hesabın var mı? giriş yap

  • zarife'nin 18 çikolatası var. 4'ünü yedi. 8 tanesini geri verip yerine 10 tane bisküvi aldı. 6 tanesini satıp parasıyla 3 tane lahmacun aldı.

    soru: zarife neden tayt giyiyor?

  • ormanda uyku tulumunda yatarken çıkan sese noluyo orada amk diyerek kafayi kaldirip bakan kampçı.

  • bu zamanda yolda ananıza sövseler bile kavga etmeyin gençler.
    kimsenin şeyi o kadar uzun değil, ananı s*kyim deseler bile s*ki uzanmaz o kadar, hemen namus meselesi hâline getirmeyin olayı. duymazlıktan gelip yolunuza devam edin.

    sokakta size bulaşık olan hiç bir piç kurusu sizin canınızdan daha kıymetli değil. doğal olarak söyledikleri şeylere deli saçması gözüyle bakın.

    üzüldüğüm gençtir.

  • en büyüğün evinde toplanılması geleneğinden ötürü bütün misafir ağırlama yükünün o büyüğün bakımını üstlenen kişilerin üzerine binmesi.
    sürekli yemek yap, tatlı yap, kahve yap, çay yap, bulaşık yıka ve halinden memnunmuş rolü oyna.
    herkes de gelsin yesin içsin sonra da çekip gitsin.

  • benim de gözümde sihir dünyasını yönetmede maalesef başarısız karakter.

    bunun en büyük nedeni, harry potter sürecinden yıllar öncesini konu alan fantastik canavarlar film serisi. hem de 3 adet film. olmasın demiyorum olsun ama en büyük hata şu;

    1- filmin ana temasını newt scamander ve fantastik canavarlar etrafında döndürme.
    2- madem böyle bir giriş yaptın, neden filmin akış yönünü grindelwald ve sihir dünyasına yaşattıkları durumuna çeviriyorsun.

    bir kere, fantastik canavarlar kitabı ile tamamen farklı bir dünya, grindelwald - drumstrag ve gellert'ın kuzey avrupa ülkelerindeki vahşeti tamamen ayrı bir konu ve elbette grindelwald-dumbledore düellosu. neden bunlar çorba edildi?

    harry potter gibi bir fenomen yaratmışsın. elbette dünya çapında fanlar bir dolu spinoff seriler istiyor. hem ticari açıdan hem de beklentiler sebebiyle bunu yapmak fazlasıyla mantıklı. peki soruyorum rowling abla, neden fantastik canavarlar? spinoff film serileri yapılacak o kadar çok konu var ki? belki tek film, belki seri. aklıma gelenler;

    1- elbette lord voldemort'un doğumu, hogwarts'a gelişi, öğrenimi, arnavutluk'a gidişi, iyice karanlık sanatlara bulanması, hortkulukları yaratması. harry potter serisinde bile üstü kapalı bir şekilde, gücünün "öncesinde" en yüksek olduğunu dönemde sihir dünyasına neler yaşattıkları, önüne geleni öldürmesi...vs. kitapta bunlar birkaç satırla geçiştiriliyor. son olarak potter ailesini öldürerek seri noktalanabilir. bu kadar can alıcı bir konunun spinoff yapılmaması çok ilginç.

    2- hogwarts'ın kurulması, kurucuların gençlikleri ve hogwarts'ın ilk yılları. godric ile salazar'ın anlaşmazlığı. safkan takıntısının eğitime ilk yansıdığı zamanlar.

    3- benim şahsen çok merak ettiğim, diğer büyücülük okullarının kurulması ve tarihleri. pottermore sitesinde bununla alakalı birçok içerik mevcut lakin bunların spinoff yapılması en büyük isteğim.

    4- grindelwald - dumbledore gençlik dönemleri, ilişkileri, öncesi ve sonrası, mugglelara hükmetme düşünceleri, dumbledore'un daha sonra gellert'ın gerçek yüzünü görmesi ve efsanevi düellollarına kadar geçen süre.

