hesabın var mı? giriş yap

  • şoke eden bir şey. tam da hülya teyze ile ahmet hakan’ın rakı masalı fotoğrafı hakkında yorum yazarken güncellendi arayüz, insan bir önceden haber eder!

    bu arada bok gibi olmuş.

    yıllar sonra gelen edit: 2024 yerel seçimindeki chp başarısı sebebiyle 02.04.2024 itibarıyle kullanmış olduğum özellik.

    ilk profil fotoğrafım yerel seçim sonuçları oldu, şu haritanın güzelliğine bakar mısınız?:
    https://ibb.co/frm9x92

  • yer: acemi birliği. alay komutanının teftişinden bir gün önce:

    bölük komutanı: bakın, alay komutanı size ne sorarsa sorsun, evvela yüsek sesle künyenizi söyleyeceksiniz ve "emret komutanım" diyeceksiniz, tamam mı? tekrar ediyorum, ne derse desin, önce künyeniz, sonra "emret komutanım"!

    d day:

    alay komutanı acemi erler arasında dolaşmaktadır. bir erin yanında durur ve olaylar gelişir:

    albay: asker, benim adımı biliyor musun?
    acemi: ...*
    albay: bir soru sordum evladım?
    acemi: ...*
    albay: dilini mi yuttun oğlum!
    acemi: tank er kıdemli albay kayseri emret komutanıım!!! ` :yeri gogu inletmek`
    albay: yüzbaşım, ne diyor bu!!!

  • en fenasını guitar hero oyununda yediğim ayar. oyunda pek tecrübem yok, bir elin parmaklarını geçmez oynamam. neyse arkadaşlarla gidiyoruz arada bu oyuna, yalnız gittiğimiz mekanda müthiş güzel bir kız çalışıyor. sadece bu kızı görmek için oynamaya gelen var aramızda o derece. ben bi önceki gün easy'den medium'a geçtim diye kendi gitarımın zorluk derecesini medium'a çıkardım nasıl olsa çalıyorum diye, neyime güveniyorsam artık. başladık oynamaya arkadaşlar takır takır çalarken ben batırıyorum sürekli. 4-5 notadan bir tanesine basabiliyorum sadece. en sonunda her başarısız oyuncunun verdiği tepkiyi verdim: '' bu bozuk ya, çalışmıyor !'' değiştirelim bu gitarı dedim. arkadaş seslendi stüdyodan, derken o müthiş güzel kız geldi: "buyrun sorun nedir?" dedik 'bu gitar çalışmıyor değiştirmek istiyoruz.' 'ben bi bakayım' dedi. aldı eline gitarı, zorluğu en yüksek seviyeye getirdi. tam olarak hatırlamıyorum ama benim çalamadığımdan oldukça zor bi parçayı açtı başladı çalmaya. ama nasıl çalmak. tek bir nota kaçırmıyor. arkadaşlar bi bana bakıyor bir de ekrana. ben boncuk boncuk terliyorum. kız da durmuyor hala çalıyor; o çaldıkça ben terliyorum ben terledikçe o döktürüyor. kız şarkıyı bitirene kadar hatasız çaldı. gitarı uzattı bana kayıtsız bir ifadeyle: "ben bunda bir sorun göremedim?" benim artık kafamdan duman çıkıyor, yüzüm kızarmış domates gibi. sessizce aldım gitarı. o günden sonra bi daha gidemedim oraya. masa tenisi oynuyorum artık, daha eğlenceli zaten.

  • ch. s. peirce,saussure,husserl gibi göstergebilim öncüleri aristoteles’in şeylerin isimlerinin o şeyleri aynen yansıttığını öne sürdüğü dil kuramını yadsırken telaffuzun şeyi(gösterileni) gösteren ve şeyle alakasız,keyfî bir ses birimi olduğunu iddia ettiler.göstergebilim bir bakım imgelem ve şeylerin arasındaki ilintiyi koparırken platon’un idealar evrenindeki gibi bir tür “gönderge” den bahsederek dili aşağıdaki şekilde sistematize etti:
    1.dil bir göstergeler sistemidir ve bu sistemde önemli olan anlamla işitim imgesinin birleşimidir.
    2.dil, kavramları belirten bir göstergeler sistemidir.
    3.dil, bütün bölümleri zamandaş dayanışmaları bakımından ele alınabilen ve alınması gereken bir sistemdir.
    4.dil, bütün öğeleri dayanışık birinin değeri yalnızca öbürlerinin de zamandaş varlığından doğan sistemdir.
    5.dil, kendi düzeni dışında düzen tanımayan bir sistemdir.
    6.bir öğeyi yalnız belli bir sesle belli bir kavramın birleşimi olarak ele almak büyük bir yanılsamadır.öğeleri bütünden ayırarak değil bütünden yola çıkıp çözümleme yapılarak sistem incelenmelidir.
    7.dil,bir değerler sisteminden başka bir şey değildir.
    özellikle 6.önerme yapısalcılığın temelini oluşturur.bu önermelerden çıkan temel meseleler dil göstergesinin özellikleri,dil-zaman ilişkisi,dil-değer ayrımı,dil-söz ayrımı dil-yazı ayrımı gibi meselelerdir.

