hesabın var mı? giriş yap

  • yanlışlıkla seçimi kazanırız diye korkan chp'nin muhalefette kalabilmek için yayınladığı göçmen politikası.

  • benzer bie örnek;
    (ismini hatırlamıyorum) a havaalanında yolcuların uçaktan indiği andan bagaj alanına gidene kadar geçen süre 10 dakika. 15 dakika da bagaj bekliyorlar ve yolcular hep bu bagaj bekleme esnasında sinirleniyorlar.

    norveçli balıkçılar notregina el kremlerini sürüp bu duruma el atıyorlar. uçakla bagaj arasını kısaltmak yerine daha da uzatıyorlar. insanların toplamda 25 dakikası uçaktan bagaja gelene kadar sürüyor. lakin geldikleri anda bagajları hazır olduğu için hiç sinirlenmiyorlar. yani insanlar aslında aynı süreyi harcamalarına rağmen hareket halinde oldukları için sinirlenmiyorlar.

    bim'in sistemi de bu olabilir. kuyruktaki insanlara "bu tarafa alalım" deyince beş saniye kazandıkları için daha az sinirlenmelerine sebep oluyorlar.

    bilgi lan işte. al ve devam et.

  • umudu sonrasında acıya dönüştüren davranışlardır.

    3 sene öncesi. ben yine deli gibi aşığı oynuyorum, karşımda değişmeyen karakter. ölüyorum, eriyorum, sürünüyorum, azalıyorum ama severken. sevmekten ötesi, aşk bu. hangi kitabı görürsem elinde, ertesi gün o kitaba başlıyorum. facebook profilinde izlediğini gördüğüm filmlerin her sahnesini ezber ediyorum. sevdiği şarkıcıların şarkılarına sarılıp uyuyorum. umut işte, bir gün. bir gün olur da beraber izleriz o türkan şoraylı filmi, o salata yaparken ben balıkları kızartırım, beraber mırıldanırız o kadının acıklı şarkılarını. umut. olur mu, olur diyorum.

    neyse. neysesi çok. neysesi ahhhlı, neysesi kırmızı, neysesi bol tuzlu.

    bir gün dersteyiz. kış günü, karın karadenize ayak bastığı ilk gün, unutmam. önümde oturuyor. ya da hayır, ben onun arkasında oturuyorum, kasıtlı istekli. dersin ortasında birden arkasını dönüp ''coşkun sabah'ın aşığım sana doyamıyorum, ne de güzelsin bakamıyorum şarkısının devamı nasıldı yee?'' diye soruyor. söylüyorum, teşekkür edip önüne dönüyor. muhasebe dersinde hesap kitap yerine coşkun sabah mırıldanıyor. içimi karıştırıyorlar.

    ''bana sormuştu. dönüp arkasını bana aşığım sana'nın sözlerini sordu, seviyor işte, o da kocaman seviyor beni, hayat pek bi güzel, derste çok çabuk mu bitti ne, olsun, otobüste tıkış tıkış gitmek de çok güzel, beni seviyor, aşığım sana''

    ahh işte.

    nerden bilirdim, derste sevgilisine aşığım sana'nın sözlerini mesaj olarak attığını. bilsem söyler miydim o şarkının devamını ona?

    söylerdim.

  • "atatürk dahili ve harici bedhahlarımız olacağını söylemişti de, halkla bu kadar taşşak geçeceklerini hiç söylememişti..."

  • an itibariyle başlattığım süper kampanya. evet her yazarın 1 adet referans hakkı olsun. referans ile yazar olan yazara ise bu hak tanınmasın ki kimse de clone olayına giremez böylece. 2 senedir yazar olmayı bekleyen insanlar var, parayla yazar hesabı almak isteyenler bile var, ayıptır, yazıktır. şu anki çaylak onay sistemi sağlıklı ama çok yavaş işliyor. destek bekliyorum.

    edit: yanlış anlaşılan bir şey var ki, referans olunan çaylak entry'lerine bakılmaksızın yazar olamayacak, sadece bir an önce değerlendirilmesi için referans olunacak. yani çaylak kullanıcının onay entry'leri sözlük formatına uygun değilse onaylanmayacak.

  • bir çok kez başıma geldi. zaman aşımları falan oldu, sicilim temizlendi sonra tekrar yakalandım.. en sonuncuda ehliyeti geri alabilmek için zorunlu olarak bir ay süren "sürücü davranışları geliştirme eğitimi" aldım.. bu eğitimdeki bir kaç şey hiç aklımdan çıkmıyor. bunlardan iki tanesini paylaşayım;

    -eğitimde psikolog hoca bize "diyelim ki sizin çocuğunuza 0,51 promil alkollü olan bi sürücü çarptı ve çocuğunuzu öldürdü. o adam için aman canım 0,01 promil geçmiş sadece, zaten adam 10 tane de içse çok dikkatli kullanacak birine benziyor" şeklinde düşünebilir miydiniz diye sormuştu.

    -başka bir gün ki eğitimde de trafik polisi eğitmen alkol nedenli bir çok kazanın resmini gösterdi. içimiz kalkmıştı. polisin sözleri hala aklımda. "keşke bu kazalardan önce trafik kontrolüne yakalansalardı da, ehliyetlerini alsaydık. şu an ehliyetsiz de olsa en azından hayatta olurlardı"

    öyle işte.. anlayana!

  • dibe vurdum diye hata üstüne hata yapmayın. sakince düşünün kendinize gelin ve yavaş yavaş hayatınızı düzeltmeye çalışın. her şeyin bir anda olmasını beklemeyin ancak yapılması gereken şeyleri de zamana bırakmayın.