hesabın var mı? giriş yap

  • sevgili dostlar,

    tabii ki paranın insana özgürlük vermesi garanti değildir. üstelik işin ahlaki boyutları da vardır benim param var diye her kafanı eseni yapamazsın. ama para kesinlikle önemsiz değildir. bakmayın siz paranın ne önemi var diyenlere.

    şimdi ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak duruma bir bakalım.

    öncelikle işi bir netleştirelim paranın insana kazandırdığı en büyük özgürlük genellikle "seçim yapabilme" özgürlüğüdür. işte bu konunun psikolojik açıklamaları şu şekilde.

    bağımsızlık: para, insanlara birçok alanda bağımsız olabilme imkanı tanır. bu, bireyin kendini daha güvende hissetmesini, dolayısıyla psikolojik olarak daha özgür olmasını sağlar. kendini güvende hisseden daha özgür kararlar alır. ailenden para alan bir insansan ailenin fikirlerine karşı çıkman pek kolay değildir çünkü işin ucunda paranın kesilmesi vardır.

    stres azalması: ekonomik özgürlük, özellikle hayatta karşılaşabileceğiniz stres faktörlerinin birçoğunu azaltır. insanların stres ve kaygı düzeyleri, ekonomik durumlarına göre değişkenlik gösterebilir. beynimiz bir felaket üretme mekanizması olarak çalışabilir. üzerinize sorunlar geldikçe bunlara çözüm üretmeye çalışır eğer bu çözümler yeterli gelmezse strese girer. ama sizin aklınızda ne olacak lafım parama geçer her tür sorunumu parayla bir şekilde çözerim fikri varsa stres seviyeniz de o oranda az olur. parasız toplumlarda insanların barut küpü gibi gezmesinin sebebi budur. para var huzur var lafı çok da boş bir laf değildir.

    kendini gerçekleştirme: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'nde de görüldüğü gibi, temel ihtiyaçlar karşılandığında birey kendini gerçekleştirme ve kişisel gelişim gibi konulara daha fazla odaklanabilir. örneğin parasız ve akşam yiyeceği yemeği düşünen bir insan felsefeyle ilgilenemez. yol parası olmayan insandan sanatla ilgilenmesini bekleyemezsiniz. kısacası konforlu bir yaşam ve insanca bir gelişim için para önemli.

    sosyal kapital: para, sosyal ilişkiler kurma ve sürdürme konusunda da özgürlük sağlar. örneğin, farklı sosyal etkinliklere katılmak, seyahat etmek gibi. insan ilişkileri bazen paradan daha değerli olabilir. doğru zaman ve doğru yerde tanıdığınız tek bir insan size büyük faydalar sağlayabilir. bu sebeple parası olan çok gezip tozduğu ve üst düzey sosyal ilişkiler kurduğu için parasının üstüne bir de sosyal ilişki gücünü ekler. yani para parayı çeker lafı buradan çıkar.

    otonomi: ekonomik güvence, bireylere kendi hayatları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olma imkanı verir. bu, psikolojik olarak yüksek bir otonomi duygusu yaratır. örneğin parası olan canı sıkıldığı zaman atlar bir uçağa italyada güzel bir tatil yapabilir. bu yüzden zor zamanlar geçirdiği dönemlerde istediği zaman uzaklaşabileceğini bildiği için kendini özgür hisseder. ama parası olmayan kendini hep bağımlı hisseder bu da ayrı bir mutsuzluk kaynağı olur.

    risk alma kabiliyeti: ekonomik özgürlük, yeni fırsatlar ve deneyimler için risk alabilme kapasitesini artırır. bu da bireyin yaşam kalitesini ve psikolojik sağlığını olumlu etkiler. risk alabilen insanlar hem daha çok hamle yaparlar hem de yeni şeyler deneyimledikleri için psikolojik olarak daha cevval olurlar. ama risk alamayanlar bir süre sonra kabuğunun içine sıkışmış kaplumbağa hayatı yaşamaya başlar ve o kabuğun içinde çürüyüp giderler.

