ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
ulamn 300 lira burs vereceksiniz, istiyorsunuz ki tüm akrabalarım ölmüş olsun, tutunacak dalım kalmasın, sakat kalayım.insafsızlar...
evliliğe dair mide bulandırıcı detaylar
-
ayrılmamak için çocuk yapmak ve sonrasında çocuklar yüzünden ayrılamamak.
çocuk yaparak evlilik kurtulmaz arkadaşım,
nasıl sikko kafalar yaşıyorsunuz lan!!
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"evrene gönderdiğim mesajların hepsi kenan evren'e gidiyor sanırım, darbe üstüne darbe yiyorum ulan..."
yaran facebook durum güncellemeleri
-
fakiriz diye demiyorum ama geçen gün eve hırsız girdi, hayatımdan yarım saat çaldınız diye not bırakıp çıkmış.
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
"yalnız 15 dakkadan önce gelmesin, yeni duştan çıktık da - sinemis, ceren, gamze"
getiren adama da ayıp oldu ama. adam nefes nefese geldi çaldı kapıyı 4 tane erkek çıktı karşısına...
yaran diyaloglar
-
ehliyet kursuna gidiyorum. olabileceğin en kötüsüyüm. debriyaj olayını anlayamadım, arabayı bağırtarak kaldırıyor, park edemiyor, türlü hatalar yapıyorum. işin kötüsü yakın arkadaşımla gidiyoruz o benden de fena. biz kursa gidince direksiyon hocalarımızın suratı asılıyor, çaktırmamaya çalışıyorlar. yine böyle bir ders günü bir köprünün üzerindeyiz ve geri döneceğiz.
hoca: şimdi napacağız?
ben: geri döneceğiz.
hoca: geri döneceğimizi kim biliyor?
ben: (noluyo lan, ne demek istiyor acaba? öldürüp beni köprüden atmasın bu!!!) ben biliyorum hocam.
hoca (yükselmiş ses tonu ve sinirli bir ifadeyle): başka kim biliyor?
ben (demek benim sonum da böyleymiş): siz biliyorsunuz.
hoca: başka kim biliyor?
ben (eşhedü enlaa…): başka kimse bilmiyor hocam.
hoca artık sabrı tükenmiş ve sinir katsayısı tavan yapmış bir şekilde : sinyal veer herkes bilsin, sinyal ver herkes bilsin!!!
o gün bu gündür ıssız dağ başında şerit değiştirsem sinyal veririm.
6 ağustos 2021 özhaseki yerli ve milli açıklaması
-
(bkz: bak şurdan özhasektir git)
belediyeleri mal olarak gören birinin akla zarar açıklaması. "yangında ilk sorumluluk belediyelerindir" açıklamalarından sonra sol belediyeleri hedef gösteren, dışlayan bombok bir açıklama daha.
zampara seyfettin
-
genelde star ekranlarında yayınlanan 90ların bir komedi filmidir.. sapitop'tan kuşadası tatili kazanan seyfettin ve sedef'in otobüste tanışması ile başlayan olaylar orada da gelişir. korsan ve otobusun muavini süper karakterler olmasının yanı sıra film de süper geyiktir, her çıktığında kendisini izletir, kafa dağıtır.. müzikleri* vitamin tarafından yapılmış (zonta) şarkısıdır..
en fakir sözlük yazarı
-
bnim bu.
açlktn klavydki, hrflri ydim.
sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
-
cok guzel yapan insandir... 32 yildir bu dunyadayim... bir erkegim ve kadinlarla olan iliskinin her boyutunu yasadim... gunubirlik, kisa sureli sevgililik, uzun sureli sevgililik, yakin mesafe, uzak mesafe... ve sonunda da evlilik... insan kendi icin yasamali dostlarim... bir hayali, ideali, ugrasi, hedefi varsa o ugurda surdurmeli hayatini... hayatinin yalnizken bir anlami olmali... o anlam icinde sizinle birlikte yurumek, size destek olmak, o guzellikleri sizinle yasamak isteyen gelip sizi bulmali ve o sizin anlamli yalnizliginizi arzulamali... dahil olmaya karar vermeli ve sizi elde etmeli...
