hesabın var mı? giriş yap

  • 1995 yılında çıkan cartel'in cartel adlı şarkısında geçen 25 yaşında 100 binlik araba sözünde bahsedilen 100 bin'in döviz cinsi marktır.

    euro geçişinden sonra mark bir süre euro ile birlikte kullanılmış sonrasında 2002 yılında 1.95 alman markı=1 euro olarak sabitlenmiştir.

    1 euro = 10.24 tl
    1 mark = 10.24 / 1.95 = 5,25
    100.000 mark = 525.000 tl

    sonuç: 26 senedir konu aynı.

  • ben bu kadini taniyorum.

    14 mayis'ta gavura vurur gibi muhru ampule vurdu. opusmeyi gunah belledi ama milyonlarca isgalciyi, ekonomik krizi, yalan, dolani, hirsizligi onayladi. ama birbirini seven iki kisinin opusmesine dayanamadi, ahlaksiz dedi.

    bu kadini hepimiz taniyoruz. ulkenin yarisindan 2% daha fazla sayilari.

  • suriye iç savaşına taraf olup, kafa kesen teröristlere silah göndermenin ülkemize menfaati ne onu da bir söyler misiniz?

  • -call of duty modern warfare 2 oyunundaki " no russian " bölümünde havaalanında katliam yapan rus çetenin içindeki amerikan ajanını oynuyor ve sivilleri katlediyorduk. bölümün başında yoğun şiddet içeriği uyarısı ve bu sebeple skip etme vardı ama her oynamamda hiç atlamadan yüzlerce insanı katlettim evet.

    - roller coaster tycoon 2 oyununda lunaparka gelen müşterilerin profiline sağ tıklar parası var mı yok mu diye bakardım parası olmayanı imleçle tutar " paran yoksa ne geziniyon amk çocuğu " der suya atardım ve boğuluşunu seyrederdim.

  • insanları daha çok sıfırlı borcun içine sokacaklar.
    3.000.000 tl kredinin 0.79 ile 120 aylık taksit tutarı ayda 38.786 tl
    ayda 40-50 bin t l taksit ödeyen insanın kazancı zaten 80-100 bin tl civarında olur.
    haber doğruysa 10 milyon tl kredileri bile ucuzlatmışlar, hem de kamu bankalarından, kamu kaynaklarıyla.
    yani bu kredi bir avuç zengini kamu kaynakları ile daha çok zengin yapar
    yine üretim yok, üretici yok, halkın ezici çoğunluğu yok, artık olmayan orta kesim bile yok.
    para yine betona ve zengine.

  • o'connor, amerikan edebiyatında seçkin bir yer tutan güneyli yazarlar geleneğine bağlıdır tıpkı faulkner, capote, tennesse williams gibi. o'connor da onlar gibi güneyin kendine özgü tutuculuğu ve duyarlıkları üzerinde yaşadıkları çetin toprak parçası kadar kıraç insanları aile-içi ilişkilerinden başlayarak komşuluklara oradan da toplumsal vahşetlere kadar irdeleyip anlatmıştır.

    o'connor'ın yalnızca güneyliğin sınırları içerisinde kalmasını sağlayansa başta din olmak üzere bütün değerlerin sahteleştiği bir dünyanın sözcüsü durumundaki yarı-inançlı kişilerini neredeyse zehirli bir dille anlatmasıdır. yalnızca ortak sahtelikten paylarına düşenle ölümü ya da öldürülmeyi hak ederler. haklarında suçlu, haksızlıklarında masum olabilirler.

    "edebiyatçı işini bitirdiğinde geriye açıklanamayacak bir gizem kalmalıdır." diyen o'connor'ın sanat anlayışının anahtarı da bu tümcede gizlidir. ne diyelim okumaya girişene ve o anahtarı bulabilene ne mutlu.