hesabın var mı? giriş yap

  • canım nemleketim kayseri'nin dışarıda bırakılması ile üzmüş olan liste.
    halbuki kayseri'de ramazan dayağı bir başka datlıdır.

  • e ben şimdi öleyim amk. eşim 27 ben 37 yaşındayım ne oldu ki şimdi.

    kötü birşey yapıyorsam söyleyin boşayalım hatunu. ama çocuğum var ona ne diyeceğim? siz onu da bilirsiniz artık.

  • ahahahhah stark arena mustafa kemal'in askerleyiz sloganı ile inliyor. ahahahaha silemeyeceksiniz olm, bu 20 yılda tek adam rejiminde bunca ahlaksızlığa ve embesil seçmene rağmen silemediniz silemeyeceksiniz. o yıktığınız ya da adını sildiğiniz atatürk isimlerinin hepsi geri gelecek. hatta ulu önder gazi mustafa kemal atatürk olacak adları. sadece atatürk ile de yetinmeyeceğiz. ahahahahahah çok keyiflendim ya, asla bu kadar saygı ve sevgi göremeyeceksiniz. bu ülke kurtulacak! temizlenecek.

  • kılıçdaroğlu'na yolsuzluğu belgelediği için 197 bin lira tazminat cezası verilen karardır..

    https://halktv.com.tr/…avasinda-karar-cikti-429429h

    ekleme: davanın hakimi, 16 temmuz 2016'da hsyk tarafından fetö üyeliği şüphesiyle açığa alınıyor, 20 temmuz'da 7 fetö'cü hakim ve savcıyla birlikte yunanistan'a kaçarken yakalanıyor. bunun üzerine tutuklanıyor. sonra her nasılsa serbest bırakılıyor, görevine iade ediliyor ve bu davaya atanıyor. bunca insan khk'lerle açığa alınıp suçsuzluğu ispatlanmasına rağmen görevine iade edilmezken, gerçek ve kullanışlı fetö'cülere yapılan muamele bu işte. olayın detaylarını linkte halk tv paylaşmış.

  • en sevdiğim çizgi roman karakterlerinden biri olmasına rağmen 2007'deki one more day faciasından beri tek bir çizgi romanını satın almadım.

    2007 öncesinde, özellikle benim çok sevdiğim j. michael straczynski döneminde, spider-man karakter olarak büyük gelişimler göstermişti. hala sorunları olan bir karakterdi fakat hem güçleri ve süper kahraman kişiliğiyle barışık hale gelmişti, hem de hayatını büyük oranda toparlamıştı. bir yetişkin haline gelmişti. sadece o dönemde de değil aslında ondan önceki 30 yıllık süreçte olan bir gelişimden bahsediyoruz. ancak joe quesada'nın başı çektiği ve bugün de hala devam eden marvel editör ve yazar ekibi peter parker'ın "gelişmemesi" ve çocuk adam status quo'sunda takılı kalması gereken bir karakter olması gerektiğine karar verdi. okuyucuların bağ kurabilmesi için tam bir kaybeden olmalıydı, bu konuda arpa boyu yol almamalıydı hiçbir zaman. one more day hikayesiyle spider-man'in ilişkilerindeki, karakterindeki, güçlerindeki 30 yıllık gelişimi tek kalemde silindi. bugün hala earth-616 içindeki spider-man olgunlaşamamış, ne yaptığını bilmeyen, bütün ilişkilerinde beceriksiz tam bir kaybeden pozisyonunda. çünkü spider-man'den sorumlu ekip öyle olmasını istiyor. mesela bu tezatlık özellikle spider-man başka çizgi romanlarda boy gösterdiğinde daha çarpıcı hale geliyor. örneğin bir avengers serisinde olgun davranan tecrübeli bir peter parker görüyorsunuz, ancak spider-man'in kendi çizgi romanında toy bir oğlan olarak devam ediyor.

    mary jane ile olan evliliği ve mary jane'in karakteri zaten bir saplantı noktasıydı marvel editör ekibi için. 1987'den 2007'ye kadar süren bu evlilik bana kalırsa peter parker'ın karakter gelişimi için çok önemli bir yapı taşıydı. bu ilişkiyi yok etmekle kalmadılar, karakterleri de eski hallerinden uzaklaştırdılar. mary jane marvel evreninin en toksik karakterlerinden birine dönüştürüldü peter'dan uzak tutmak için. 1973'teki meşhur "the night gwen stacy died" sayısında şu sahnesiyle hepimizin kalbini çalıp gönül telini titretecek kadar vefakar bir karakterden bahsediyoruz. kalmadı bunlar tabii. şimdi abuk subuk zorlama bir hikayeyle paul diye bir düz adamla beraber olup onun çocuklarının anası olan, peter'a da sürekli "paul senden bin kat daha adam hahayt" falan gibi tavırlar gösteren bir mary jane karakteri var.

