hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • gecenin bombasını patlatmıştır. bir pozisyonun ilgisizliğini, ortamla uyuşmazlığını şu örnekle açıklamıştır.
    "beyler düşünün.. biz dördümüz bir dağ evindeyiz.. köyde.. etrafta köylüler var filan... kapı çalınıyor.. açıyoruz bi bakıyoruz sharon stone!.. aradan vakit geçiyor...bi daha kapı... zekeriya beyaz!.. ne alaka di mi. işte bu pozisyonda öyle"

    ersin kardeşimiz de boş durmamış bu lafın üzerine:
    "zekeriya hoca gelip sharon stone burda mı diye soruyor mesela?!".. demiştir.

    ama ahmet hoca durmak bilmez..

    .."hatta kazım abi sharon senden buz kıracağı ister.sen olayı idrak edemeyip -o yok,keser vereyim mi dersin."

  • araştırma görevlisi olduğu andan itibaren;

    a) danışman hocasının kadrolu kölesidir. bina içi, binalar arası hatta kampüs dışı, araştırma görevlisi oluşuyla ilgili/ilgisiz her tür ayak işine koşturmakla mükelleftir.

    b) tez izleme komitesindeki diğer hocaların da emir eridir. danışman hocasının yüklediği kadar olmasa da, onların "rica ettiği" her tür işi seve isteye yapmak, sağa sola gitmek zorundadır.

    c) bölümdeki diğer hocalar da denk getirebildikleri anlarda ona iş yüklemekte beis görmeyeceklerdir. zira ülkedeki en güçlü dokunulmazlık profesörlere verilmiştir ve zavallı genç akademisyenimizin tüm kariyeri bu hocaların çoğunluğunu oluşturacağı veya etki altına alacağı jürilere bağlıdır.

    d) hocalar genelde bilirkişilik, ödenekli projeler, danışmanlıklar gibi, asli görevleri olan eğitim/öğretimden çok daha mühim(!) işler peşinde olduklarından, derslere girmekte pek de istekli olmayacaklar ve araştırma görevlimize "hadi sen gir de bugün bir uygulama yapın" falan diyeceklerdir. sınav zamanları gelince de hocalar sınıfa, amfiye 5-10 dakika uğrar, kalan 1 hatta bazen 2 saat boyunca ise araştırma görevlileri ayakta sınavı takip ederler.

    ezcümle; akademik hayatında, iç mekan - dış mekan ayrımı olmaksızın, yaya olarak en fazla kilometreyi araştırma görevlisi olduğu süre boyunca kat edeceği, en çok ayakta kalacağı süre de bu döneme denk geleceği için dayanıklı ve rahat bir ayakkabı seçmek zorundadırlar.

    ne yapaydı? makosen mi giyeydi?

  • tusaş tarafından geliştirilen milli muharip uçak (tusaş t/f-x) için kale grubu ile rolls-royce tarafından oluşturulan ortaklığın tekrar projeye dahil olma hadisesidir.

    geçtiğimiz yıllarda, rolls-royce tarafından ilgi gösterilen mmu için motor tasarım süreci, fikri mülkiyet haklarında yaşanan anlaşmazlıklar nedeni ile rafa kaldırılmıştı.

    ancak, geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan ismail demir, tüm maddeler üzerinde uzlaşıldığını ve rolls-royce & kale ortaklığının sürece tekrar dahil olmasının yüksek bir ihtimal olduğunu belirtti.

    dün tolga özbek tarafından yayınlanan videoda da, mmu için motor tedarikinin muhtemel olarak bu ortaklık üzerinden sağlanacağı iddialarının kuvvetli olduğu açıklandı.

    bilmeyenler için, rolls-royce dünyanın sayılı ve en güçlü motor üreticilerinden birisi konumunda.

    sivil pazarda, trent serisi motorlar airbus a330, a340, a350, a380; boeing 777 ve 787 dreamliner gibi hakim konumdaki uçaklara güç sağlıyor. helikopter ve iş jeti pazarında da, en bilindik hava araçlarının motor üreticisi konumunda.

