hesabın var mı? giriş yap

  • ali erdoğan'a ait olduğu söylenen video.

    "polise külhanbeyi diyen başbakanın gerçek külhanbeyi yeğeni ali erdoğan gözaltına alınan öğretmene polisten işkence yapması için talepte bulunuyor. kabul görmeyince de küfrediyor"

    içerisinde şöyle bir diyalog barındırmaktadır;

    "- ayakta dikeceksin onu
    + ayakta tutulmaz öyle
    - başbakana hakaret etmiş ayakta dikeceksin...
    - böyle adamsın işte sen onun için ağzına sıçıyorum işte, burada milletin içerisinde
    +beyefendi siz kendinize yapılmamasını...
    -başbakan bu her adam değil"

    insanın kanı donuyor gerçekten...

    edit: benzer bir video daha bulunmaktadır; video2

    video 3

    not: video'ya katkısından dolayı lpgli tosbaga'ya teşekkürler.

  • yemek saatlerine yakın şeker düştüğünde karşılaşılırdı eskinden, şimdi her zaman sinirliler. aslında vites değiştirmeleri iki temel duyguya dayanıyor, birincisi müşteriye trip, ikincisi hatunlara hava. iki tipte de sert vites geçişleri anırtıcı ara gazlar ve makasları bolca görmek mümkün. o kadar ki 100 metre mesafede kendini kaybedip 4 vites atanlardan, ışıkta kendini ferrari zannetmelere ve yine ışıkta vites ile sürekli oynamaya kadar anomalilikler gözlemlenmektedir. ne yapsınlar ehmeh parası...

  • türkiye'nin özünü anlatan bir tespit.

    çünkü:

    1. biz ona onu yapacak imkanları vermedik ki? hangi imkanla yapacak?

    2. kendi imkanlarıyla yapmaya kalksa bile çoktan başkalarının onu aşağı çekmiş olması gerekirdi. o aşağı çekenlerden nasıl kurtulacak?

    imkansız yani yapması.

    1992 yılında (15 yaşındayım) turbo pascal'da hem object oriented programming öğreniyorum (deneme yanılmayla, çünkü hiçbir kaynağım yok). bir yandan abimin yolladığı unixworld dergisindeki workstation'ların masaüstü grafiklerine hayran hayran bakıyorum (nextstep, open look, motif vs). o yüzden de öğrendiğim kadarıyla grafik arabirimli bir şeyler kodluyorum.

    bu grafik arabirimli araçları dim-soft'ta fatalica'nın kardeşi faruk'a gösteriyorum. sonradan öğrenmiştim ki ben gösterirken seyreden ruthcom bilgisayarın sahibi ibrahim arkamdan "yok ya o yapmamıştır" demiş. faruk adamı "yok abi yazıyor hakkaten" falan dediyse de ikna edememiş benim yaptığıma.

    bu beni hem gururlandırmış (zira yaptığım şeyin süper olduğunun en samimi itirafı olmuştu), hem de sinirlendirmişti. sadece adamın ülkede 15 yaşındaki birinin düzgün bir şeyler yapmasının imkansız olduğunu düşünmesi değil, aynı zamanda o yaştaki birinin büyük ihtimalle yalancı bir sahtekarın teki olduğuna olan bu kati ve kesin inancı da.

    bu adam özelinde de değil, tüm ülke çapında, bakanına "bizden mucit çıkmaz" dedirtecek kadar ulusal boyutta bir eziklik. çünkü kendi varlığı anca diğer herkes eşit ölçüde ezik olduğunda kayda değer anlamlı bir hal alıyor.

  • 10/10 rezalettir.

    kendi hatalarından kaynaklanan bir sorun yüzünden üstüne bir de cayma bedeli talep edilmesi düpedüz dolandırıcılıktır. superonline çözemezse ve ısrarla cayma bedeli isterse tüketici hakem heyeti bu sorunu lehinize çözer.

  • bir kadir topbaş açıklaması. istanbul depreminden sonra ne olacağını buyuruyor.

    pişkinlikte son nokta. sen belediye başkanı değil misin arkadaşım? 11 senedir bu depremin olacağı belliydi, niye önlem almadın? ne yaptın o yıllar boyunca, 11 x 365 gün boyunca?

    sen deprem sonucunda insanlar ölmesin, binalar buna göre yapılsın, şehir düzenlemesi filan, bu işlerden sorumlu olarak gelmedin mi buraya?

    istanbul belediyesine gelen milyonlarca doları nereye akıttın? sen topbaş hanedanının bir ferdi olarak, nasıl oldu da türkiye'nin en zengin ilk 100 kişisinin arasına girdin usta?

    hayır! 30.000 insanımız ölmeyecek, sen ve bağlı olduğun iktidar, 11 sene hiçbir şey yapmamış olarak, kendi elinizle 30.000 kişiyi öldürmüş olacaksınız. deprem değil, sizin ihmaliniz, insanları sefalete itişiniz öldürecek. ve bu sayede ülkede en fazla insanın canını bir gecede alabilen bir iktidar olarak da tarihe geçeceksiniz.

    http://www.radikal.com.tr/…08.03.2010&categoryid=77

  • ''kayserispor taraftarlarına ayrılmış bir bölüme rakip takım formasıyla çocuğunun elinden tutup maç izlemeye gelmek dünyanın her yerinde anormal bir durum olarak görülmekte ve de tepki çekmektedir.''

    pezevenklerdeki özgüvene bak. çomar diyarının okumuşları da en fazla bu kadar oluyor demek ki.

  • geçen gün iş yerimize bi abi geldi, ben de karşılamak için yanına gittim. baktım arabasında 3 demet çiçek var.

    - abi hayırdır 3 demet çiçeği ne yapacaksın dedim?

    - bugün benim hanımın doğum günü ona çiçek alırken 2 kızıma da çiçek aldım, her zaman böyle yaparım dedi. (adamın 2 kızı bir oğlu var).

    - neden dedim?

    - kızlar çiçeğe alışsınlar, doysunlar böyle şeylere. yarın hıyarın biri kızlarımı basit bir çiçek alarak etkileyip kandırmasın, üzmesin dedi.

    benim de tecrübelerime göre it kopuğun, ailesinden ilgi görmemiş kızları etkileyip kandırması çok kolay. anne babasından ilgi ve sevgi görmemiş kız, belki bir çiçeğe boş beleş bir oğlana aşık olup kendini kaptırabiliyor. ama iyi ailede yetişmiş, iyi babaların görmüş geçirmiş kızlarını kötü erkekler kandıramıyorlar. iyi aile kızları eş seçiminde daha rasyonel tercih yapıyorlar.

    adamın bu görüşü çok hoşuma gitti, inşallah ileride evlenirim ve allah bana da bir kız çocuğu nasip eder. ben de kızıma çiçek alırım.

  • şimdi anladınız mı istiklal'deki bomba niye patladı dediğim gelişme.

    türkiye an itibariyle seçim atmosferine girmiştir.

    şüphesiz ki milletimiz tüm kanla siyaset yapmak isteyen kanıbozuklara, terörden beslenenlere, naylon milliyetçilere, fetö artıklarına, bölücülere, fundamentalistlere ve bu vatanın aleyhine iş yapan diğer tüm üç-beş harfli örgütlenmelere gereken dersi sandıkta verecektir.