    neyse, bu bilgileri siz değerli ekşi sözlük okurlarına verme nedenim haklı mücadelemizde bir umut ışığı doğdu. eğer siz de bu karakter suikastinden şikayetçiyseniz ya da bunları okuyup "olmaz canım öyle şey" dediyseniz hemen yakında jonathan hickman gibi sektörün en kaliteli yazarlarından birinin elinden çıkacak ultimate spider-man serisi için pamuk elleri cebe sokuyorsunuz. çünkü o olması gereken spider-man bu seri ile geri döndürülüyor.

    ultimate evreni yanlış hatırlamıyorsam 2000'lerin başında başlayan ve 2015 civarı yok edilen bir marvel paralel evreniydi. bugün tanıyıp sevdiğimiz miles morales karakteri orada yaratılmıştı mesela. yazarlar için ana evrende yapamayacaklarını yaptığı, ana evrenin karışıklığından uzak deneysel bir alandı. ama sonra burası da çok karışık hale geldi, deneyselliğin sınırları kaçırıldı ve iki ana evren sürdürülebilir olmadığı için facia şekilde yok edildi. facia şekilde derken hem facia olaylarla evrenin yok edilmesi hem de yazarlık kalitesinin git gide facia seviyelere düşmesinden bahsediyorum. çünkü ilk yaratıldığında muhteşem yazarlıklar görmüştü. bu evren daha sonra tekrar doğdu arka planda ama çizgi roman arafında kaldı.

    marvel şimdi ultimate evreni serisini farklı bir formatta geri döndürüyor. ilk seferinde olduğu gibi çok fazla çizgi roman üzerinden devam etmeyen, karışık olmayan, yeni okurları çekebilecek ve usta yazarlarca yönlendirilen evren düşüncesiyle döndürülüyor. ve yine ilk evrende olduğu gibi başlangıcı ultimate spider-man serisi yapacak. hatta o 2000’ler başındaki ultimate serisi türkiye'de de türkçe olarak çıkarılmıştı. brian michael bendis'in başyapıtlarından biridir.

    fakat önemli bir fark var bu sefer. o zamanlar, 2000'lerin başında, ana evrendeki peter parker hayatını yoluna koymuş, olgun, ne yaptığını bilen bir yetişkindi. dolayısıyla deneysel ultimate evreninde bunun tam tersine gidildi. liseli, amatör (dur öyle değil), yeni yeni spider-man olmayı öğrenen bir peter parker vardı. şu an ana evrende 60 yılın ardından hala yeni yeni spider-man olmayı öğrenen ergen gibi bir spider-man var. benzer tezatlıkta yeni yaratılan ultimate evreninde de hayatını görece toparlamış, tecrübe kazanmış, yetişkinliğe ulaşmış bir peter parker var. benim de görmek istediğim bu artık. karakterler hiç gelişim göstermeden ilk yaratıldıkları hallerinde kalmak zorunda değil. modern çizgi roman dünyasının en eski ve en ikonik karakteri superman bile ne karakteriyle ne yaşamıyla ne güçleriyle 1938'deki superman'e tamamen benziyor. karakteri ruhunu koruyarak geliştirmek mümkün. bunun mümkünlüğünü ve güzelliğini zaten 1962’den 2007’ye kadar olan spider-man tarihinde de görüyorduk.

    bahsettiğim yakında çıkacak ultimate spider-man’e dair ilk olarak çizim ve konsept olarak çok hoş bulduğum aşağıdaki görseller yayınlandı:

    ultimate spider-man
    ultimate spider-man

    umudum bu serinin satışlarda ana seriyi geçmesi ya da en azından zorlaması ve peter parker karakterini acıların çocuğunda kilitli bırakan editör ekibinin elini artık karakter gelişimi yaratmaya zorlaması. böylece çizgi roman uyarlamalarında da sürekli çocuk adam spider-man görmeyiz belki. o 90'lardaki muhteşem spider-man animasyonundaki peter parker gibi uyarlamalar da geri döner. bu tarz konularda genelde hiçbir şey benim istediğim gibi gitmiyor günümüz popüler kültür dünyasında ama belki bu sefer kazanırız.

  • doğru söylüyor. metrobüse binerken yaptığım kıvrak figürler olmasa işe gidemez, bırakmak zorunda kalırdım

  • suikastı yapacak katilin istanbul'a geldiğini, spor gazetesi jargonuyla veren haberin başlığı.

