hesabın var mı? giriş yap

  • bunun babasi olan prens andrew ( sulalecek prensler ) kurtulus savasimiz sirasinda yunan 2. kolordusunu yonetmis fakat savas sirasinda basarisiz olunca yunan ordulari baskomutani general papulas tarafindan gorevden alinmistir. zaten bir sene sonra biz savasi kazaninca yunan tahtinda bulunan amcasi konstantin de tahttan indirilmis , yunanistan da devrim olmus ve bu dedenin tahti taci kalmamistir. gerci o zamanlar bebeydi ya .

    her neyse bir baska ilginc konu ise eşi olan kralice 2. elizabeth le uzaktan kuzendir. bunun dedesi olan yunan krali george 1 , kralice ikinci elizabeth in dedesi olan ingiltere krali george 5 in annesi kralice aleksandra yla oz be öz kardestir. yani prens philip in dedesiyle , karisi kralicenin babasinin babanesi oz kardeslerdir. yani her ikisi de danimarka krali cristian 9 un torunlaridir. cunku yunan krali george 1 ve kralice aleksandra danimarka krali cristian 9 un cocuklaridir.

    simdi biraz beyin yanmasi olabilir farkindayim. ulan yunan krali nin ingiliz kralicesinin danimarka kraliyla ne alakasi var dediginizi duyar gibiyim.

    fakat durun bu bir sey degil.

    bu dedeyle kralice elizabeth ayni zamanda kralice viktorya tarafindanda akraba. prens philip in ananesinin ananesi (bkz: oha) ingiltere kralicesi viktorya dir. yani şu şekilde oluyor kralice viktorya -- kizi prenses alice -- onun kizi prenses viktorya -- onun da kizi olan prenses alice , prens philip in annesidir. bildiginiz gibi kralice viktorya elizabeth in buyuk buyuk babanesi olur. yukarda degindigimiz danimarka dan gelen kralice aleksandra nin kocasi olan 7. edward in annesi kralice viktorya dir efenim.

    olaylar olaylar olaylar ...

    ulan zaten avrupa da hanedan uyesi olupta kralice viktorya nin torunu olmayan yok gibi bi sey . rus cari nikolay , alman kayzeri wilhelm , kendi torunu ingiltere krali otede danimarka hanedani alayi bu kadinin torunu.

  • bu entry'de size bu konserin gerçek olduğunu fotoğraflarıyla birlikte ispatlayacağım.

    freddie mercury afyon'un bir köyünde

    görsellerin devamını yazının devamında paylaşacağım. ayrıca yazının sonunda bohemian rhapsody ile afyon'un bir köyü arasındaki ilişkiyi de öğreneceksiniz.

    merhaba,

    her şey freddie'nin uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak istemesiyle başlıyor. freddie uyuşturucudan kurtulmak için birçok ünlü rehabilitasyon merkezini deniyor ama hiçbir sonuç alamıyor. rehabilitasyondan umudunu kesen freddie partilerde gününü gün etmeye devam ederken bir gün bir partide freddie'ye haşhaşlı ekmek ikram ediliyor. haşhaşlı ekmeğe bayılan freddie bu ekmeğin nerede yapıldığını soruyor. böylece haşhaşın diyarı afyon'u keşfediyor.

    hiçbir rehabilitasyon merkezinden sonuç alamayan freddie uyuşturucudan kurtulmak için haşhaşlı ekmek diyetini denemeye karar veriyor. afyon'daki sessiz ve sakin bir köyde birkaç ay doğal ortamda vakit geçirerek uyuşturucudan kurtulabileceği fikri kafasına yatıyor. bu fikirden sadece menajerinin haberi oluyor. brian may amcamın bile haberi olmuyor. menajer afyon'un en sakin köylerinden birini buluyor. köyde kimsenin televizyonu olmaması köyün seçilmesi için en önemli faktörlerden biri oluyor. freddie yine bir rehabilitasyon merkezine yatıyormuş gibi gösteriliyor ve gizlice menajeri ve tercümanıyla birlikte afyon'a geliyor.