32 yillik hayatima bakiyorum... onlarca dudak, goz, el, ayak, ses, sac var... ama ardima donup bakiyorum, kendim icin bakiyorum... kocaman bir hic! hep birilerinde aramisim anlami, bir karsi cinste, bir guluste veya opuste... hayallerimi bile satmisim bunun icin... ideallerimi, duslerimi...
son 1 senedir tamamen kendimi bunlara adadim ve inanmazsiniz belki somut sonuclar almaya basladim...
ben buyum, bunlar benim vazgecilmezlerim,
sen eger buna ortak olacaksan, bu yolda benim yasayacagim zorluklara benimle sikayet etmeden gogus gerecek, guzellikelerini de birlikte yasayacaksan gel... o guzelligi gormek de sana kalmis... gorup gelmek istersen basim gozum ustune kafasina ulastim...
dogru olan da budur...
kendiniz icin yasayin... hayati baska bir canli ile anlamlandirmayin... anlamli bir yalnizliga sahip olursaniz zaten o anlami gorebilecek yetide biri sizi fark eder ve gelmek ister...
iste, o dogru insandir...
yoksa su dandik sozlukte yazdigim nickimde bile bir kadinin izi var... kadin yok ama, izi var... ben yokum...
anlamli yalnizliga sahip olmayan bir insan izlerden ibaret bir insana donusur... bunu unutmayin...
adderall
-
ders çalışma, konsantrasyon sağlama ve zinde kalma anlamında, alanında kullanılan en iyi drug'larından biri. amfetamin etken maddeli olan bu ilaca, ritalin ve concerta'nın yetmediği durumlarda geçiş yapılır. zaten amfetamin, yetişkinlere yönelik bir psikostimülanttır ve daha etkilidir. 20 mg'lık bir adderall, 54 mg'lık bir concerta'dan daha fazla iş görür. sadece konsantrasyon gerektiren çalışmalarda kullanıldığında yan etkisi yok gibi. abd, kanada, japonya gibi ülkelerde devlet kontrolünde satışı yapılırken bizde neden yok halâ anlamış değilim. edebiyle adabıyla kullanıldıktan sonra zaten ilaçtan bir yan etki beklemiyoruz.
özellikle amerika'da tıp, hukuk ve birkaç mühendislik bölümlerinde okuyan; sürekli olarak yoğun çalışma ve yüksek konsantrasyon gerektiren bölümlerde kullanılması neredeyse zorunlu hale gelmiş ilaçtır.*
tabi sürekli "dogru kullananlar" üzerinden gitmek de yanlış olur. verdiği aşırı öforiden dolayı kötüye kullanımı yaygındır. alkolle beraber abd kampüslerinde abuse edilir, ya konsantrasyon eksikliği çeken öğrenciler tarafından kullanılır ya da alkolle daha da kafa bulmak isteyen tez canlı "hastalar" tarafından. doktorlar bu ikisi arasındaki ayrımı en doğru şekilde yaparsa, smart druglar, gerçekten hak ettikleri konumda olurlar.
edit: ben kullanmadım ve ne yazık ki türkiye'de de yok.
edit 2: yeşillendirmeler üzerine açıklama yapma gereği duydum. malesef hala türkiye'de yok. amerika'dan ithal edilip gelebilmesi için sağlık bakanlığının bu ilacı onaylaması gerekiyor, bende inanın sizler gibiyim keşke olsa :(
hayata dair gülümseten detaylar
-
üniversitedeyim. ramazan ayı, bir yandan sınavlara girip çıkıyorum bir yandan oruç tutuyorum. zorlanıyorum ama kış zaten, günler kısa öyle geçip gidiyor. bir gün herkesin dersi var ben evde tek başıma oruç açıcam. eve giderken bir ekmek aldım, zaten o kadar param var.
evde ne var ne yok bilmiyorum çünkü sınavlar var yoğunuz. eve girdim buzdolabında bir tabak zeytin buldum. bir tepsi aldım ekmeği koydum yanına da bir tabak zeytin, ezanı bekliyorum. bir yandan da kendimi avutuyorum, en azından zeytin var diye.
oturduğumuz apartman öğrenci olduğumuz için bizden pek de hoşlanmayan insanlarla dolu bir yer. hatta ev sahibimiz bile arada gelir odaları kontrol ederdi çaktırmadan. neyse tam oturuyorum, kapı çaldı. bir teyze geldi, daha önce hiç görmedim girip çıkarken tanımıyorum o yüzden. elinde bir tepsi "öğrencisiniz evladım yemeğiniz denk gelmemiştir belki" dedi, çekti gitti. elimde tepsi kalakaldım. ne açlık kaldı ne oruç. oturdum, bir yandan yedim bir yandan ağladım.
iyi insanlar var, hala varlar. inandıkları, ırkları, hayatları ne olursa, nasıl olursa olsun, varlar. inşallah biz de seneler sonra bir gün tebessümle hatırlayacak insanlar bırakmışızdır arkamızda.