hesabın var mı? giriş yap

  • ekran insanı olduğumuz içindir. konuyu biraz kendi çapımda açmaya çalışırsam günümüzde tv,oyunlar,internet gibi hızlı bilgi akışı sağlanan 3 dakikanın bile çok uzun bir süre olduğu süre turbo hızda bir yaşama alışmışsak bize kitap okumak gibi dingin şeyler çok sıkıcı gelir. bu bir çeşit dikkat dağınıklığı gibidir.
    bunu en iyi küçük yaşta ki çocuklarda gözlemlersiniz hiç yerinde duramamalarının ama eline bir telefon verdiğinizde (oyun amaçlı) veya yüksek kalite bol aksiyonlu rengarenk görselli bir animasyon film açtığınızda sesinin kesildiğini göreceksiniz. bizler zamanla kitap okumaktan sıkılmış hale gelirken onlar bu teknolojiyle doğdular
    bunu sözlük ortamlarında kısalan entrylerden de anlayabilirsiniz çünkü 3 dakika çok uzun süre özellikle 90 sonrası doğanlar büyük ihtimal bu yazıyı okurken bir yandan da bir mesajlaşma veya sosyal ağdan gelen bildirimi kontrol ettiler

  • tamam bu silah bu savaşta kullanılan belki de en etkili silah olabilir, fakat anlamsızca çok ön plana çıkarılıyor, hakkında marşlar yazılıp söyleniyor. umarım bunun altından başka bir şey çıkmaz .

  • hocanın* ingilizce "urfa ve gelenekleri" konulu bir sunum yapmak için hazırlanmış urfalı öğrenciye hiç bir görsel hazırlık yapmamasından dolayı tepki göstermesi, çünkü elemanın hadiseyi dümdüz anlatmak niyetinde olması, geleneksel müzik ve dans kısmına gelince hocanın tepkisini yinelemesi, "nasıl anlatacaksın ki müziği, getirip dinletseydin, dansını da yapardınız" şeklinde dırdırlanması, birden öğrencinin gözlerinde bir ışık belirmesi, akabinde sınıftaki ikinci urfalı öğrencinin elinden tutulup kaldırılması, sınıfın ortasında, müzik olmadan, sadece mırıldanılarak, halaya benzer bir dans yapılması, yaklaşık 3 dakika boyunca büyük bir ciddiyetle, hareketlere sonsuz özen gösterilerek dansın sürdürülmesi, sınıfın şaşkın bakışlar ve dumur ifadeyle bırakılıp, sunumun bitirilmesi.

  • telefonda masal dinlemek istemeyenler için gerekli kısa yollar.

    bankalar

    akbank: 4442525 4+2+0
    albaraka türk: 4445666 0
    burgan bank: 08502228222 0
    cepteteb: 08502220929 0
    denizbank: 08502220800 2+1+0
    enpara: 08502223663 (herhangi bir tuşlama gerekmiyor)
    finansbank: 08502222900 1+5+4
    garanti: 4440333 (direk sesli yanıt sistemine bağlıyor. rast gele bir kaç tusa bastıktan sonra ana menüye tekrar aktarıyor ve tuşlama ile devam ediliyor. bu şekilde 1-3-5 tuşlayarak nihayet mh ile görüştürüyor) 1+3+5 *
    halkbank: 4440401 0
    hsbc: 08502110111 1+8+4
    ing bank: 08502220600 3+0
    iş bankası: 08507240724 sesli yanıt +0+6
    kuveyt türk: 4440123 2+0
    odea bank: 08502228444 6
    şekerbank: 4447878 (herhangi bir tuşlama gerekmiyor)
    yapı kredi: 08502220444 1+0 ya da 2+0
    teb: 08502000666 3+1+1
    türkiye finans bankası: 08502222244 0
    vakıfbank: 08502220724 2 + 0
    ziraat bankası: 444 00 00 1+6+0

    gsm

    turk telekom: 444 1 444 1+1+3+1+4
    bimcell: 4444551 0
    turkcell: 05325320000 sesli yanıt sistemi ( "müşteri temsilcisine bağlanmak istiyorum" diyorsun. önce bağlamıyor, "ne istiyorsanız buraya söyleyin" diyor. tekrar "müşteri temsilcisine bağlanmak istiyorum" dediğinde bağlanıyorsun.) *
    vodafone: 5425420000 0+0+3

    online alışveriş

    n11: 08503330011 1+1+0 (siparişleriniz hakkında)
    hepsiburada: 08502524000 2+5 (kargo vesaire)

