olmus iken digeri kötü olsun gibi sonu bastan belli kurgular.. hicbir sey önemli degil. sadece yasama dair söylevlerindeki siirsel dil ve yakaladigi ayrintilar o kadar hos ki; elimden birakamadim. bir bes yüz sayfa daha olsa okurum, üstelik bitmesin bitmesin diye hayiflanarak.
spoiler olarak belirtmek gerekirse; kayra'nin gercekdisi olarak algilanmaya musait zihinsel ölüme giden yolculugu; cok daha gercekci olan kinyas'in yasama dönüsünden daha gercekciydi. daha elle tutulur, daha bir ilgi cekici. kinyas'in yasama dönüsü okur iken zorlama bir kurgu gibi geldi.
bu kitabi bir bas yapit olarak ele alirsaniz, tutunamayanlar ya da dostoyevski eseri kivaminda yaklasirsaniz bu güzellikleri kacirmaniz olasidir. elestirel gözle yaklasacak derece beklentileriniz olmamasi keyfinizi artiracaktir.
yazar; 24 yasinda idi bu eser yayimlandiginda. her bakimdan saygi duyuyorum. elias canetti, dostoyevski degil ama onlar gibi genc yasinda ve ilk eserinde "muhtesem" bir basari yakalamistir .
ilerleyen zamanlarda kaleminden cikan her türlü zehire talibim hakan günday'in.
3000 tl hesap yüzünden boşanmak
-
"bütün hesabı evli barklı adama kilitleyip boşanmasına üzülmek" şeklinde de açılabilecek olan başlıktır.
#aşıdeğilserikatil
-
aşı karşıtları ve düz dünyacılar insanlığın terapisi aslında. bu kadar aptal olmadığım için halime şükrediyorum ve neşem yerine geliyor:)
kipa anneler günü şakası
-
içme şu zıkkımı diyor her daim validem
bir gün fakirim yine, dedim anne babamdan bi dal sigara çalsana bana
dur burada var dedi bir tane al bun, otur dedi bi de çay vereyim sana
tabi ben şaşırdım validem bana sigara veriyor ve üstüne çay getiriyor
yine arada evlenmiyormusun diye laf sokmayı da ihmal etmedi
sigaranın içine patlayan kibritlerden koymuş , ilk dumanı aldım ikinciyi çekerkene sigaranın ucu papatya gibi açıldı,
ben renk atmış vaziyette beklerken , valide kahkahayı patlattı, aldı sigarı elimden çayı da çekti önümden şimdi sittir git dedi sigara migara yok sana, güzel şakaydı halen validemden sigara isterken özenle takip ediyorum durumu
atatürk'ün herkesten saklanan üvey babası
-
vay oyle mi ataturk'ü derhal birakiyorum dememizi bekliyor heralde.. tüm halkimizi ölü taklidine davet ediyorum..
annesine tekrar evlenmesi nedeniyle gonul koymus ve bir kadinin bir erkege muhtac olmadan ayakta kalabilmesine calismis, toplumda kadinin birey olarak varolmasina on ayak olmuş adamin uvey babasidir.
sahte parfümü duty free diye satan dolandırıcı
-
kafasından zeka fışkıran, muhtemelen istanbul'da üniversiteyi yeni kazanmış bir öğrencinin tespiti.boğaz köprüsünü de satın almazsın sen bu zekayla.