    5- daha çok hogwarts temelli büyücü alemi değil de, büyücülerin ev ve sosyal yaşamlarına dair bir spinoff serisi de hoş olabilirdi. bunun için en büyük şans ise lord voldemort alt edildikten sonra büyücülük dünyasının tekrar kötülüklerden arınması ve kendisini toplaması dönemini anlatabilirdi. harry -hermione-ron üçlüsünün hayatlarından kısa geçişler, iş hayatları, sosyal hayatları...vs.

    6- ve elbette ölümcül kutsallar ve peverell ailesinin (yani kutsallara sahip 3 erkek kardeş) onlara sahip olma hikayesi ve özellikle yenilmez asanın kanlı el değiştirme tarihinden birkaç kesit.

    bunlar aklıma gelen, fanlar tarafından hemen benimsenecek ve merak düzeyi daha yüksek spinoff fikirleri... neden fantastik canavarlar, neden?

  • 2015 yapımı fransız animasyonu. avril henüz çok küçük bir çocukken anne ve babası geliştirdikleri bir sıvı ile sonsuz yaşamın sırrını bulmuşlardır. imparatora bağlı kolluk güçleri bu sıvının peşine düşmüş ve çok küçük bir çocukken onları birbirlerinden ayırmışlardır. avril genç bir kız olmuş ama anne ve babasından en ufak bir haber bile alamamıştır. ama bir gün...

    filmin senaristi ve yönetmenlerinden biri olan franck ekinci eğer bir türk asıllı ise sanırım günümüz türkiyesi'ni iyi gözlemlemiş ve gücü elinde tutan kesimlere sağlam göndermelerde bulunmuştur. bu bağlamda oldukça başarılı bir yapım olduğunu söyleyebilirim.

  • bir yılbaşı gecesi, kızılay meydanında herkes eğleniyormuş gibi yaparken havalara zıplayıp sevinç çığlıkları atarken balon satmaya çalışan orta yaşlı bir adamın -sönük balon kimseye eğlenceli gelmediğinden- o soğukta can hıraş balonları şişirmeye çalışması.. çığlık çığlığa zıplayan insanlara yorgun gözlerle bakması. cebinden parasını çıkarıp bir göz atıp tekrar cebine koyması. yanına yaklaşan birini görünce gülümsemeye çalışması. gidince tekrar acı bir üşüme ifadesi takınması. kimsenin bunun farkında olmaması. adamın haline üzüldüğümüzü belirtince sevgili arkadaşımızın "çok mu koydu içinee" diye dalga geçmesi.**ne yapıyorum ben diye sormayı aklımıza getiren bir detaydı. vakti zamanında.

  • 8 yasinda ki kizima sordugum sorudur.
    kendisi kalem dedi, bende bak cilek te olabiliyormus deyip haberde yapilan agac-yer aciklamasini yaptim, kalem plastik olabilir dedi, yarin amerikaya nasaya gidiyoruz, bill gates' ten randevu aldim.

  • adamlar resmen pandemi bahanesiyle kendi hayalini kurduklari ülkeyi dizayn ediyorlar, saka gibi

  • uzmanlar soğuk su ile yıkanmak daha sağlıklıdır, cildi güzelleştirir, kalp krizi riskini azaltır diyerek tavsiyede bulunuyor. hadi soğuk suyla yaz günü, dışarısı 40 dereceyken bir nebze olsun yıkanmak mümkün oluyor ama bu işi şu mevsimde yapmak cidden zor. buz gibi su değince vücuda affedersiniz insanın siki, taşağı kayboluyor büzüşmekten. dün banyo yaparken kombi arızaya geçip, kapatmış ateşlemeyi. köpüklü köpüklü kalmayayım diye devam ettim buz gibi suyla yıkanmaya, iki gün oldu hala ısınamadım.