    askeri havacılık kısmında ise, özellikle f-35b modeli için geliştirilen lift-system modülü rolls-royce'un en önemli ürünlerinden biri. ayrıca firma, eurofigter'da kullanılan ej200 motorlarının ortak üreticisi.

    peki bu durum neden önemli?

    mevcut koşullar altında, milli muharip uçak için motor geliştirebilecek en iyi seçenek rolls-royce. motor geliştirilmesi amacıyla kurulan trmotor ve tei henüz özgün ve yeterli bir motor geliştirebilecek kabiliyette değil.

    bu nedenle, üretilecek ilk uçaklar için f-16'lara da güç veren ve tei tarafından da lisans altında üretilebilen, general electric f-110 motorlarının kullanılması kararlaştırılmıştı. bu motorlar fazlasıyla güçlü ve kendilerini kanıtlamış olmalarına rağmen, beşinci nesil bir uçak için uygun yeterliliklere sahip değil.

    zaten bu nedenle, mmu'nun bloklar halinde üretimin planlandığı, 2030-2040 yılları arasında üretilecek olan uçakların 4.5th generation bir uçak olacağı da daha önce açıklanmıştı.

    ancak, eğer anlaşma başarı ile devam ederse, rolls-royce ve kale grubu bu süreçte beşinci nesil yeterliliklerine sahip özgün bir motor geliştirmek mecburiyetinde. çünkü firmanın halihazırda verebileceği bir motoru bulunmuyor.

    peki rolls-royce bunu neden istiyor?

    rolls-royce'un bu kadar istekli olmasının altında yatan en önemli sebeplerden birisi de ingiltere tarafından geliştirilen tempest 6. nesil savaş uçağı projesi.

    firma bu uçağın motor tasarımından sorumlu. mmu'dan daha ileri bir tarihte üretilmesi planlanan tempest projesi için, yapılacak ar-ge faaliyetlerinin değerlendirilmesi ve bu şekilde hem bütçe konusunda önemli faydaların sağlanması, hem de mmu için geliştirilen ve kullanılan bir motorun, tempest için önemli bir basamak olması niyetinde olduğu düşünülebilir.

    ayrıca bilindiği üzere, ingiltere merkezli bae systems mmu geliştirilme sürecinde tusaş'a çok ciddi mühendislik ve ar-ge desteği veriyor. geliştirilen tempest projesinin de esas yüklenicileri rolls-royce ile birlikte bae systems.

    yani tempest için geliştirilen bir çok teknolojinin mmu için, mmu için geliştirilen bir çok teknolojinin ise tempest için kullanılması mümkün. taraflar mmu için bir ingiliz-türk uçağı tanımını yapmaktan kaçınsa da, bu süreçle birlikte tempest ve mmu'nun aynı dna'ları taşıyan farklı uçaklar haline evrildiğini söylemek de mümkün.

    mmu artık, ciddiliği ve olabilirliği sorgulanamayacak derecede olgunlaşmış bir proje haline geldi. geçtiğimiz ay 550'nin üzerinde parçanın üretimi tamamlandı ve dün tusaş tarafından yayınlanan animasyonla birlikte roll-out için 18 mart 2023 tarihi tekrar deklare edildi.

    şuan projede 2200'den fazla mühendis ve binlerce teknik eleman faaliyet gösteriyor. bununla birlikte, yukarıda da bahsettiğim üzere bae systems başta olmak üzere bir çok firmadan mühendislik desteği alınıyor. aselsan, havelsan, roketsan ve tübitak gibi kurumlar ile alt-yükleniciler göz önünde bulundurulduğunda on binleri bulan sayıda mühendis ve teknik elaman bu projenin geliştirilmesi sürecinde aktif rol alıyor.

    geçtiğimiz ay, toplam değeri 1 milyar tl'yi bulan mühendislik merkezi, kompozit üretim tesisleri, rüzgar tüneli, kuş çarpma test merkezi, yıldırım test merkezi, ve entegrasyon merkezi gibi bir çok tesisin açılışı da gerçekleştirilmiş oldu.

