ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cüzdanda fotoğraf taşımak
-
ilk cüzdana sahip olduğum ilkokul yıllarından beri yaptığım eylem. ınstagram,facebook nedir arkadaşlar, eski bir fotoğrafın dokusunu, yaşlılığına tanık olduğun insanın gençlik enerjisini, gözlerindeki parıltıyı, yaşama sevincini bundan daha iyi gösteren, tanıklık eden bir şey olabilir mi?
o kağıt parçasının yıllarca muhafaza edilmiş olması bile değerini kat kat arttırıyor. hatta sorumluluk bile yüklüyor.
dedemin, babamın, anneannemin gençlik ve annemin nispeten daha yeni fotoğrafını cüzdanımda taşıyorum. başına bir iş gelecek diye çıkarmaya bile korkuyorum.
dünyanın gelmiş geçmiş en güzel gözlü kadını
-
tabiki afgan kızı'nın gözleridir. gerisi fotoşoplu, makyajlı ekran barbisidir.
lord eddard stark (sözlük yazarı)
5 mart 2015 dolar kuru
-
bir gece ansızın 2.58 los angeles, 2.59 new york, 2.60 washington dc. inlerine gireceğiz inlerine !
hacettepe tıp'tan 3.97 ile mezun olan kız
-
halbuki o ortalamayla benim gibi 3 kisiyi mezun edebilirdi.
yazik etmis.
erkekleri itici yapan detaylar
-
kendi eşini başkalarının yanında aşağılaması. bir erkek olarak benim bu kadar zoruma gidiyorsa, kim bilir o kadın için ne tiksinç bir şeydir.
debe editi (adettendir; affınıza sığınarak):
1. mit tırlarını durduran savcıların mahkemede yaptıkları savunma (alem delikanlı görsün): tık
2. taraf'ın tutuklu gazeteciler mehmet baransu ve hidayet karaca'yla ilgili haberi: tık
3. bi takım adamların, vatandaşı enayi yerine koyarcasına birilerinin hırsızlığını örtmek için zırt pırt öne sürdüğü bir konunun içyüzü (sürpriz): tık
4. bu ise, verdiğim bakınızlardan dolayı "sana şuku verip de debe'ye çıkaran ellerime tüküreyim" diyen kalbi kırıkların gönlünü almak için: tık
5. bu da, o kadar kafanızı ütülediğim için kendimi affettirmek babında: tık
norveç'in avrupa birliği'nden ayrılması
-
hiçbir zaman üye olmayan ülkenin ayrılması.
akdeniz white sea olarak bilinir evet.
what did jack do
-
74 yaşına basan usta yönetmen david lynch'nin geçen günlerde netflix'de gösterime giren kısa filmi, bir iç hesaplaşmanın alegorisi mahiyetindedir.
bunu anlamak için lynch'nin bazı hayatındaki kırılma hatlarını anlamamız gerekmektedir. bunları şöyle kısaca değinelim. david lynch, babası tarım bakanlığın'na bağlı çalışan bir araştırma görevlisiydi. çocukluğu bu yüzden durmadan eyaletler arasında yolculukla geçti. virginia'da eğitim gördüğü kolejden mezun olduktan sonra sanat yapmayı kafasına koydu, bunun için washington dc'deki, corcoran school of art'a ders almaya başladı. birçok filminde etkileri bariz görünen alman expersyonist akımının izleri o zamana dayanmaktadır. yakın arkadaşı jack fisk'le almanya'ya gittiler fakat daha sonra 15 gün gibi kısa sürede lynch geri döndü. 1966 yılında, philadelphia'ya yerleşti ve orada pennsylvania academy of fine art'ta eğitim görmeye başladı. bu arada sevgilisinin hamile kalması sonucunda, evlenmeye karar verdi. ilk çocuğu dünyaya gelince lynch, büyük bir yoksulluk içerisinde yaşamaktaydı. bu arada sinemayla ilgilenmeye başladı. kendi çapında yapmış olduğu kısa filmler sonucunda american film institute'ye kabul edildi.
