hesabın var mı? giriş yap

  • bütün fakirlerin hırsız olduğunu iddia eden tiplerin iddia ettiği burukluktur.
    alnının teriyle kazanıp burslu okuduğu okulda, annesinin helal parasıyla yediği yemek burukluk değil gurur kaynağı olabilir mi? hiç böyle düşünmüş müydün?

    yıllar sonra gelen edit: başlık sahibi umuyorum ki yazdıklarından utanmış ve kaçmış.

  • birinin bu gerçekleri söylemesi lazım artık.
    bir yılı geçkin süredir kullanmıyorum.

    1- kapatınca öyle aydınlanma, bakış açısını değiştirme gibi bir şey olmuyor.
    2- sosyal medyalara harcadığınız vaktide önem arz eden işlerde kullanmak tamamen sizin inisiyatifinizde. yoksa instagram'a harcadığınız vakti ben gibi youtube'de behzat ç. kesitlerini izlerken de harcayabiliyorsunuz.
    3- öyle kapatınca bir şeyler kaçırıyormuşsunuz hissi de bi süre sonra kayboluyor ve de hiçbir sey kaçırmıyorsunuz.
    4- kapatıp açmanızda kimsenin sikinde değil bunu bilin. en yakın arkadaşım bile daha geçen hafta beraber çekindiğimiz fotoğrafı atarken "seni etiketleyemedim, instagram'ı mı kapattın? " diye soruyordu.

    dipnot: hayatınızı değişmek için instagram'ı kapatmak gerçekten çok ucuz bir numara.
    daha radikal kararlar alın.

  • valla güzel iş. yazarların ürettiği içeriği kullan, verilerini topla, moderasyonun işini de onlara yaptır... çıkarken çöpleri de atalım mı?

  • çocuk merkezli aileler tarafından üretilen bir model.

    * doğum yeri, kütük şeysi, vatandaşlık vs. gibi detayları planlanır mümkünse yurtdışında falan doğurulur.
    * sonra yurda dönülür, boyu posu eksik kalmasın diye doktorlarla, diyetisyenlerle, hizmetçilerle, dadılarla büyütülür.
    * namı almış yürümüş kolejlerden birine kreşten sokulur, liseden çıkarılır.
    * namı almış yürümüş özel üniversitelerden en birincisine sokulur. zira diğerleri ona layık değildir. hele devlet üniversitelerinin hiç şansı yok.
    * asla yurtta falan okutulmaz.
    * mecburi hizmet, tayin gerektiren meslekleri tercih etmesine izin verilmez. doğuya falan asla gidemez.
    * koca arama yaşları gelene kadar saraydan ayrılmaz.
    * saray sabittir. kız eşşek kadar oluncaya dek şehir değiştirilmez, mümkünse hiç taşınılmaz. küçük yaşta sık sık okul değiştirmek, genç yaşta arkadaş çevresi değiştirmek vb. şeyler psikolojik minik travmalar yaratabilir diye prensesimiz korunur bu tip olaylardan.
    * çünkü "bizim kızımız biraz şeydir, o öyle şeyleri beceremez, yapamaz"... (evet, prenses yetiştiren bir aileden ben bunu duydum)
    * namı almış yürümüş şirketlerden birine sokulur. modaya uymak, kariyer havasına bürünmek lazım tabii...
    * yurtdışında masterla falan avunmak istiyorsa ona izin verilebilir. çünkü zaten orada yerleşik bi amca, bi teyze, bi kuzen, bi bişii vardır. ama prensesimiz sanki sap sap yaşıyormuş, kimseleri tanımıyormuş, kendi ayaklarının üstünde duruyormuş gibi havalara bürünür. (bkz: çaktırma pampa)
    * yaşadığı steril ortamda, yine prens gibi yetiştirilmiş bir erkekle tanışır ve evlenir. (ya da arkadaş vasıtası, aile çevresi ayaklarına bildiğin modern görücü usulü tanıştırılır, evlendirilir)
    * çocuk da yapar kariyer de... ama arada çocuklarını yetiştirmek için uzun molalar verir.
    * yeni prensler ve prensesler yetiştirir.
    vatana millete hayırlı olsun...

  • müşteri memnuniyetinde zirveyi yaşatan işletme. ülkece akıl sağlığı kaybedileli çok oldu. bu sebeple zincir restaurant ve petrol istasyonları hariç hiç bir yerde durmam. muhatap olacağınız insanlara dikkat edin.

  • yapılan bir yorumdan türkiye'nin özetini anlayabileceğiniz haber.

    "ali vural 17.2.2012 12:38:00
    yorumlara bakiyorumda,istemeyenler,cekemeyenler camur atmaya baslamislar bile.."

    ki bu en beğenilen yorum.

    akpli kafası dediğimiz tamamen örnekteki gibi işte. insanlar akla ve mantığa dayalı bunun olamayacağını, olsa bile % kaçının türk malı olacağını merak etmişler. adam direkt olarak dayamış cevabı: çekemeyen anten taksın!

    arkadaş işte bu kadar sorgulamaktan, düşünmekten uzak olduğunuz ve her söylenen şeye 'alkış' tuttuğunuz için bu hâle geldik. yazık, çok yazık.