    şimdi tabi param yok mahvoldum demenin manası yok mutlu olmak için belli tür alışkanlıkları edinmen gerektir. bu alışkanlıklar mutluluk ve para da getirebilir. kanalımda bulunan "mutlu bir yaşam için edinilmesi gereken alışkanlıklar nelerdir" videomu izlemeni tavsiye ederim

    işte kanal burada
    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru

    sevgilerimle

  • ebu bekr el bağdadi'nin yutub'a biraz sonra koyacağı duyumlarını aldığım bir video.

    videoda bağdadi sıfır makyajla yer alacakmış.

  • bir "utanç" haberini alıp, daha sonra bunu "belli bir kesimi aşağılamak" amacıyla açık açık şehir ismi vererek ve de "modernler guya" altyapısıyla servis etmeye çalışmak, en az o utanç haberine konu olan kişinin yaptığı kadar büyük bir ahlaksızlıktır.

    türkiye'nin en muhafazakar illerinden biri olan erzurum'da öz kızına tecavüz eden,

    yine muhafazakarlığın kitabının yazıldığı konya'da öz kızına tecavüz edip hamile bırakan ve doğan çocuğu dereye atarak öldüren,

    delikanlılığıyla meşhur adana'da kızlarına tecavüz eden,

    ülkenin başkenti ankara'da iki kızına yıllarca tecavüz eden,

    kocaeli'de yıllar boyu kendi kızına tecavüz eden,

    amasya'da çocuğuna tecavüz edip hamile bırakan, doğan çocuğu da öldürüp gömen babalar gibi, her yerde olabilecek ve olan bu tür olayları şehir bazında "bok atma" amaçlı kullanmanın nasıl bir cibiliyetsizlik örneği olduğu sanırım herkesin malumu...

    ancak ahmaklık ve geri zekalılık, muhafazakarlıkla birlikte üçlü bir paket halinde doğuştan geliyor bazı insanlarda. üzerine ahlaksızlık sosuyla servis edildiğinde ise tadından yenmiyor...

  • ikisinin de karnı aç olan, bir aslan’la bir tilki birlikte ava çıkmışlar.
    çayırlıkta sakin sakin otlayan bir eşek görmüşler,
    tam dişlerine göre...
    aslan eşeğin baş tarafına geçmiş, tilki arka tarafına…
    bunun üzerine otlamaya biraz ara veren eşek:
    - "anladım beyler", demiş, "beni yiyeceksiniz. ama beni yerseniz padişah’la başınız derde girer."
    - "niyeymiş o?" diye sormuş aslan...
    - ben “padişah’tan fermanlı eşek”im de ondan.
    - hadi canım, demiş aslan. hani fermanın nerde?
    - "arka sağ ayağımın altındaki nala kazılı vaziyette", demiş eşek.
    aslan uzaktan tilki’ye işaret ederek:
    - "okuyuver lan şunu, demiş, bakalım doğru muymuş?"
    tilki uyanık...
    - "valla benim okumam yazmam yok", demiş.
    - "iyi lan, iyi" demiş aslan öfkeyle, çekil kenara, ben kendim okurum.
    tabii aslan, eşeğin arka ayağındaki fermanı okumaya çalışırken, eşek öyle bir çifte patlatmış ki...
    aslan 10 metre geriye savrulmuş, bütün kemikleri kırılmış.
    bunun üzerine, eşekle tek başına baş edemeyeceğini bilen
    tilki hızla uzaklaşırken kendi kendine söyleniyormuş:
    *ulan bu devirde okumak da başa belâ...*

    edit: debe için teşekkür ederim...

  • kaş'tan bildiriyorum. burada da ısırılanlar var. genel olarak, yeter amk yumurtlayacak yer bırakmadınız demiş olabilir arkadaşlar. eleman yüzlerce binlerce yıldır yüzdüğü yerde algida çubuğu görünce sinirleniyor tabi. sonuna kadar destekliyorum. ısıran dişleriniz dert görmesin arkadaşlar.

  • kafalar 300 yıl geriden geliyor dedirten harita. millet mars'ta koloni hazırlığı yapıyor, biz halen daha orta çağ kafasıyla, amerikan ve israil silahlarıyla ıslak fetih rüyaları görüyoruz. devir teknoloji devri. sınırlar kalkıyor dünyada. adam gibi üretip, paranla ve teknolojinle dünyada söz sahibi olmadığın sürece üç karış fazla toprağının olması veya olmaması kimsenin sikinde değil.