hesabın var mı? giriş yap

  • babamın bi kez anlattığı, benimse her aklıma geldiğinde içimi dağlayan anıdır.

    dedemi kaybetmişler, babam 6-7 yaşlarındayken. rahmetli babannem 5 erkek çocukla kalakalıyor. bi ara memlekete gidiyor, babam evde yalnız, ilkokul falan. para yok pul yok, aç kalıyor evde. ertesi gün okulda, derste öğretmeni anlıyor, bu çocuk aç. çağırıyor tenefüste, git bana tost yaptır diyor, bi tane de kendine yaptır. babam nasıl koşuyor, nasıl soluğu kantinde alıyor, hatırlamıyor bile. tıpkı 2 tostu birden nasıl yediğini hatırlamadığı gibi. yedikten sonra farkına varıyor, öğretmenin tostunu da yedik. bahçede dolanıyor, utancından geri dönemiyor. bi arkadaşıyla para yolluyor öğretmeni, git bunu halil'e ver diyor. babam bu kez 2 tostla geliyor gönül rahatlığıyla. öğretmeni dönüp, sen ye ben bişeyler atıştırdım deyip o 2 tostu da babama veriyor.

    yıllar sonra babam işi gücü eline aldığında ziyaretine gidiyor öğretmenin. babam hikayeyi hatırlatıyor. ikisinin de gözleri dolup sarılıyorlar.

  • istiklal marşının ıslıklandığı maçtır.

    hepsini geçtim, bu pislik taraftarı savunmanınızı geçtim,sahaya atılan kayaları falan da geçtim de arkadaş türkiye'de bir stadda istiklal marşı ıslıklanıyorsa ve siz halen, işte şu maçta şöyle oldu bu maçta böyle oldu falan filan diyorsanız art niyetten başka bir şey aramam.

    hadi bana faşist deyin çok mutlu oluyorum.

  • bence aynı mantıkla olaya bakarsak kayınçona vurdurduğunda da eşini aldatmış sayılmazsın. oda eşinin canından kanından biri. onun için bir sonraki sefere kayinçonu öneriyorum.

  • benim de desteklediğim görüştür.

    tatlı sevmediğimiz için çorbayı sürahiden içiyoz biz evde.

    edit:bazen pipet kullandığımızda oluyor tabi çorba için.

  • bugün bir arkadaşla konuşurken 24 yaşında evli olan birini biraz garipsedik. gel gelelim bu yaş eskiden evlilik için erken bir yaş gibi gelmiyordu insanlara. artık insanlar, en azından eğitimli insanlar önce evlenip sonra düzen kurma fikrinde değiller gibi. önce düzen kurup sonra evlenmek istiyorlar. zaten tek başına da rahatlıkla ayakta durabilen, düzenini kurabilen birisi evlilik fikrine çok da büyük arzu duymuyor.

    günümüz toplum yapısında, avrupa'nın pek çok yerinde de bu hala böyle, evli olmadan sahip olunması zor olan şey çocuk. halkın büyük bölümünün çiftçilik yaptığı dönemde çocuk aileye katılacak yeni iş gücü demekti ve bu yüzden erken evlenip çok çocuk sahibi olmak önemliydi. şimdi maaşlı çalışan insan kimin için iş gücü sağlayacak? bu bakımdan çocuk sahibi olmak da eskisi kadar arzulanan bir şey değil.

    bunlar göz önüne alındığında evlenmek isteyen insan havuzunda ciddi bir daralma var. havuz dar olduğu için istenen insanı bulmak daha zor olduğu gibi insanlar artık kendi kıymetlerini daha fazla biliyorlar ve daha seçiciler. bu da uygun bir insan bulmayı zorlaştırıyor.

    şu ana kadar saydıklarım genel durum. bunun yanında kişilerin tuhaf davranışları da var. her insan doğal olarak evleneceği insanın kendisine değer vermesini ister. fakat bazı kişiler buna tek taraflı bakıyor ve kendisine değer verene aynı değeri vermiyor, sonrasında karşısındaki insan kendisiyle evlenmek istemediğinde suçlu o oluyor. tüm iyi niteliklerin bir insanda toplanması imkansız. örneğin maddi durumu iyi olan bir insanın babadan zengin değilse hareketli bir hayatı olması zor. çünkü muhtemelen buna vakit bırakmayan bir işte çalışıyordur. fakat bir bakıyorsun evlenmek isteyen kişi istiyor ki hem evleneceği insanın maddi durumu iyi olsun hem de onunla maceradan maceraya koşsun. çelişen istekler olunca doğal olarak karşılanması da o oranda zor oluyor.

  • benim yaptığım ve sonuna kadar yapmayı sürdüreceğim davranış. öğrenci halimle, yemek paramdan kısıp da alıyorum ben onları. sinemaya gitmem, konsere gitmem, konser zaten hak getire sadece bir kitap zevkim var onun için bile bir çok şeyi kısıtlamam lazım sonra elimde gördü diye verecekmişim yok öyle. starbucks'a iki kez gitmesen zaten alırsın o kitabı ben öyle yapıyorum, mesela arkadaşlar cafeye çağırdı buluşalım dedi kabul etmiyorum diyorum gitsem bu kadar harcardım, hemen giriyorum d&r'ın internet sitesine alıyorum kitapları. onlarca kitap aldım bu yöntemle. hepsine de gözüm gibi bakıyorum. okurken bile kat izi olmasın diye kitabı açmıyorum resmen azıcık aralayıp okuyorum.