    freddie'nin köyde rahatça dolaşabilmesi için menajeri bir tercüman aracılığıyla köy halkından bir genç ile anlaşıyor. freddie onunla birlikte köyde rahatça gezebiliyor. paparazziden ve şöhretten uzaklaşan freddie, çocukluğuna dönüyor ve tekrar faruk gibi hissetmeye başlıyor. köy halkı onu faruk olarak biliyor. köyde birkaç ay geçirdikten sonra artık uyuşturucudan giderek arınmaya başlıyor. sadece haşhaşlı ekmekle besleniyor ve köy hayatının tadını çıkarıyor.

    yine bir gün köyde gezerken burnuna nefis haşhaş kokuları geliyor. kokuyu takip etmeye başlıyor. kokuların geldiği evi bulup içeri giriyor. kokularla büyülenen freddie eve girdiğinde karşısında haşhaşlı ekmekten bile daha güzel bir kadın buluyor. karşısında köyün en güzel kızı neriman... ilk görüşte aşk… köyde yasak aşk başlıyor.

    ailesinin evde olmadığı anlarda neriman haşhaşlı ekmek yapmaya başlıyor. haşhaş kokusunu alan freddie de hemen evin yolunu tutuyor. bu aralarında bir şifreye dönüşüyor. bu şekilde birkaç ay birlikte oluyorlar. yine bir gün buluştuklarında freddie'nin resim yapmaya olan ilgisini öğrenen neriman “beni de ingiliz kızlar gibi çizsene” diyor. tercümanı evden gönderen neriman üzerini çıkartıyor ve yeğeninin resim çantasını freddie'ye uzatıyor. gördüğü manzara karşısında haşhaşlı ekmek yemişe dönen freddie, neriman'a “yatağa pardon kanepeye uzan” diyor. freddie resmi yaparken odaya birden neriman'ın babası dalıyor. “bismillah!” diye bağırıyor. işte bohemian rhapsody'deki bismillah detayı buradan geliyor ama o konuya yazının sonunda değineceğiz.

    kızın babası freddie'yi tekme tokat dövüyor. menajer sesleri duyunca eve geliyor ve tercümanın yardımıyla olayları anlıyor. kızın babası bu olayın çözülmesinin tek yolunun freddie ve kızının evlenmeleri olduğunu aksi halde freddie'yi sağ bırakmayacaklarını söylüyor. köyden kaçması halinde kızın başına gelecekleri anlayan freddie olayı çözmek için neriman'la evlenmeyi kabul ediyor. freddie'nin menajeri ve kız tarafı düğünle ilgili detayları hallederken düğündeki müzik konusu sorun oluyor. köye dışarıdan bir müzik grubu gelmesi halinde freddie'nin köyde olduğunun ortaya çıkmasından endişe eden menajer konserde freddie'nin şarkı söylemesi fikrini ortaya atıyor. paparazziler tarafından bulunmaktan endişe eden freddie de bu fikri kabul ediyor.

    freddie düğünde şarkı söylerken

    freddie ve neriman

    düğünden birkaç ay sonra freddie üzerinde geri dönmesi için büyük bir baskı oluşmaya başlıyor. queen üyeleri, basin, menajeri… herkes freddie'ye dönmesi için baskı yapıyor. grup üyelerini ekmeklerinden etmek istemeyen freddie haşhaşlı ekmeğini bırakıyor ve neriman'a köye birkaç ay sonra tekrar geleceğini söyleyerek londra'ya dönüyor.

