hesabın var mı? giriş yap

  • görüntülerden anlaşıldığı kadarıyla park yerleri numaralı ve her bir daireye özel olarak ayrılmış. dolayısıyla bu kişi de iki dairelik aidat ödediğine göre sonuna kadar haklı. park yerlerini istediği gibi kullanma hakkına sahip.

    muhtemelen bir evde birden fazla arabası olup da park yeri ihtiyacı olan kişi ya da kişilerin işine gelmediği için kargaşa çıkarılıyor. yapılabilecek tek şey bu kişiyle iyi anlaşıp, park yerini kullanma konusunda el sıkışmak. çözüm emekli albay gibi silecek kaldırmak değil.

  • ne söylesem olmuyor. padişahına koşulsuz itaat ediyor, sorgusuz inanıyor. tayyibin aleyhindeki hiç bir habere inanmıyor. laf anlatamıyorum.

    peki ben ne yapıyorum?

    cep telefonunda adımı "ak parti çekmeköy ilçe başk." olarak değiştirdim. aynen şu tarz mesajlar atıyorum.

    "14 yaşındaki zihinsel engelli kıza tecavüz eden ak parti muş ilçe başkanımız beraat etmiştir. gözümüz aydın. hayırlı ramazanlar"

    bu ve bunun gibi, akp içerisindeki yolsuzluk, ahlaksızlık vs. içeren haberleri derleyip sanki "bu olaydan da yırttık allahın izniyle" dercesine mesaj atıyorum.

    tam bir "adamın gol diyor" psikolojisi yarattım evde amk. kafası karıştı iyice auhaha

    beter ol ak babuş :)

  • özellikle etsiz çiğ köfte diye başlık açılmasına rağmen "nolur çiğ köfte demeyin buna :(" diyenleri var. ne diyelim ulan daha? taklitçi pezevenk çiğ köfte mi diyelim, anasına mı sövelim? etsiz çiğ köfte diyoruz işte! a aaa, hayret bişey...

  • türkiye'de askerlik, insan onurunun hiçe sayıldığı, er kişide kalıcı hasara yol açan bir olay olduğu için, imkanı olup da bedelli askerlik yaparak kendini bu cehennemden uzak tutabilen erkeklere saygı duymalıdır.

    kadının bedeni üzerinden kimliğini ve toplumsal rolünü tanımlamak ne kadar çirkin ve çağdışı bir yaklaşım ise, erkeği de askerlik yapıp yapmaması üzerinden tanımlamak ve hatta yargılamak o ölçüde çirkin ve çifte standartçı bir yaklaşımdır.

    tsk kendini modernize etmediği müddetçe, "vatanı korumak" mottosuyla askere uğurlanan er kişinin kocaman adam olduğu halde yerden izmarit toplamasını, kompleksli üstlerinden azar işitmesini ve psikolojik tacize maruz kalmasını "vatana borcunu tamamlamak" olarak tanımlayabilen bir kadın, yaşadığı çağın gerisinde kalmış, dar fikirler arasında sıkışmış ve insan onurunun, hak ve adalet duygusunun, eşitliğin; cinsiyetçi tabulardan ve dogmalardan çok daha üstün ve kutsal olduğunu kavrayabilecek kapasiteden yoksun kalmıştır. ciddiye alınmamalıdır.

  • garip bir biçimde çekici bir andre breton kitabı.
    kapıların açık olduğu o kişi olmadığınızdan çoğu yerinde kopuyorsunuz, fotoğraflardaki yerleri görmediğinizden vb.
    ama o genel his öylesine tanıdık ki, yakalıyor.
    gizemli ve çekici bir yanı olan bir kitap.. yakalamasına şaşırıyorsunuz sadece.. çünkü o genel his, tüm sözcüklerin ardındaki bir çeşit genel zaman, gerçeklik sanki tanıdık...
    pek çok cümlesinde daldım gittim ama kendi yazma edimini açıklarkenki duruşu çok hoştu belki de...
    "uzun soluklu bir işe girişmeye gösterdiğim eğilimim nedeniyle, hayatın, sevdiğim ve bana kendisini sunan hayatın -soluğu kesercesine yaşanan hayatın- gözünden düşeceğime fazlasıyla eminim."
    yaşanan hikayenin anlatılandan tamamen farklı olduğunun ama gerçek bir şeyin yaşanmış olduğunun derin bilgisi ve yazmaya, hayatın gözünden düşeceğini bile bile yazmaya varmışsa yaşanan derin bir sızı olduğunu anlamanın yakınlığı...
    güzel bir kitap diil hayır, fazlasıyla kişiye özel. ancak yine de gerçeğe öykünüyor... yakalıyor.

  • biraz araştırdım bu durumu dilimin döndüğünce anlatmaya çalışayım.

    yumruk atmak, koşmak gibi hareketler propriyoseptif geri bildirimiyle koordineli yapılan hareketlerdir. hareket boyunca bu propriyosepsiyon sinyallerinin kortekse gönderilmesi lazım. uyku durumunda talamus hem bu sinyal trafiğini hem de motor sinyalleri engellediği için (bunu rüyada yapılan hareketleri gerçekte yapmamamız için yapıyor. bazen uyanıkken de bu sinyal trafiğini engellemeye devam eder bu da uyku felcine yol açar, halk arasında karabasan denilen şey budur. eğer uyurken engelleme olmazsa da uyurgezer oluyoruz.) geri bildirim olmaksızın hareket etmeye çalışıyoruz bu da bu hareket mekanizmasını bozup her şeyi ağır çekimde yapmamıza yol açıyor. ağır çekimde koşmak, yumruk atamamak hep bu yüzden. ama mesela uçabiliriz, su altında nefes alabiliriz, çünkü bunlar insan fonksiyonları değil. bahsettiğim sinyal trafiğiyle sinir sisteminin bu hareketleri denetlemek gibi bir şansı yok. o yüzden gerçek dışı şeyleri sınırsızca yapabiliyoruz.

  • olay beyoglu'nda bir kafede yasanmistir.
    olayin kahramanlari ayni masada oturan 3 arkadas ve yan masalarinda oturan bir zencidir.

    3 arkadas kendi aralarinda zenci arkadasi gostererek konusmaktadirlar,

    - ark1- oglum bu herifte bu kadar alet vardir simdi.(sag el sol dirsekten tutulmus halde diger arkadaslara gosteriliyor)

    - ark2- kesin bu kadar kalindir...(sag el sol bilegi tutmaktadir ve kalinligi isaret etmektedir)

    - ark3- oglum bu herif seni bisikse ne olur?

    -zenci-(yan masadan hafifce kafasini cevirerek cevaplar)

    --yipranir...