hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • muharrem'e, oğan'a verecek gençler bunları izleyip daha kötüsünün olamayacağını anlaması lazım. tek alternatif kılıçdaroğlu şuan. mesele ideoloji meselesi değil. memleket meselesi.

  • tam da bugün.
    her yıl olduğu gibi bu sene de okulda törenle anılacak. 9'u 5 geçe sirenler çalacak, saygı duruşu yapılacak. yalnız bu yıl diğerlerinden bir farklı olacak sanki.
    dün bir öğrencimle yaşadığım diyalog:
    - hocam şimdi yarın okula mı geleceğiz, tören için?
    - evet, 8:20
    - ama cumartesi tatil?
    - :) yapma aziz.
    - bana ne hocam ya, kemalistler gitsin.
    - ...

    burası tekirdağ. o 17 yaşında. cumartesi okula gitmek istemeyen bir liseli tavrına tamam da...
    11 yıldır öğretmenlik yapıyorum.
    benim gördüğüm bu ülkede 29 ekim ve 10 kasımlar son bir kaç yıldır farklı sahneleniyor.
    atılan nefret tohumları büyümüş, öğrencilerim olmuş.
    ülkenin anası sikilmiş, millet hala istikrar diyor.

  • olay 60 li yıllarda bir trende geçmektedir.
    o dönemde bütün ulaşım trenle sağlandığından trenlerde her zaman milletvekilleri için boş bir koltuk bulundurulurmuş, ayakta bekleyenler olsa bile kimse koltuğa oturtulmaz, oturanlar kavga dövüş kaldırılırmış.
    şef tren* bir gün bilet kontrolü için gezerken yırtık pırtık kıyafetleriyle bir köylünün koltuğa oturduğunu görür.

    - kalk ordan orası millet vekilleri için
    - ben milletiyn keyndisiyim, ben burdayken vekilim oturamaz bu koltua!
    - !?!

    bu cevapla afallayan şef tren ısrar etmez ve koşarak olay yerinden uzaklaşır

  • başlık: türk kızlarının iyi yönlerini yazıyoruz

    entry: dünyanın en pahalı amını kullandıkları için ekonomiye katkıları büyük oluyo

  • on parmağında on marifet olan sanatçı.

    kendisi daha çok ölüm şekliyle dikkatimi çekti ve yaptığım araştırmalar sonrası hakkında birkaç şey yazmak istedim.

    kendisi aslında italyan fakat daha sonra fransız vatandaşlığına geçmiş. zaten sanat hayatının büyük bir kısmını da fransa'da xiv. louis'in sarayında müzisyen olarak geçirmiş. kendisinin sarayda müzisyen olarak bulunmasından da anlayacağınız üzere oldukça yetenekli bir isim, yoksa sarayda napsınlar onu.

    peki sarayda napıyor diyeceksiniz, hemen açıklayayım: kendisi besteci(daha çok bu kimliğiyle öne çıkmış ama boşuna on parmağında on marifet var demedik), kemancı ve balet. ve bütün bu yeteneğini kendi kendine öğrenmiş. yani öyle çok bir müzik eğitimi, konservatuar geçmişi yokmuş. zaten yeterince başarılı olduğu yetmiyormuş gibi bir de o dönem yeni çıkan italyan stili operanın müzik ve şarkılarının fransızcaya pek uymadığını düşünüp fransızcaya daha uygun şarkıları kapsayan yeni bir opera türü yaratmış. bu arada italya doğumlu olup sonradan fransız vatandaşı olmasına rağmen bu iki ülke kendisini kapışırmış. tabii bu yetenekleri açığa vurana kadar her şey bu kadar sanat dolu değilmiş yaşamında. zaten fransa'da sarayla olan ilk bağlantısı bir düşese hizmetkarlıkmış, sonra hizmet ettiği kişiye italyanca dersleri verirken kendini sanat alanında geliştirmesi sonucu 20 yaşında besteci, balet, kemancı gibi yönleri de açığa çıkmış. derken işte xiv. louis'in sarayında müzisyen olarak boy göstermeye başlamış. böyle böyle yükselirken orkestra şefliği, kendi orkestrası falan olmuş.

    tabii bu arada çapkınlığı, aşırı davranışları da ayrı bir konu ama sarayın gözde isimlerinden olduğu için kolay affedilirmiş ve yaşamına kaldığı yerden devam edermiş.

    işte bu noktada benim için baya ilginç sayılabilecek ölümüne geliyoruz.

    1686'lı yıllarda kral hastalanmış ve iyileşmesi şerefine lully'den bir konser talebinde bulunmuş. kahramanımız da bu konserde orkestra şefi olarak görev alıyormuş. bilirsiniz normalde orkestra şefleri orkestrayı yönetmek için baton(ellerinde tuttukları değnek gibi şeyin adı) kullanırlar. tabii o zamanlar bu kadar küçük bir şey değil de daha büyük ve ağır bir değnek kullanılmaktaymış. lully, bu değnekle orkestrayı yönetirken yanlışlıkla bunu ayağına düşürmüş ve enfeksiyon kapmış. doktorların ayak parmağını kesmesine de izin vermeyince kangren olmuş ve vefat etmiş.

    bu ilginç ölümün arkasındansa şöyle şahane şeyler bırakmış
    1
    2
    3

  • belediye otobüsünde bir amca ile aramda geçen diyalogda, yanıma doğru geldiğini görmem ile ayaklanıp;

    ben: gel amca otur ben zaten inicem şimdi.

    amca: burası mı rezerve edildi, ben daha önlerden bir yer ayırtmıştım ama heralde kapıldı... :)

    ben:hönk

    tabi çoğu kişi bu diyalogu duydu ama birkaç saniye tepki veremedi, meğersem amca patlatmış espiriyi. sonrasında otobüste gülüşmeler... tabi kimse 70'li yaşlarda amcadan böylesi zeka ürünü bir cevap ve sempatiklik beklemiyordu. o kadar alışmışız ki sen kalk ben oturucam tarzında olaya bakan yaşlı sinirli teyzelere...