hesabın var mı? giriş yap

  • efebifobi, ergenlerden veya gençlerden duyulan bir korkudur. efebifobisi olan kişiler, gençleri kontrolden çıkmış veya tehlikeli olarak algılayabilir ve onların kaba, öngörülemez olduklarına ve kurallara uymadıklarına inanabilirler. bu korkunun, medyadaki gençlerin olumsuz tasvirinden kaynaklandığı düşünülmektedir. efebifobisi olan kişiler gençlerden korkarlar ve onların yanında olmak istemezler. bu korkuya sahip kişiler, evde genç bireyler varsa arkadaşlarının evine gitmekten veya gençlerin takılmaya meyilli olduğu mekanlardan kaçınabilir.

  • ahmet çakar: herkes paraya çalışıyor kardeşim. para vermeseler biz buraya çıkar mıyız? sen çıkar mısın apo?
    abdülkerim: semtten geçmem.

  • ekşicinin teki yazmış "bugüne kadar yapılmış en ileri seviye müziği yapıyor adam , resmen türkçe rap i ileriye taşıyor " diye.

    afedersiniz de bilgisayara şarkı söyleten adama en ileri falan denmiş. düz yazıyı okuyor kalanını yazılım yapıyor sizin de dibiniz düşüyor.

  • olm sizin gibi hıyarlar yüzünden şu ülkeden nefret ediyorum.

    çünkü çalışmak enayilik, çünkü güzelliğini kullanıp zengin kocaya kapağı atmamak salaklık, değil mi?

    sonra ağlaşırsınız ama "ya kızlar hep para peşinde üüü!"

    sizin gibi andavallar yüzünden.

  • 24 yaşında, dünyanın en muhafazakar tabirle ilk 5 voleybol kulübünden biri olan vakıfbank'ta senelerdir as oynayıp birçok kupa alan, milli takımında mevkisinde alternatifi bulunmayan, pozisyonunda dünyanın en iyi iki üç isminden biri olan ve fakat ekşici voleybol otoriteleri tarafından "hantal ve bir üst seviyeye çıkması zor" bulunan yıldız voleybolcumuz. ahahhaha

  • kemal sunal'ın çoğu filmi böyle zaten ama gerek komedi olması gerek popülist olması olayı tolere ediyor. gurbetçi şaban'ın senaristi halit akçatepe. onun da böyle politik hassasiyetlere, stereotiplerden kaçınmaya dikkat ettiğini hiç sanmam.
    filmdeki tek ırkçılık almanlara karşı değil bu arada. göçmenlerin kaldığı evde cezayirli ile yunan kadın kavgaya tutuşunca türkler sebep yokken yunanı dövenlere katılıyor.
    ironik olarak gurbetçi şaban türkleri bir yandan çile çeken, ezilen, sömürülen olarak gösterirken şaban temsilinde istilacı, dolandırıcı, asalak olarak da gösteriyor. öte yandan filmde şaban'ın yenidoğan kızının adının monika koyulması, almanlar gibi kız arkadaşıyla bira içmesi, kaçak işçi çalıştıran patronu alman makamına ihbarla tehdit etmesi, almanlardan sosyal yardım alması, türkçe konuşan hans'a almanların az çocuk sahibi olması nedeniyle ''sizinkilerde hayır yok'' diyerek takılması gibi olumlu ögelerle almanları kategorik olarak kötü gösterme cürmünü bir nebze savuşturduğunu söyleyebiliriz.

  • alip almamakta kararsiz kalmisken, barometre ozelligini duyar duymaz almaya karar verdigim telefon. yanimizda barometreyle dolasmaktan gina gelmisti artik. cunku biz gittigimiz her yerde basinc olcen ruh hastalariyiz.