    diğer

    digiturk: 02124737373 0
    tivibu: 4440375 4
    ttnet: 4440375 1+6 (teknik destek)
    superonline internet: 08502220222 2 + 1 + 6 + 0 (şifresiz), 2 + 1 + 6 (şifreli)
    superonline arıza yardımla alakalı 3+4+0
    vodafone süpernet: 08505420542 1+5+6
    yurtiçi kargo: 4449999 1+3 *
    aras kargo: 4442552 6
    mng kargo: 4440606 1+0 *
    sürat kargo: 4440127 0
    ptt çağrı merkezi: 08502221788 8+1
    passolig: 08507243344 önce tc kimlik numaranızı tuşlayın. mevcut banka kartınız ile devam etmek için 1'e basınız. (başvuruyu yeni yaptınız fakat kartınız size ulaşmadıysa 9'a basın) daha sonra aralarda iki saniye bekleyecek şekilde 2 - 4 - 3 - 4 numaralarını tuşlayınız. #59615312
    erikli: 4440222 2

    not: veritabanına katkıda bulunmak isteyenler yeşillendirebilirler.

  • insanların hayatta kalabilmesini sağlayan oldukça kullanışlı bir özelliktir.

    canlıların sahip oldukları hislerin tamamı hayatta kalabilme ve üreyebilme amacına hizmet eder. bir canlı ne kadar fazla üreyebilirse türünü devam ettirme ihtimali o kadar yüksek olur. daha fazla üreyen canlıların soyları zamanla toplumda baskın hale gelir ve toplumun geneli o canlıların özelliklerini göstermeye başlar. bu özelliklere sahip olan canlıların diğerlerine göre daha fazla üreyebilmesinin sebebi de bu özelliklerin üreyebilmek için daha kullanışlı özellikler olmasıdır.

    korku, üzüntü, sevgi, hırs, kıskançlık... bunların her biri gereklidir ve insanların üreyebilmeleri için faydalıdır.

    örneğin korku hissinin amacı canlıyı en kısa sürede kaçmaya ya da savaşmaya zorlamaktır. bir tehlike anında korkmanızın sebebi tehlikeden kurtulup hayatta kalabilmenin ve daha sonra üreyebilmenin yolunun kaçmak ya da savaşarak tehlikeyi yok etmek olmasıdır.

    mesela kıskançlık kişiyi rekabet etmeye ve olası rakiplerini elimine etmeye zorlayan bir histir. bir dişi ve iki erkeğin olduğu bir ortam düşünelim. bu ortamda çocuk yapabilen erkeğin soyu devam eder ve türün sonraki nesilleri o erkeğin özelliklerini taşır. bir erkeğin dişinin ilgisini kazandığını ve dişinin o erkeği beğenmeye başladığını düşünelim. eğer beğenilmeyen erkek diğer erkeği kıskanmazsa dişi beğendiği erkekten çocuk yapar ve kıskanmayan erkeğin soyu tükenir. eğer erkek kıskanırsa diğerinin kuyusunu kazmaya ya da onun sahip olduğu özelliklerden daha iyi özelliklere sahip olmaya çalışır. başarılı olduğu müddetçe soyunu devam ettirebilir. bu özellik evrimsel süreçte fayda sağladığı için kıskançlık duygusu milyonlarca yıllık süreçte aktarılmış ve bugünlere kadar gelebilmiştir.

    sevgi canlıları fedakarlık yapmaya zorlayan histir. insanlar sadece ve sadece iki koşulda birilerini severler.

    koşul a: sevilecek kişinin sevecek kişi ile ortak gen taşıması.
    koşul b: sevecek kişinin sevilecek kişinin eşit ya da daha fazla fedakarlık yapacağına inanması.

    a koşuluna evrimsel biyolojide kin altruism b koşuluna ise reciprocal altruism denir.

    ortak gen taşıyan kişileri sevmemizin sebebi o kişiler çocuk yaptığında dolaylı yoldan bizim genlerimizi sürdürüyor olmalarıdır. örneğin kardeşinizle ortak taşıdığınız bir miktar gen vardır. kardeşiniz çocuk yaptığında kardeşinizin çocuğu sizin genlerinizi de bir miktar taşır. bu sebeple kardeşiniz çocuk yaptığında yarı yarıya çocuk yapmış gibi hisseder ve kardeşinizin çocuğunu seversiniz. kardeşinizin çocuğu için yaptığınız fedakarlık aslında kendi genlerininiz devamı için yaptığınız fedakarlıktır.

