hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • 25 ağustos 2014 fenerbahçe galatasaray maçı * sonrasında volkan hakkında söyledikleri taktire değerdir ve bu ortamda cesaret ister. bir gazeteci gibi konuşmuştur. teşekkürler.

    "volkan'ın yaptıkları toplumsal bir yozlaşmanın, yitirilmiş değer yargılarının bir sonucudur. eğer bir toplumda saygınlıkla itibar sadece ve sadece parayla ölçülüyorsa dürüstlük, efendilik, ağır başlılık, ahlak gibi kavramlardan önde tutuluyorsa sorgulamamız gereken bunlardır. çünkü böyle bir toplumda volkan, melo vb. birileri destekçi ve yandaş bulabilirler. bu davranışların, bu sözlerin normal olduğunu zannedebilirler.

    volkan çıtayı dün aşmadı. daha önceden aşmıştı. her şeyden önce f.bahçe gibi bir kulüp kendi sporcusunu uyarmalı ve cezalandırmalıydı. sahip çıktıkça, arkasında durdukça o da doğru yaptığını düşündü ve devam etti."

  • (bkz: ayçiçek yağı fiyatlarının çıldırması)
    (bkz: ayçiçek yağına getirilen satış sınırlaması)
    (bkz: 5 mart 2022 ayçiçek yağı kuyrukları)
    (bkz: carrefour'da ayçiçek yağı kavgası)

    vesaire vesaire... başlıklarda yazan olayların hiçbirini hakketmeyen, üretiminde kullanılan petrokimyasallar bir yana, yemek yaparken en ufak bir işleme, en kısa sürede en hafif bir ısıya maruz kaldığı zaman dahi reaktive olmaya başlayan yağ değil katran, gıda değil zehir ve yukarda yazılan türden olaylarda insanlar resmen bile isteye kendilerini hasta etmek için birbirini eziyor.

    öncelikle belirteyim kimyager, biyolog, doktor vb... bilim insanı değilim, ama mesleğim gereği pazarlamadan ve bilinçli tüketimden anlarım. sırf bu yüzden üni.de kendi evime çıktığımdan ve ebeveynlerimle beraber o dönemlerde ahmet aydın vb... gibi doktorların kitaplarını okuyup üzerine düşünmemizden beri, yaklaşık 15 senedir tüm kızartmalarda riviera zeytinyağı kullanırım. fakat şu ayçiçek yağı çılgınlığı yaşandığından beri tekrar bir araştırmaya giriştim ve 2010'lu yıllardan 2019'a kadar, muhtelif kuruluş ve ülkelerde yapılmış, sırf kızartmalar ve bunlarda kullanılan yağlar üzerine 'bilimsel' araştırmalara rastladım.

    son 2-3 gündür bunlarla yatıp kalktım ve yaptığım çıkarımları kendim bizzat deneyerek doğruladım. sona eklerim araştırma linklerini.

    elbette ki burda yazacaklarım bazı gönlü zengin suserler çok öncelerden özet olarak yazmışlar fakat pek sallayan olmamış. o yüzden konuya dönersek ben de kendi 'abstract'ımı yazayım da insanlar belki biraz uyanıp sağlığını düşünmeye başlar ve varını yoğunu dandik "makine" yağlarına yatırmayı bırakır.

    olay şu;

    onlarca araştırmada olabilecek tüm kızartma koşullarında (ev koşullarını canlandıran düşük miktarlarda kısa süreli orta-yüksek sıcaklıklarda pişirmeler ayrıca lokanta, zincir fastfood gibi mekanlarda kullanılan "deep frying" teknikleri de dahil) farklı zaman aralıklarında ve ısıtıp-soğutup tekrar tekrar kullanımlarda çeşitli yağların içinde pişirilenlerle ne kadar reaksyona girdiği, sıcaklıktan ne kadar dejenere olduğu ve içindeki gıdalarda ne kadar iz bıraktığı gibi ölçütlere defalarca denenerek bakılmış. çıkan sonuç ise;

