hesabın var mı? giriş yap

  • bugün siparişimden bambaşka ürünler (yaş kedi maması) çıkınca müşteri hizmetlerine canlı bağlandım. birkaç dakika içinde tekrar sipariş oluşturuldu ve mamaları sokaktaki dostlarımızla paylaşmam rica edildi. bir kez daha başka bir ülkede yaşıyormuş gibi hissettirdi. teşekkürler amazon.

  • http://www.sozcu.com.tr/…-iflas-etmek-uzere-899781/

    medical park'ın arkasında emine erdoğan, medipol hastanesinin başında rte'nin kankası, sürekli büyüyen acıbadem başında rte destekli mıhmıt ili iydinlir olmasından dolayı devlet hastenelerini birer birer zayıflaştırıp özele özendirme, özele yönlendirme çok da şaşılacak bir şey değil.

    ama çok şükür yollar duble.
    amk.

  • soru cevap etkinliğinde yaptığı şu gençlik tanımını kierkegaard okusa arda kural'ın modern filozof olduğunu iddia ederdi kesinlikle.

    --- spoiler ---

    gençlere tavsiyem, gençlik; buldugun şeyleri yaşadığın bir zaman degil arayışlarınla kendini olgunlaştıracagın ve günün birinde 'başlıyorum' dediginiz zamana kadar olan süreç.

    gençken olan düşünceler ve arayışlar ince düşünülüp doğru yaşanırsa başlayacağınız yaşa geldiginiz zaman sizi çok tatmin edecek. gençlik bir fırsattır.
    --- spoiler ---

  • turkce tanim, turkce tanim devami, alinti, ornek ya da bkz olmayan, ba$ka bir ba$liga ait olan, daha once aynisi yazilmi$, ba$ligin kendisinden bahseden entry'ler sozluk formatina aykiri kabul edilip silinirler ya da dogru ba$liklarina ta$inirlar.

    ornek hatali entry'ler:

    - tanim -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. neydi la bu? (hatali)
    2. eheheh (hatali)

    - tanim devami -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. neydi la bu? (hatali)
    3. cok severim (duzgun)
    4. dun yedim (duzgun)
    5. dun yedim dedirten meyve diye du$unulesi durumdan cikarilabilinesinden gelen ders (allah belasini versin)
    6. dun yedim. tanim: bir meyve (allah kafasina ta$ du$ursun)

    - alinti -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. "neydi la bu" --kotu serafettin (duzgun)
    3. "neydi la bu" (duzgun)
    4. - neydi la bu? (duzgun)
    5. neydi la bu diye du$undurten meyve (allah belasini versin)

    - ornek -

    ba$lik: sevilen meyveler

    entry:
    1. elma (duzgun)
    2. elma'nin nesini seviyosun haci yaa? (hatali)
    3. elma'nin nesini seviyorlar anlamiyorum diye du$unduren listeyi hissettiren du$unceyi beynime soku$turan ettirgen cati. (allah belasini versin)

    - bkz -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. (bkz: neydi la bu) (duzgun)
    2. neydi la bu (hatali)
    3. #7614280 (hatali, turkce anla$ilabilir bir metin degil)
    4. (bkz: #7614280) (duzgun)

    - ba$ka ba$liga ait -

    ba$lik: elma nedir

    entry:
    1. cok guzel bir meyvedir (hatali, elma ba$ligina ait)
    2. bir sorudur (duzgun)
    3. adem'in tanri'ya ilk sorusu (duzgun)
    4. cok guzel bir meyvedir diye cevaplanasi bu sayede surunun, gundemin sicak cemberinden ayrilmamayi saglayasi metin hayatimi kurtarasi beni populerin pe$inde suruklenen basit bir bireye indirgeyici sorumtrak. (allah belasini versin)

    - aynisi yazilmi$ -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. cok guzel bir meyve (hatali)
    3. severim (duzgun)
    4. severim (ba$ka yazar yazdiysa duzgun, ayni yazar yazdiysa hatali)

    - ba$ligin kendisinden bahseden -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    3. herkesin herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    4. noluyor lan burda diye du$undugum ba$lik (hatali)
    5. merhaba arkada$lar sakin olalim diye du$undugum ba$lik (hatali)
    6. galiba bir meyveden bahsediyordu biri konu neydi bahsedelebilir mi diye herkese rahatca sordugum ba$lik (hatali)
    7. allah topunuzu belasini versin diye du$unduren soru (ne sorusu lan baglam sarho$u)

  • böyle bi şey olacaksa rica ediyorum ben ölmeden önce yapılsın. ben ölüp gittikten sonra insanların yaşamaya devam edeceği fikrine bile alışamamışken, bi de ölümsüz olmalarını kaldıramam. yattığım yerde ters dönerim lan.

  • 1978 yılıydı. çaycumada hakimlik yapıyorum. hukuk hakimi arkadaşım ; " ankarada bir işim var, hafta sonu kendi arabamla gideceğim. pazar akşamı döneriz. gelmek ister misin ?" diye sordu. sevindim. birlikte ankaraya gittik. pazar akşamı beni bulunduğum yerden aldı. dönüşte sanırım devrek yakınında trafik polisi kontrol yapıyor. yolun ortasında dikilmiş, araçları durduruyor. hava kararmak üzere. polis net olarak görünmüyor. kendisi için tehlike.. neyse durdurdu. ben arkadaşıma "hakim olduğunu söyle" dedim. "hayır" dedi. arkadaşımın bir eksiği çıkmadı. polis,
    "gidebilirsiniz " dedi.

    hareket ettik. niçin kendisini tanıtmadığını sordum. "iki sebeple" dedi." birincisi ,memur görevini yapıyor. görevde eşit davranmak gerekir. benim kim olduğumu söylemem onu zor duruma sokabilir. ikincisi, trafik kanuna göre hakimin trafik suçu işlemesi durumunda suçüstü hükümlerine göre ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerek. bu uzun bir süreç. bu yüzden kim olduğumu söylemedim" dedi. "yani bazen kim olduğunu söylemek aksi sonuç doğurabilir" diye de ilave etti.

    edit : bir yazar arkadaşım, niçin "hakim olduğunu söyle" deme ihtiyacı duyduğumu sormuş. meslektaşlarımdan öyle görmüştüm. henüz hukuk hakimi arkadaşım kadar olgunlaşmış bir hakim değildim. bu bana bir ders oldu.

  • oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :

    - bana bi tane maçarotti..
    - efendim?
    - bi tane makivetti..
    - nasil?
    - nescafe var mi?
    - yok maalesef..
    - sittir, o zaman bi tane makamotti..
    - ne?
    - ver bisi iste canina yandigim..

  • uzun yıllar british short hair besledim. ve sanırım gelmiş geçmiş en iyi kedim o idi. asla masaların üzerine çıkmaz. kendi yemeğinin yerini bilir. oynamayı sever. arkadaş gibidir. dişi olanları sizi sevgilisi zannedebilir. benim ki öyleydi. kıyafetlerime tüy bıraktığı için kendisini azarladıktan sonra bana küstü ve değerli elektronik eşyalarımı kutsadı. o yüzden dikkat edelim. tuvalet eğitimi kendi yerini bilir oraya gider hep, temizdir.

  • 100 watt'a kadar şarj olan cihazları kapsayacak yasadır. cep telefonu ve tabletler, kulaklıklar, taşınabilir oyun konsolları, taşınabilir hoparlörler, e-okuyucular, şarjlı klavye ve fareler, navigasyon cihazları, araç kameraları, dijital kameralar ve bunun gibi cihazların hepsi kapsam dahilindedir. üzerinde, doğrudan prize takılabilen kablosu olan cihazlar ise yasadan etkilenmeyecek.

    avrupa birliği'nin kablosuz şarjı standartlaştırmak için süren çalışmaları da mevcuttur ancak bu yasa bunu kapsamamaktadır.

    yasa 602 kabul, 13 ret ve 8 çekimser oy ile kabul edilmiş olsa da kararın yürürlüğe girmesi için birkaç aşama daha bulunmaktadır. ancak bu yaz imzalanan geçici anlaşma ile bu aşamaların hızlıca aşılacağı ve formalite olduğu düşünülmektedir.

    bir sonraki aşama avrupa birliği'nin üst yasama organı olan avrupa konseyi'nin yasayı (yasadan daha çok direktif diye anılıyor) onaylaması olacak. önümüzdeki birkaç hafta içerisinde bu onayın alınacağı ve kararın avrupa birliği resmi gazetesinde yayınlanması bekleniyor. resmi gazetede yayınlanmasının ardından direktif 20 gün içerisinde resmi avrupa birliği politikası statüsüne erişecek.

    avrupa birliği üyesi ülkelerin bu kararı kendi ülkelerindeki ulusal yasalarına aktarmak için 12 ay, uygulamaya geçirmek için ise bir 12 ayları daha olacak. 2024 yılının sonunda, avrupa birliği sınırlarında satılacak tüm bu cihazların usb-c soketi ile üretilmesi gerekecek.

    laptop üreticilerinin ise ekstra iki yıl süresi olacak, yasayı uygulamak için 2026 yılının sonuna kadar süreleri olacak ancak birçok üreticinin bu süreyi beklemeden adaptasyon sağlayacağı düşünülüyor.

    yasanın tüketicilere yıllık 250 milyon euro'luk bir tasarruf yapma avantajı sunacağı düşünülüyor. satın alınacak cihazların enerji gereksinimleri kutuları üzerinde daha net ve anlaşılır bir şekilde belirtilecek. bu sayede tüketiciler ellerindeki şarj adaptörünün değerlerinin, satın alacakları cihaz için yeterli olup olmadığını daha kolay anlayabilecekler.

    adaptör değerlerinin karmaşaya neden olabileceği (90watt'lık bir diz üstü bilgisayarı 5 watt'lık bir adaptör ile şarj etmeye çalışılabileceği gibi) düşünülse de watt değeri yüksek bir adaptör kullanarak bu durumun önlenmesi mümkündür.

    85 wattlık şarj sağlayan bir adaptör ile maksimum 40 watt gücünde şarj olan bir cihazı şarj etmek istediğinizde, cihaz adaptörden desteklediği maksimum değer olan 40 watt'lık enerji çekecektir. şarj entegresi ya da pile hasar verme gibi bir durumda karşılaşmamak için bakmanız gereken volt değeridir. bu tip adaptörlerin volt değeri ise uzun süredir standart haldedir.

    örneğin apple, iphone 8 ve üzeri cihazları hızlı şarj etmek için 18w, 20w, 29w, 30w, 61w, 87w ya da 96w adaptörleri kullanabileceğiniz bilgisini resmi sitesinde paylaşmaktadır. yine de apple gibi firmalar, daha çok adaptör satıp, kablo satışından alamadıkları karı adaptör aracılığı ile alabilmek için daha yüksek volt değeri gerektiren cihazlar üretirse kimse şaşırtmayacaktır.

    avrupa birliği'nin girdiği bu süreç abd'de üç demokrat senatörün (bernie sanders, elizabeth warren ve ed markey) abd'de benzer yasalar getirilmesi çağrısında bulunmasına neden olmuştur. bu tip tüketici dostu yasaların (yukarıda yazdığım gibi sonraki aşama kablosuz şarjlar olacak) daha fazla karşımıza çıkacağı bir süreç içerisine girmiş gibi gözüküyoruz.

    kaynak