ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cenazede pide ayran dağıtılması
-
cenaze evi sahibi olarak bende yaptım bunu. o anda o kadar düşünemiyosun ki, sanki gelen herkesi doyurmak mutlu etmek zorundaymışsın gibi. yanına baklavasını falan da verdim. yine alır mısınız diye de sordum. sanki 2 saat önce babamı toprağa vermemiş gibi misafir ağırladım. kimse de kızım sen otur acını yaşa demedi. ayranın daha soğuğu var mı diyen oldu hatta.
bende bişeylerle oyalanıp acıdan kaçtım herhalde, şimdi düşününce saçma geliyor ama o an beyin fonksiyonların çok düşük yüzdeyle çalışıyor.
zabıtanın ıhlamurlarını elinden aldığı yaşlı amca
-
trafik ışıklarında bekleyen suriyeli dilenciler için kılını kıpırdatmayan zabıtadır. zira bilen bilir, türkiye'nin çoğu yerinde artık bu dilencilere komisyon karşılığı müsaade ediliyor. helal ekmek kazanmak yasak artık.
ne çukur olmuş bu ülke arkadaş. düş düş dibi görmüyorsun.
sadece aptallar 8 saat uyur
-
günde 4 saat uyuyup kazanılan on senelik fazladan yaşam alanının uykusuz uykusuz nasıl çekileceğini de anlatmış olduğunu umduğum kitap.
evlerinde 16 günde 17 kez yangın çıkan aile
-
bu ev yanma hikayeleri de hiç böyle eğitimli, bürokrat, üst sınıf bir ailenin başına gelmez. ne hikmetse hep böyle hocalardan yardım isteyecek modellerin başına gelir.
hocalara ihtiyacımız var adlı pr çalışması. sıkılmadınız yüz yıllardır masal hikaye peşinde gezmeye.
gelmiş geçmiş en büyük yalan
anlatacak çok şey varken susmak
-
yorulmuşluk hali. "ne uğraşacağım ya, bana ne" durumuna gelme durumu. bu bezmişliğe eriştikten sonra dünya umurunda olmaz zaten. nasıl olsa anlamazlar kafası. çağımızın modern kanayan yaralarından biridir. dinlemeyi bilmediğimiz için anlatmaktan da vazgeçiyoruz. yalanlar söylediğimiz için yalanlar duymak istemiyoruz. ne dinliyor, ne anlatıyoruz. ama bu durumda da üstad lafa giriyor ve böyle bir bakış açısı yaratıyor;
"masum insanlara karşı kötülük ediyorlar, gerçek olaylara karşı güvenimizi sarsıyorlar. inanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. insan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. tutunacak bir dalımız kalmıyor. tutunamıyoruz.
...
neden her istediğimi anlatamıyorum? neden aynı yaşantının içinde bulunan insanlarla hiçbir ilişki kuramaz oldum? neden, neden, neden?"
bu sebeple kötülük yapıyor ve kötülüğe uğruyoruz. yaşamın her yerinde. evde, okulda, işte, sokakta, bir kafede arkadaşlarınla otururken, bilhassa dertleşirken.çünkü gerçek dertleri de anlatmaktan çekiniyor insan. korkunç bir ürkeklik. bir tek yalnızken anlatabiliyoruz artık.
içinde birikenler ve söyleyemediklerin mi? onları anlatacak bir tavan her zaman vardır uyku öncesinde.
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
-
ahkâm kesen insanlar.
evlenmemiş: evlilik şöyle olmalı, böyle olmalı. aşk evliliği yaparsan muhteşem olur. sorun yaşıyorsan demek ki yanlış insanı seçmişsin...
çocuğu yok: çocuklar gürültü yapıyorsa kötü ebeveynsin. çocuk öyle yetiştirilmez. özgür bırak duvarı boyasın. bakıcı bakmasın, kreşe gitsin. kreşe gitmesin sen bak. dışarıda emzirme...
iş hayatına yeni başlamış: patronla böyle konuşulur. iş arkadaşıyla öyle iletişim kurulmaz. maaş şöyle olmalı. bu kadar yıl çalışınca şu pozisyona gelinmeli...
erkek: kadın böyle yapmalı. böyle giyinmeli. kadın dediğin çalışır. kadın dediğin evde oturur...
kadın: erkek dediğin güçlü olur. erkekler ağlamaz. bunu giyene/diyene erkek denilmez...
içim şişiyor dinlerken, içim.
hatalı park eden araca çarparak geçen çöp kamyonu
-
hep yapmak istediğim şeyi yapmış koca yürekli şofördür.
müsait olduğu bir akşam makas atan tiplerle de ilgilenirse çok iyi olur.
zaten arap gezdirme aracına çarpmış, bir şey olmaz.
19 ağustos 2014 beşiktaş arsenal maçı
-
o değil de bu arsenalli lavuklar o stadı nasıl buldular. taksici 200 euro kitlemiştir bunlara.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
televole'nin televole olduğu zamanlar. yani futbolcular ön planda.
mustafa adlı takımını,soyadını, hiçbir şeyini bilmediğim bi futbolcunun yanına gidiyorlar. amaç bir tane genel kültür sorusu sormak. şu diyalog geçiyor...
-merhaba mustafa sana bir genel kültür sorusu sormak istiyoruz.
-sorun abi.
-bize, senin isminin harflerinden oluşan bir ülke söyleyebilir misin?
-(biraz düşünür) valla bulamadım...kaç harfli?
-3 harfli
-hımmm... (biraz daha düşünür) baş harfi ne?
-baş harfi "f".
-hımmm... yok vallahi aklıma gelmiyor...
-neyse ben sana kıyak yapıp 2. harfi de söyleyim "a"
-hımm... faa... hımmm... yok vallahi bulamıyorum..
-neyse mustafa. sorun değil. ülkenin adını söyleyim mi?
-söyle abi.
-fas.
-hadi lan ordan fas diye ülke mi olur?