    freddie köyden ayrılırken

    londra'ya döndükten sonra aylar geçmesine ragmen freddie köye dönmek için bir türlü fırsat bulamıyor. neriman'la yaşadığı hayatı sürdüremeyeceğini iyice anlıyor ve bohemian rhapsody'i yazmaya başlıyor. şarkının sözlerini inceleyelim:

    is this the real life? is this just fantasy
    ------
    köydeki hayatı gerçek miydi?
    ------

    caught in a landslide, no escape from reality
    ------
    gerçek hayatından kaçış yok.
    ------

    mama, just killed a man
    put a gun against his head, pulled my trigger, now he's dead
    ------
    köydeki freddie'yi neriman'ın biricik kocasını öldürüyor. burada öldürdüğü kişi aslında kendisi.
    ------

    mama, life had just begun
    but now i've gone and thrown it all away
    ------
    halbuki köydeki hayatı daha yeni başlamıştı. her şeyi çöpe atıp eski hayatına dönmek zorunda kaldı.
    ------

    mama, ooh, didn't mean to make you cry
    if i'm not back again this time tomorrow
    carry on, carry on as if nothing really matters
    ------
    neriman'a hitaben…
    ------

    too late, my time has come
    sends shivers down my spine, body's aching all the time
    goodbye, everybody, i've got to go
    gotta leave you all behind and face the truth
    ------
    neriman'ı ve köydeki dostlarını geride bırakıp gerçek hayatıyla yüzleşiyor
    ------

    mama, ooh (any way the wind blows)
    i don't wanna die
    ------
    köydeki freddie ölmek istemiyor. faruk yaşamak istiyor.
    ------

    i sometimes wish i'd never been born at all
    ------
    keşke köydeki faruk doğmasaydı ve neriman'ı böyle üzmeseydi.
    ------

    easy come, easy go, will you let me go?
    bismillah! no, we will not let you go
    (let him go) bismillah! we will not let you go
    (let him go) bismillah! we will not let you go
    (let me go) will not let you go
    (let me go) will not let you go
    (never, never, never, never let me go) ah
    no, no, no, no, no, no, no
    (oh, mamma mia, mamma mia) mamma mia, let me go
    ------
    bu sözler neriman'ın babasının odaya bismillah diyerek dalması ve neriman'la evlenmeden seni bırakmayız demesine göndermede bulunuyor.
    ------

    sözlere devam etmek için neriman'ın hikayesini bitirmemiz gerekiyor. freddie gittikten 3 hafta sonra hamile olduğunu fark eden neriman umutla freddie'yi bekliyor. aylar geçiyor. freddie'den tek bir haber yok. doğum vakti geliyor. doğum çok sıkıntılı geçiyor. ben ölürsem çocuğumun adını feride koyun diyor neriman ve maalesef doğum sırasında hayatını kaybediyor. çocuk erkek oluyor. yine de neriman'ın isteğini yerine getirip çocuğun adını feride koyuyorlar. çocuk ileride çok küfretmesin diye bir isim daha koymaya karar veriyorlar. böylece çocuğun adı feride faruk oluyor.

    köyde freddie'yi gezdiren çocuk, menajere bu olayları haber veriyor. freddie kahroluyor ve bohemian rhapsody'e şu satırları ekliyor:

    so you think you can love me and leave me to die?
    oh, baby, can't do this to me, baby!
    ------
    bu sözler neriman'ın ağzından. neriman'ı hem sevip hem de nasıl köyde yalnız başına ölüme terk ediyor?
    ------

    just gotta get out, just gotta get right outta here
    ------
    bu kısım okuyucuya egzersiz olarak bırakılmıştır.
    ------

    nothing really matters, anyone can see
    nothing really matters
    nothing really matters to me
    any way the wind blows
    ------
    bu kısım okuyucuya egzersiz olarak bırakılmıştır.
    ------

    işte queen afyon konseri efsanesi böylece doğuyor. menajerin köyde bıraktığı çocuk üniversiteye gidince bu hikayeyi herkese anlatıyor ve hikaye kulaktan kulağa yayılıyor.

    saygılarımla,

    feride faruk yerküre

  • adamın birisi bir gün, trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla kafa demlemeye başlamışlar.

    bir ara, karadenizli'nin belinde, kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi???

    -bıçağına bayıldım, demiş adama, masaya bir 50 lik banknot basarak, aldım gitti!