    kızartma yapılan yağı seçerken içindeki tekli doymamış yağ (mufa) ların, çoklu doymamış yağ (omegalar, 3, 6 vb... ya da pufa) lara olan oranına bakılmalıdır ve mufa bakımından zengin yağlar, ısıya genel olarak daha az tepki verdikleri, daha uzun süreli ve daha yüksek sıcaklıklarda, çoklu tekrar kullanımlarda daha az dejenere oldukları ve gıdalarda daha az iz bıraktıkları için tercih edilmelidir. fındık yağı, yer fıstığı yağı, sızma, soğuk sıkım veya naturel, birinci zeytinyağı vb... yağlar mufa zengini yağlardır ve kızartmalar dahil her tür yemekte rahatlıkla, eğer içindeki gıda koku-aroma bırakmayan bir gıdaysa ortlama 2-3 kez tekrar bozulmadan veya gözardı edilecek kadar küçük bozunmalarla kullanılabilir.

    araştırmalardan bir tanesi ve en güncelinde ülkemizde bulunmayan bir mufa zengini yağın yukarda yazılanlardan çok daha sağlıklı olduğu bulunmuş, o yağ da deniz alglerinden elde edilen ve neredeyse yüzde yüz mufa içeriği barındıran "yosun yağı" olduğu yazılmış. ondan sonra gelen -kızartma için- en sağlıklı yağlar ise sızma zeyitnyağı ve kanola yağı (!) olmuş. evet şu bildiğiniz, bir zamanlar tu kaka edilen, gdo sınıfına dahil o güzel görünümlü sapsarı narin çiçeklerin yağı 3. sağlıklı ve dayanıklı yağ olarak belirlenmiş. bunlardan sonra gelenler ise fındık, yer fıstığı gibi kabuklu meyvelerden çıkarılan yağlar olmuş. başlığımızın sahibi ayçiçek yağı ise içindeki pufa'ların mufa'lara göre daha fazla olmasından ve daha ilk ısıtmalarda reaktive olup gıdaları daha fazla dejenere ettiğinden, yanma/kaynama dercesi yüksek olmasına rağmen bu sıcaklığa erişmeden çok önce içinde epoksi, akrilat vb... farklı sınıflarda plastiğimsi moleküller oluştuğundan mısır yağıyla beraber en sonda yer alıp en sağlıksız ve kalitesiz yağlar olmuşlar.

    fakat sonuçlandırmadan önce biryağ'a payesini vermek gerekir, 2008'li yıllarda gdo teknikleriyle üretilmiş farklı bir ayçekirdeği tohumundan "olem "adıyla mufa zengini bir yağ üretmeyi başarmışlar fakat şu an iç piyasada esamesi okunmamasına rağmen kendi sitelerinde ürünler başlığında halen görülebiliyor. benim tahminim halen ihracat ürünü olarak satıldığı, keşke eskiden olduğu gibi bu tip yenilikçi ve sağlıklı yaklaşımları iç piyasada da görebilsek. eğer ki bulabilirseniz yeşillendirin de herkes faydalansın.

    https://www.trakyabirlik.com.tr/…iryag-olem-foy.pdf (içindeki mufa miktarına dikkat)

    sonuç olarak, ülkemizde bulunan yağlardan en sağlıklı ve kızartma için en uygun olanı zeytinyağıdır. rivieralar tahmin edildiğinin aksine daha çabuk kaynar ve gerçek zeytinyağı sayılmazlar. eskiden olan avantajlı fiyatları da günümüzde pek kalmadığı için tercih edilmesi gereken etiket ve markadan bağımsız olarak sızma zeytinyağlarıdır. zararsız tekniklerle üretilen veya sıkılan en ucuz zeytinyağı, en pahalı ayçiçek, mısır vb... yağlardan daha faydalıdır.