    ortak gen taşımayan kişileri sevmemizin sebebi de o kişiler sayesinde genlerimizi sonraki nesile aktarabilme ihtimaline sahip olduğuna inanç beslememizdir. sevgilinizi seversiniz çünkü sevgiliniz potansiyel anne adayıdır. karınızı seversiniz çünkü çocuğunuz karınızın da genlerini taşır ve karınızın sizin çocuğunuz için yaptığınız fedakarlıklara eşit oranda fedakarlık yapacağına inanırsınız. örneğin evliliklerde eğer bir taraf çocuğuyla ilgilenmeyi bırakırsa o evlilikte sevgi çok kısa sürede biter. insanlar kazıklanmaktan nefret ederler. çünkü eğer insanlar kazıklanırlarsa soylarını devam ettirmeleri zorlaşır. kadının ya da erkeğin çocukla ilgilenmemesi, çocuğun hayatta kalabilme ve sağlıklı olabilme ihtimalini azaltır. bu karşı tarafa atılan bir kazıktır.

    işte üzüntüyü hatırlamanın yegane sebebi de budur.

    üzüntü insanı hatırlamaya zorlayan hissidir. insan sadece kazık yediği zaman üzülür ve üzüldüğü zaman aralığında yaşadıkları beynine kalıcı olarak kazınır. bunun sebebi kazık yiyerek girdiği üzüntü döneminde yaşadığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlamasının onun gelecekte aynı kazığı tekrar yiyebileceği durumlarda aynı kazığı yememesini sağlamasıdır. yani basitçe eğer biri size kazık atarsa üzülürsünüz, üzüldüğünüz için hatırlarsınız, hatırladığınız için aynı kazığı tekrar yemezsiniz. üzüntü hatırlamaya zorlar.

    mutluluğu hatırlamanın ise hiçbir evrimsel avantajı yoktur. mesela hatalarından ders alan birilerini görmüşsünüzdür. peki hiç başarılarından ders alan birini gördünüz mü?

    mutluluk denen şey insanın iki farklı üzüntüsü arasında geçen zamandan ibarettir. herkesin mutlu olmaya çalışmasının sebebi aslında herkesin mutlu olmak istemesi değildir. bunun sebebi aslında herkesin hayatını üzülmeden geçirmek istemesi, yani kazık yemeden geçirmek istemesi, yani soyunu devam ettirebileceği en iyi koşulları elde etmek istemesidir.

    olay bu kadar basit.

    bir de mutsuz anları siler beyin diyenler için.

    beyin mutsuz anları değil, insana "ben bundan sonra ne yaşayabilirim ne de çocuk yapabilirim" cümlesini kurduracak kadar ağır ve dehşet verici anıları, yani travmaları siler.

    hayatınıza devam etmenizi bile zorlaştıracak kadar büyük kazık yeme işine travma denir ve bunları hatırlamak yarardan çok zarar sağlar. hayatınıza devam etmenizi zorlaştıracak kadar büyük olan kazıkları genelde engelleme ihtimaliniz yoktur. mesela biri kafanıza silah dayayıp size zorla bir şeyler yaptırdığında travma yaşarsınız. bunu hatırlamanız size nasıl hayatınızın geri kalanında rastgele insanların sizin kafanıza silah dayamamasını sağlayabileceğinizi öğretmez. bu sebepten bu anıyı hatırlamanın evrimsel bir faydası yoktur. silinmesinin sebebi de budur.

  • alamancılara kimsenin nefret beslediği yok.
    almanya'nın etinden sütünden faydalanıp her fırsatta kötülemeleri ve türkiye'de yaşayan bizlere türkiye'yi övmeleri midemizi bulandırıyor, o kadar

  • bence bunun sebebi kargo şirketleri. kargo şirketleri kutuları o kadar kötü taşıyorlar ki amazon risk almamak için böyle bir yola başvuruyor.

  • operasyon beş gün önce yapıldı, ama nedense hulusi akar herkes uykudayken, gecenin bu vaktinde kameralar karşısına geçti. ben bu işin içinde büyük skandallar olduğunu düşünüyorum.

    erdoğan çarşamba günü ulusa sesleniş konuşması yapacağını duyurmuş, büyük bir müjde vereceğini söylemişti. kimileri o müjdenin rehine kurtarma operasyonu olacağını iddia ediyordu. aklımda deli sorular.

  • kaval kemiğine benzer kemikleriyle "ulan insan mı yedirtiyolar bize" diye düşündürten ardından, "her gün bu kadar insanı nerden bulup da pişircekler" kuşkusuyla oh çektiren yaratık.