    "katil istanbul'a geldi." bu ne lan?
    havaalanında taraftarın yoğun ilgisiyle karşılaşan katil, istanbul'u çok sevdiğini söyledi. kötü bir sezon geçirdiğini belirten katil, buradaki performansıyla tekrar adından söz ettirmek istediğini de ekledi. sakatlığı konusundaki spekülasyonlara ise sahada yanıt vereceğini söyleyen katil; sözlerini, en buyuk paralelspor, diyerek noktaladı.

    debe edit: bu debe editi daha önceki debelenmelerde aklıma gelmemişti. ben de modaya uydum. son bi espri daha yapayım, gidiyorum. katil kiralıkmış, sezon sonu satın alma opsiyonuyla kiralanmış.

  • anladığım kadarıyla; nft kavramını anlayamadım diyen insanların %97,63'ü bu kavramı anlamış, ancak anladığı şeye bu kadar para verilmeyeceği için kesin ben olayı yanlış anlıyorum diye düşünen kişilerden oluşmakta.

    hayır dostum hayır... aslında anladın. gerçekten işin içinde bir aptallık ya da kötü şeyler var.

  • hani bazı bilgiler insana mutluluk verir, " vay be! " dedirtir ya...
    işte öyle güzel bir bilgiye kavuştum ve dahi sizinle de paylaşacağım. ayrıca konuyla ilgili neredeyse tüm internet âleminde ve yayın organlarında yanlış bilinen konuları da düzelteceğim.

    agadez, afrika ülkesi olan nijer'in en büyük şehirlerinden biridir. nijer, yedi bölgeden oluşan bir ülkedir. işte bu bölgelerden biri de agadez bölgesidir. agadez şehri de bu eyaletin başkentidir.

    bu bölgede çoğunluğu oluşturan halkın adı " tuaregler "dir ve kendilerine türkler derler. müslümandırlar.
    agadez bölgesi'nin sultanı umaru ibrahim'dir. elbette saltanat sistemi hâkimdir yönetimde.

    şimdi rivayetlere göre biraz geriye gidelim. hatta çokça geriye gidelim:
    yıldırım bâyezid dönemlerine.

    agadez sultanının anlattığına göre ataları, kimin sultan olacağına karar veremeyince devrin en güçlü müslüman devleti olan osmanlı devleti'ne giderler sorunu çözmeleri için. devrin padişahı yıldırım bayezid, siyahî cariyelerinin birinden olan şehzade yunus'u gelenlerle birlikte afrika'ya gönderir ve oranın sultanı olarak oğlunu tayin eder.

    böyle bir şey imkânsızdır. yıldırım bâyezid'in yunus adında bir şehzadesi olmamıştır. isim benzerliği desek yusuf adlı bir oğlu olmuştur lâkin şehzade yusuf'un veba sebebiyle öldüğü kesindir.
    hadi yunus diye bir oğlu olsa bile şehzadeleri öyle afrika'ya vs. sultan olarak gönderme gibi bir durum osmanlı'da mümkün değil olamaz.

    " peki ama adamlar, kendileri anlatıyorlar bunu! " diyecek olursanız. afrika'dan bahsediyoruz. bırakın beş yüz yıl öncesine, yüz yıl öncesine bile kaynak olarak gösterilebilecek yazılı kaynaklar bulmanın neredeyse imkânsız olduğu topraklar buralar.

    lâkin bu, anlatılan her şeyin yalan olduğu anlamına gelmez. sadece dönemleri ve padişahları karıştırmaktadırlar.

    meselâ kendilerine istanbullu da derler. ataları istanbul'a gelmiştir çünkü padişah ile görüşmeye. işte bu sebeple de yıldırım bayezid hikâyesi doğru olamaz. istanbul'un fethinden sonraki padişahlardan biri olmalıdır görüştükleri.

    o zaman 1453'ü geçelim ve 1551'e gelelim. dönemin osmanlı padişahı kimdir?
    kanunî sultan süleyman!

    işte şimdi " devrin en güçlü müslüman devleti " tanımıyla tarih örtüştü.

    işte bu tarihte turgut reis'in trablusgarp'ı fethi gerçekleşmiş ve ispanyollar bölgeden uzaklaştırılmışlardır. tinbüktü paşalığı yani tuareglerin ataları da osmanlı imparatorluğu ile bu dönemde yakınlaşmıştır.
    işte burada " kurtarıcı " gözüyle bakılmaya başlanmıştır artık osmanlı'ya.
    günümüzde bu halkın osmanlı devleti dönemindeki osmanlı halkı gibi giyinmesinin sebebi de bu dönemde bu topraklara yapılan yiyecek - giyecek yardımları ve oraya gönderilen ailelerin osmanlı kültürünü buraya getirmelerinin sonucudur.