    kendi hücrelerine ve karaciğer vb... gibi organlarına eziyet edip son kullanma tarihini öne çekmek istemeyen, kendi sağlığını ve ailesini düşünen herkes, her türlü sıcak-soğuk yemek ve kızartmalarda (mufa/pufa oranını kontrol ederek) zeytin yağı kullanmalıdır.

    edit: beklediğimden çok ilgilendiniz, favladınız, hepinizin merakına sağlık!.. sabırla okuduklarınızın hepsi doğru bilgilerdir, sevdiklerinizle paylaşın, bilgiyi büyütün, bilenleri çoğaltın. bunları yapın ki bedenleri daha sağlıklı hale gelecek insanlar paralel olarak akıl sağlıklarını da geri kazansınlar... bir wellness furyası kopsun gitsin arşa kadar...

    önemli not: önceden belirtmediğim için şimdi söylememde fayda var. tabii ki bulabileceğiniz en ucuz zeytinyağı diğerlerinden daha evladır fakat (bkz: tağşiş) yani sahte olmadıkça... içinde bulunduğumuz gibi zor zamanlarda sahtecilik, stokçuluk ve sömürgenlik artar, seçimlerinizi hassasiyetle yapın. ayrıca yine belirtmeliyim ki aşağıdaki kaynaklarda deneylerde kullanılan zeytinyağlarının nerdeyse hepsi "extra virgin" doğal yöntemlerle sıkılmış-üretilmiş sızma yağlar... elbette ki riviera veya pirina yağları da sağlık açısından diğerlerinden öndedir fakat kullanışlılık ve lezzet açısından -eğer rahatça alabiliyorsam- her zaman sızma yağları tercih ederim.

    büdütttt: veeee geldi gelmekte olan!.. en garde!.. (bkz: profesöründen patates kızartması sırları)

    kaynaklar:

    https://prod-olivewellness.s3.amazonaws.com/…om.pdf
    https://sci-hub.se/10.1016/j.foodres.2016.03.033
    https://www.nature.com/…474a-866a-c04350a1d0d0#sec8

  • diğer yorumcular 3 kulübün şampiyonluk şansı için yakın yüzdeler verirken rok'un tahmini geldi ekrana ;

    gs %100
    fb %0
    bjk %0

    ertem: rasim neye göre verdin bu yüzdeleri?
    rok : tamamen net ve objektif.

  • sağ gösterip sağ vurmak ya da kısaca sağ vurmak şeklinde özetlenebilecek vuruş şekli fazla tahmin edilebilir hale gelince sağ gösterip sol vurmak taktiğini geliştiren vurucuların, bu taktiğin de tahmin edilebilir hale gelmesiyle geliştirdikleri taktik. başa dönüş. kulağını tersinin tersinden gösterme.

    özellikle sinema, edebiyat alanlarında boy gösteriyor. diyelim bir filmde yönetmen gözümüze katilin uşak olduğu yönünde birçok ipucu sokuyorsa, ilk etapta şöyle düşünüyoruz: "sağ gösterip sol vuracak pezevenk, şüpheler çok fazla uşağa çekiliyor, aslında katil uşak değil oğlum". fakat daha sonra yönetmenin tam olarak biraz önceki şekilde düşünmemizi isteyip istememiş olabileceğine kafa yoruyoruz ve düşüncemiz şu hale evriliyor: "oğlum düşündüm de katil aslında gerçekten uşak. yönetmen özellikle şüpheleri uşağın üzerine çekerse katilin uşak olmadığını düşüneceğimizi biliyor, vay ipne".

    fakat anlaşılacağı üzere bokunun çıkarılmasına çok müsait bir denklem bu. sağ gösterip sol vuracakmış gibi yapıp sağ vuracakken birden sol vurmak gibi. bir kademe ilerisi ise resmen terbiyesizlik. örneğin bir futbolcu bu kadar feyk atarsa ya rakibi kafa göz girişir, ya da bir noktadan sonra kontrolünü kaybedip topu kaybeder. yapmayın. yolunuz yol değil.