    -pen piçaumi vermem!!! demiş karadenizli....

    -al, sana 100 o zaman!! diye vurmuş 100 lük banknotu masaya!!

    -vermem! demiş kararlı bir şekilde karadenizli!

    -oooo amma uzattın ha, demiş bizimki. bak bu son teklifim! al sana 300 tl. daha da param kalmadı!!!

    -haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum piçağumi!!!

    adam takmış bi kere bıçağa!! çıkarmış bileğindeki rolex saati...

    -bak arkadaş, bu var ya bu, hayatında göremeyeceğin kadar para eder. bak son teklifim, veriyon mu bıçağı?

    -haçan arkadaşum, ne istersen iste, piçagumi isteme penden!!!

    -sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba!! bak, bu saat var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut.

    -haydaa, sen penu anlamaysun kaliba!!! vermeyceum daaaa!!! .. hele bak....diyelum ki aldum saatinu, verdum piçagimuuu ... yarin celdum kahveye, ha burda bir kahve içeceum...kalkti pirisu dedu baa "-ananu s..eyum.!!ha pen ne diyeceum ona, "altiyi çeyrek geçiii ???"

  • bu ülkede 5'te kalkıp 800 metre yer altına inip güneş görmeden en ağır şekilde çalışan ve belki de "kaza!" sonucu hayatına veda etme ihtimali olan, maaşını alamadan patrondan tekme yiyen birisini aklıma geliyor reklamda.

    futbolculuğu çok emek sarfedilen çok kutsal bir meslek gibi gösteren sermaye babaları ancak kendileri çalar kendileri oynar.

    halk sizin ne bok olduğunuzu çok iyi biliyor. dünyayı kurtarana verilmeyecek miktarda büyük paralar ile bir futbolcuya veriliyor. çünkü sermayenin asıl amacı toplumların gerçeği görmek yerine maç izleyerek tahtlarına saldırmamaları.

    bir maçta 40 tekme yiyormuş. halkın suratına nasıl bakıyorsunuz lan!

  • "yabancı kızlar için para harcamak zorunda kalmıyorlar."

    türk kızlarını tek cümle ile özetlemiş, tipik türk kızı.

  • kavanoz dibi gözlüğe sahip yaşlıca bir teyze inmek için ayağa kalkar:

    teyze: evladım müsait bir yerde indirir misin?
    şoför: (kapıyı açar ama durmaz) buyur teyze.
    teyze: paraşütle mi ineceğim pezevenk, dursana!
    minibüs ahalisi: ???

  • yaşlı bir sözlük yazarı olarak artık "dreamfactory" nickinin çok genç kaldığını düşünüyorum mesela. keşke nick değiştirme hakkı verilse. ne bileyim "bağkurlu" ya da "alzheimergirl" nicki daha uygun gibi artık.

  • bu abimiz kazadan sonra bir kaç ay içerisinde iyileşir, standart ıq testlerinden normal puanlar alır, bellek ve dikkat testlerinde başarılıdır (korunmuş temel bilişsel süreçler). fakat günlük hayatta daha önce de söylendiği gibi karakteri değişmiştir (sorunlu, finansal ve sosyal karar verme süreçleri...).

    gage' in kafatası ıowa laboratuarında incelenmiş ve hasarlı bölgenin 'vetromedyal prefrontal korteks' olduğu tespit edilmiş.

    vmpfk: spesifik bir uyaran ya da karmaşık çevresel koşul ve fizyolojik değişim (somatik durumun) ilişkisinin işaretlenmesi.

    vmpfk lezyonlu hastalarda duygusal içeriğe sahip uyaranlara somatik tepki yok.

    duygusal tepki ve hissetme faaliyetlerindeki azalma, deneyimin etkisinin ortadan kalkmasına neden olur. deneyimin ve eski bilgilerin karar verme süreçlerine girdi olarak alınmamasından dolayı, vmpfk hasarlı hastalar karar verirken yalnızca anlık hesaplamalar yaparlar.