    tüm bu gerçekler üzerine, rolls-royce tarafından özgün olarak geliştirilecek ve tüm hakları türkiye'de olacak bir motor, hem mmu açısından hem de türk savunma sanayi bakımından önemli bir kazanım olacaktır.

    hükümetin dış politikada değişen tutumları ve çeşitli ülkeler ile ilişkilerin tekrar güçlendirilmesi sürecinde, ingiltere tarafından hem de türkiye'nin istediği şartlarda tekrar bu projeyi gündeme getirmesi, ayrıca değerlendirilesi bir konu olarak görülmelidir.

    tüm bu gelişmeler ile birlikte, kanada'nın türkiye'ye uyguladığı savunma sanayi yaptırımlarını kaldıracağı iddiası, f-35 sürecinin yavaştan tekrar dillendirilmeye başlanması, samp-t projesinde tekrar gündeme gelen yakınlaşmalar, türkiye'nin tempest projesine ortaklık niyeti gibi iddialar çok geniş bir perspektif üzerinden birlikte değerlendirilmeye muhtaçtır.

    umarız, mmu için en kritik aşama olan motor süreci, rolls-royce ve kale grubunun öncülüğünde üretilen bir çözüm ile en güçlü seçenek ile aşılarak, uçağımız 2030'lu yıllarda gökyüzündeki yerini alır.

    tolga özbek
    cumhuriyet
    rolls-royce web sitesi
    mmu için detaylı bilgiler - tusaş

  • ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.

    isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.

    halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.

    manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.

    onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.

    sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".

    mesleklerimizin kıymetini bilelim.

  • annem kendisine ingilizce ogrenmeye gidiyorum diye evden cikar babamla bulusurmus yil 1972. ingilizce yalan olmus ben gercek...

  • sizin onu istediğiniz zaman arama özgürlüğünüze istemediği zaman sizinle konuşmama özgürlüğünü kullanarak yanıt veriyordur.

  • yeğen (y, yaş 8), ben (b)

    yeğen ile evde baş başa yemek yemekteyken yeğenin ayranını masaya dökmesiyle başlayan diyalog.

    y: olsun dayı.

    ben cevap vermeden masayı silerken.

    y: olsun olsun.

    b: oğlum ayranı sen döktün, teselli için benim sana olsun demem lazımdı.

    y: olsun olsun.

  • yunan kizi nadyanin iki lavugu bi guzel gaza getirip kavga cikinca kadraja bile girmedigi yarisma.

    bu kadar topragi biz nasil kaybettik saniyosunuz aha izleyin iste.

    bozukcum suan buralari okuyosundur nasilsa elendin naber gordun mu bebegini doya doya ?

  • yalan haber.
    başlığı açanın anında uçurulmasını gerektiren haber.

    emekli kendi maaşını onyıllar boyunca ödediği primle kendine ödüyor emekli olduktan sonra. hiç bir çalışan hiç bir emeklinin maaşını ödemiyor.

  • 11 gun hastanede yattim. hastaneden cikali yaklasik 4 ay oldu. hastane sonrasi 1 ay dogru durust yuruyemedim bile. kisa yuruyusler ve egzersizle zamanla eski haline geldi bacaklarim. hastaneden ciktiktan 2 hafta sonraki kontrolde ise d-dimer'im 2200 cikti ki bu normal duzeyin yaklasik 20 katiydi. emboli olmamasi icin 20 gun kan sulandirici igne oldum. son olarak hastaneden ciktigimdan beri nabiz ortalamam 100+ civari surekli. tum kalp tetkiklerim yapildi ama bir sorun bulamadilar ama nabzimin neden yuksek olduguna dair bir aciklama da yapamadi doktorlar. covid sonrasi bazi kisilerde buna rastliyoruz dediler sadece. psikolojim ise iyi, bir daha olur muyum acaba endisesi yasamiyorum.