    daha yakın tarihlere gelip agadez halkının neden kendilerine türk ve osmanlı torunuyuz dediklerini incelemeye devam edelim.

    ikinci abdülhamid döneminde fransızlar bu bölgeyi işgal etmişler, müslümanlara zulmetmeye başlamışlardır.
    bunun üzerine agadez halkının o dönemki reisleri gizlice istanbul'a haber ulaşıtırıp kendilerine silah yardımı yapılmasını ister ve mâlumunuz bölgede tam bir istihbarat savaşı yaşanır o tarihlerde. osmanlı, ulaştırabildiği tüm silahları ulaştırır agadez halkına. fransa bunu önlemek için çokça çaba gösterir ve nihayetinde bölgeyi işgal eder.
    yine de halk, türklerin yardımlarını asla unutmaz.

    agadez'de bugün her cuma hutbesinde tüm osmanlı padişahlarının isimleri tek tek okunur.
    bölgede hilâl ve yıldız kutsal sayılan sembollerdendir.

    işte agadez halkı ve osmanlı arasındaki meselenin gerçeği budur.

    selam olsun.

  • atatürk orman çiftliği fabrikası tarafından, ankara'da ilk kez 1934 yılında üretilen biradır.
    1937 yılında atatürk, bütün çiftlikleriyle birlikte orman çiftliğinde yer alan üretim tesislerini de hazineye bağışlamıştır.
    1939 yılında çıkan kanunla, çiftlik içindeki alkollü içki fabrikaları (2 adedi bira) tekel genel müdürlüğü'ne devredilmiş. daha sonra tekel birası olarak yozgat'ta üretimine devam edilmiştir.

    tüketimini teşvik edici çeşitli reklamları vardır. bunlardan bir tanesi;

    --- spoiler ---

    https://i.hizliresim.com/ovx5qo.jpg

    ankara birası

    ankara orman çiftliğinde yapılan ankara birası, avrupa bira fabrikaları imalatı derecesindedir;
    baş ağrıtmaz, mide bozmaz ve hayatı uyuşturmaz.

    * * yalnız sıhhat ve neşe verir. * *

    hakiki bira lezzetini ancak ankara
    * * * birasında bulabilirsiniz. * * *

    orman çiftliği fabrikası

    --- spoiler ---

  • kalkıpta taliban gibi diğer insanlara musallat olmadıkları sürece damacanaya bile tapsalar, 10 kat elbisenin içinde bile yaşasalar umurumda olmaz.

    ama hepimiz biliyoruz bunların eline fırsat geçerse herkesi kendileri gibi yapmak isterler. bizim onlara gösterdiğimiz hoşgürüyü onlar bize göstermez çünkü hepimiz kafir ve cehennemlik insanlarız onlara göre.

    edit: özelden öyle şey yapmazlar diye yazanlar oluyor. alın size daha taze yeni olay.
    (bkz: cubbeli ahmetin ebrar karakurt tweetleri)

    edit2: kimseye zararı olmayan caferi grupları diyorlar. kimseye zararı olmayan adamlar ne hakla son sesle arapça birşey açıyorlar. (not: türkçe olsada öyle son ses vererek kimseyi rahatsız etmeye hakları yok.)

    edit3: cübbelinin bunlarla ne alakası var diyorlar. ben bunlarla alakası var demiyorum. cübbeli gibiler kendilerine saygı beklerken aynı görüşte olmayanlara tahammül edemiyorlar. gidin fatihte bir lgbt yürüyüşü yapın bakalım oradakiler sessiz sakın izleyecekler mi?

    edit4: anlaşılan ortalama iq seviyesi düşük, millet anlamıyor yazdıklarımı. hala kalkmış cübbeliyi veya bunları bana savunuyorlar. en kısa hali ile mezhebleri farklı olsa bile aynı kitaba inanıyorlar ve bu kitapta kendilerinden olmayanlara sevgi pütürcüğü gibi davranın yazmıyor. daha kötü şeyler yazıyor. ılla test etmek isterseniz gidin ben geyim deyin bakalım size nasıl davranacaklar.

    son edit: anlaşılan millet fetöden ders çıkarmamış. bu tarzda oluşumların eline fırsat geçse fetö gibi ülkenin içine ederler.

  • facebook'da, foursquare'de* yapılan süper bir olay.
    altında da şu tarz yorumlar görülür genelde:
    -ayy noldu hayırdır inş? geçmiş olsun..
    -sağol cnm ya önemli bir şey değil, anlatırım sonra..