  • gates- hangi dilde bu sözlük?
    ssg- türkçeden türkçeye
    gates- pek güzel. (adamlar kendi dillerini anlamıyor yahu, yanlış seçim mi yaptık?)

  • -üreticinin bile ilk maddeye koyduğu kol ağrısı için entry girmek.
    -neredeyse herkeste gözlemlenen kırgınlık, ağrı, ateş için entry girmek.
    -öncelik grubunda olmanın bir manası varmış gibi entry girmek.

    aynı şeyler yüzlerce kez yazıldığı halde aynı şeyi tekrar, tekrar, tekrar yazmak. bıkmamak, yine yazmak.

  • hiç unutmuyorum, bir keresinde "aşık olduğum adamın evine yakın bi otel tuttum, orda kaldım, o gece bissürü şarkı yazdım o otel odasında..." demişti.
    kendisi güzel, kafası güzel, yüreği güzel kadındır.
    damardır, ağırdır, zordur.

    rahat bırakın lan bu kadını! ne diyosa doğrudur, türkiye'nin en güzel kadınıdır.

  • çocukluğum bodrum'da geçti, haliyle denizden uzak olmak pek mümkün değildi. henüz 11 yaşındayken sıcak bir nisan günü okuldan eve dönüyordum. yol için her zamanki yolumdan farklı olarak sahil yolunu seçmiştim. çocukluğun ve baharın verdiği neşeyle hoplaya zıplaya evin yolunu tutmuşken ne olduğunu anlayamadan kendimi bi anda suyun içinde buldum. o noktada sadece ayağımın takıldığını hatırlıyorum. sonrası su yutma mücadelesi, yüzme bilmediğim ve panik içinde olduğum için batıp çıkmalar, sesimi yoldan geçenlere duyurma çabası...

    gözümün önünden film şeridi gibi geçecek kadar bir hayat bile yaşamamışken içinde bulunduğum duruma acayip bir şekilde de yabancıydım ve korku içinde çırpınırken yoldan geçen genç bir abinin üstünde başında ne var ne yok düşünmeden suya atladığını hayal meyal görüyorum. sonrasında hatırladığım ilk şey göğüs kafesime yapılan inanılmaz baskı ve tuzlu suyun ağzımdan çıkışı. beni kurtaran abi ve çevreye toplanan insanların yaşadığımı fark ettiklerinde yüzlerindeki sevinci hayatım boyunca unutamam.

    neyse... bu olaydan sonra denizden inanılmaz korktum haliyle. yıllarca, 21 yaşına kadar denize ayağımı dahi sokmadım. deniz kenarında güneşlenemedim bile. denizle olan maceram başladığı gibi bitti diye düşünürken hayatımda bir an geldi ve o an ne okuduğum bölüme devam etmek istedim, ne de hayatıma bu şekilde devam etmek... korkumla yüzleşmem gerektiğini tam 10 yıl sonra fark ettim ve yüzleşmeden de öteye geçmek için harekete geçtim.

    21 yaşında yüzme öğrenmeye ve öğrendikten sonra da ilerleyerek yüzme antrenörü olmaya karar verdim. bu kararı aldığım anki rahatlamayı ve mutluluğu kelimelerle ifade etmem çok zor ancak şöyle hayal etmeye çalışın. 10 yıl boyunca içinizde bir sıkıntının olduğunu ve o sıkıntının bir anda kaybolduğunu düşünün. şiddetli bir baş ağrısının bir anda kaybolması gibi bir şey... sonraki süreçte istediğim her şeyi zor da olsa başardım. 4 yıldır özel bir spor salonunda yüzme antrenörlüğü yapıyorum; çocukluğumda yaşadığım o travmayı bir daha hiçbir çocuğun yaşamaması için...

    mutluyum; kendimi bulduğum için...