  • baş ağrısı ile bir ömür geçirdim. gözlerimin altı morarana kadar ağrı çektiğim binlerce gün vardır ömrümde. bu dertten muzdarip olanlar için hayatlarını kolaylaştıracak şu önerileri listelemek istiyorum;

    - migren tipi baş ağrısı başlamadan çözülür. sinyali aldığınızda harekete geçmezseniz artık acı dolu saatlere hazır olmalısınız.
    - sıklığını azaltmak için;
    göz muayenesine gidip uygun numarada filtreli bir gözlük alınmalı ve kullanılmalı (bu hayati öneme sahip)
    günlük en az 2 litre su içilmeli
    mavi ışık filtresi hem telefonda hem bilgisayarda kullanılmalı
    aç kalınmamalı
    uyku düzeni bozulmamalı
    gündüz uyunmamalı
    bulunulan ortam çok iyi havalandırılmalı
    yüksek sesten ve gürültüden kaçınılmalı.
    alkolden uzak durulmalı. bir kutu bira bile biz baş ağrısı mağdurlarına lüks. içmeyin (ciddiyim).

    -ağrı başladıysa karanlık, iyi havalandırılan, sessiz bir yerde en az yarım saat dinlenmek gerekli. ağrıyı önemsemez çalışmaya devam ederseniz morfin bile verseler kusana kadar ağrı artmaya devam eder.

    -ağrı kesiciler böbreklerinizi ve karaciğerinizi hızla yıpratır. doktorun önerdiği ağrı kesiciyi mecbur kalmadan kullanmayın.

    - bu söylediklerimi uygularsanız ağrı sıklığı ayda bire kadar düşer. uygulamazsanız iki günde bir kafanızı matkapla delmek istersiniz. yaşla azalmaz hatta artar. aşırı stresten, aşırı efordan ve hareketsizlikten sakınacaksınız. uslu durur listeye sadık kalırsanız emin olun baş ağrısı çektiğiniz günler çok azalacak. damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. içinizi karartmayın, ölünmüyor. bir biçimde ne yapmak gerektiği öğreniliyor.

    - geçmiş olsun.

  • sabah ise gelirken ayni renk ama farkli bir çift ayakkabiyla gelinir*, her ikisi de kahverengi oldugu halde birisinin arkasi açik birisinin kapali ayakkabilarla is yerinde gün geçirilir. derse girerken minimum ögrenci farketsin diye masa arkasinda durulur vs.

    aksamüstü is çikisi bir arkadasin arabasiyla sehre inilir. atm'den para çekilmesi gerektiginden arkadastan biraz beklemesi rica edilir, arabadan inilir. banka para vermez, bu arada arabada bekleyen arkadas arkadan gelen arabaya yer açmak amaçli bi kaç metre ileriye gitmistir. arkasinda park etmis olan arabanin ayni renk olmasi büyük talihsizliktir. para çekemeyen hatun söylenerek arkadaki arabaya biner. soför mahalllinde oturan adama hiç bakmadan dirdirlanmaya devam eder. kapiyi da kiracak gibi çarpar. arabada oturmakta olan adam da esini beklediginden dönüp bakmaz arabaya binene, onun yerine o da yüksek sesle karisi zannettigi kadina söylenmektedir çünkü. önceki arabada bekleyen arkadas dikiz aynasindan hadiseyi izlemekte, bir yanda da gülme krizine hakim olmaya çalisirken kornaya asilmaktadir. konusurken seslerin yabanci gelmesi üzerine arabadakiler birbirlerine ayni anda dönerler, bir an boyunca bos bos bakarlar, ayni anda çiglik atarlar. bizim hatun kaçar gibi arabadan iner, öndekine biner, öndeki araba, sürücüsünün gülme krizinden dolayi bir süre ilerleyemez.