bu kabul, yönetmen için bir dönüm noktasıydı. lynch, bu bursu kabul etmesi sonucunda los angeles'a taşınması gerekliydi. karısından boşanmaya karar verdi, fakat otoriter biri olan babası karısını ve çocuğunu geride bırakıp gitmesine karşı çıktı. babasıyla yapmış oldukları büyük bir kavganın sonucunda kararını değiştirmedi ve karısıyla boşandı. bu tartışma sonucu ailesi ona tamamen sırt döndü. büyük bir yalnızlık içerisine girdi. los angeles'a taşındı ve eğitim aldığı süre itibariyle, okulun setlerinde yattı; lynch, o dönemi ''hayatımın en güzel anlarıydı'' diyerek anıyor. ilk uzun metraj filmi eraserhead bu stüdyoda çekildi. bütün set tasarımını kendi başına yaptı. işte bu onun film hayatını başlatan meşakkatli yolun bir özetiydi.
--- spoiler ---
şimdi bu bilgiler ışığında kısa filme geçelim. film bir tren istasyonunda geçmektedir. atmosfer, lynch'nin hayran olduğu alman expersyonist akımının filmlerinin izlerini taşımaktadır.(bkz: metropolis) tren istasyonu; geçmiş, gelecek ve şimdinin buluştuğu alan olarak okunabilir. maymun, lynch'nin bastırmış olduğu geçmişi ya da suçluluk duyduğu şeylerin, ilkel tarafının bir temsilidir. kendini sorgulayan lynch, bir polis edasıyla, maymunun bir şeyleri itiraf etmesi için zorlar. bastırılmış şeyler yavaş yavaş açığa çıkar. maymun, ilk karısından bahseder. bu lynch'nin ilk karısının bir temsilidir; maymun onu çok iyi anar fakat onun ölümüne fazla üzülmez. bu ölüm aslında bir aşkın doğumu için gereklidir. lynch'nin yine hayatına döndüğümüz zaman bu aşk, sinemadır. maymun, kendi türünden başka bir şeye aşık olmuştur, bir kuşa. tıpkı lynch'nin resme, karısına, çocuğuna hatta babasına sırtını dönüp büyük bir aşkla gittiği sinema gibidir. yavaş yavaş günah çıkaran maymun, en sonunda suçunu itiraf eder ve kendi bilincinden kaçarak yani lynch'den kaçarak bir hayalin peşinden gitmeye devam eder.
karikatür dergisi alınan karanlık günler
-
yemin ediyorum gözlerim doldu. hayatımın en güzel günleri perşembe günlerini iple çekip penguen, uykusuz alıp aynı gün sabaha kadar okumaktı. yıllarca her sayısını biriktirdim. bazı yazılarda güldüm, bazılarında ağladım. karikatürist olmak umuduyla üniversite tercihimi istanbul'a yaptım. nafile. karikatürist olamadım ama bana çok şey kattı dergiler.
turhan selçuk'tan umut sarıkaya'ya hepsine hürmet ederim.
kadınlar parasız erkeği sevmez
-
bbc human instinct belgeselinde penguen-taş örneğiyle açıklanan olgu. penguenlerde erkekler kuluçkaya yatıyor. bu erkekler önceden karaya çıkıp taş topluyor. kimin ne kadar taşı olursa yuva o kadar yüksek, dolayısıyla da yumurtadaki yavrunun soğuktan zarar görme ihtimali o kadar düşük oluyor. sonradan karaya çıkan dişi penguenlerde de çiftleşilecek erkeği seçerken yuvası büyük yani taşı çok olanı seçme eğilimi oluyor... taş = para.
bir de meşhur bir video vardı, milletin topladığı taşları çalan hırsız penguen :) tanıdık geldi, değil mi? :)
2025'ten sonra istikrar dönemine gireceğiz
-
istikrarsız mıyız biz şimdi?