hesabın var mı? giriş yap

  • sozlukte ne kadar boktan insanlarin oldugunu gosteren patlamadir. istanbul'da tanidigi ailesi olup sehir disinda yasayan bir suru adam var. panikle basliga bakiyosun nerde olmus ne olmus diye, yok efendim surdan duymus, buradan duymamis, bize ne... gelip espri kasiyor bir de yok izmir'den duyulmamis da bilmemne.

    butun ulke diken ustunde, daha bir ay olmadi ankara'da 100 kisi oldu, adam gelip burda futursuzca espri yapabiliyor ya, insanliginiza tukureyim.

    edit: patlamayla ilgili bilgiler bu entri'de yeterince mevcut (bkz: #56642929)

  • "şu demirtaş suçlu ama..." yorumlarında gına geldi. onu da savunduruyorsunuz adama. arkadaş, suçluysa cezasını çeksin, mahkemelerimiz yargılasın, suçunu kanıtlasın, tck'da ne yazıyorsa o suçla ilgili, o kadar süre yatsın, bunu istemeyen şerefsizdir zaten. keza kavala için de aynı süreç işlesin. evrensel hukukta da böyle. olması gereken bu. gerek yasin börü ve arkadaşlarının başına gelenler, gerek 15 temmuzda yaşananları hepimiz biliyoruz, bunlarla ilgili kim suçluysa gün yüzü görmesinler. bu olması gereken şey.

    ama ya suçlu değilse, soruşturma için içeride tutuluyorsa, yeterince suç bulunamıyorsa...

    bu neden bu kadar önemli biliyor musun sevgili meriç? yarın aynısı sana da, bana da, bir tanıdığına da yapılabilir. ergenekon sürecinde, balyoz sürecinde yapıldı. şu anda hukuksuzca tutuklu binlerce khk'lı var. (neden hukuksuzca diyorum, devletin zamanında izin verdiği şeyleri yaptıkları gerekçesiyle suçlu gösteriliyorlar, legal bir bankaya, kendi hesabına para yatırdı diye işinden atılmış, hapse girmiş insanlar var. ha bu arada bankanın kurucusu bugün spk başkanı vs.)

    iyi oku meriç. yarın şuursuzun biri gelip, seninle ilgili bir iddia ortaya atar, 4-5 yıl hapiste kalırsın daha hüküm almadan. bunu ister miydin? kendine istemeyeceğini başkasına da isteme. özgürlük çok kıymetli, bir saatini bile sana geri verecek kimse yokken, insanların yıllarını yiyorlar zindanlarda.

    tanım: olması gerekeni savunmuş komedyen.

    gelen mesajlar üzerine edit: yazdığım şeyin arkasındayım. anlatmaya çalıştığım bu soruşturmaların hala sürmesinin adalete güveni sarstığının anlaşılması. bu devletin savcısı/hakimi/polisi 4-5 yıl boyunca işlenen suça yönelik delil bulamıyorsa/dava açamıyorsa/davayı sonuçlandıramıyorsa adaletten nasıl bahsedebiliriz? adalet demek af demek değildir, suçluysa cezasını vermek, suçsuzsa haksızlığa uğramasını engellemektir. demirtaş o sözleri söylemiştir, halkı sokağa çağırmıştır ve bunun sonucunda insanlar ölmüştür. tamam, o zaman cezasını verelim, "dur biraz bekle (4-5 yıl) iddianame yazıp, seni yargılayacağız" denebilir mi? başımıza gelse "nerede bu devletin adaleti" demez miyiz?

  • "babam zeki müren dinleyip ne varsa eskilerde var der,ben 90lar için aynı şeyi diyorum,benim çocuklar da serdar ortaç & demet akalın dinleyip aynı şeyi diyecekse bu gelenek hemen burda bitmeli."

  • olmayan anlamsızlıktır. işin temeli maliyettir. manuel şanzıman, hem üretim açısından, hem rutin bakım açısından hem de arıza riski ve arıza sonucu ucuza tamir imkanı açısından çok daha avantajlıdır.

    burada dsg şanzımana gelen onlarca arızayı defalarca okuduk. diğer alternatif olan tork konvertörü ise ya bmw ve mercedes’te olduğu gibi ucuza üretilemiyor, ya da çoğu japon otomobilinde olduğu gibi verimsiz çalışarak aşırı yakıt sarfiyatı/emisyona neden oluyor.

    tam otomatiklerinse performansı zaten içler acısıdır. tabii adım gibi biliyorum, kendi şanzımanlarının hayranı olan ruh hastaları salak salak mesajlar atacak ama gerçek budur, kabul edip etmemek size kalmış.

    manuel araçların otomatik araçlara karşı tıpkı tuşlu telefonlarda olduğu gibi piyasadan silinmemesinin nedeni ise basittir. işlemci hızı, işletim sisteminin başarısı vs. derken tuşlu telefonlar performans açısından çok geride kalmıştır. ayrıca pahalı telefonların herkes tarafından ulaşılabilir bir durumda olmasına rağmen, verimli otomatik şanzımana sahip araçların genellikle premium sınıfta olması erişimini de zorlaştırmıştır.

    bu nedenle, manuel araç üretimi bir süre daha devam edecektir. bunun ortadan kalkması için ya zf’in ürettiği performansa sahip otomatik şanzımanların maliyetinde çok ciddi bir düşüş yaşanması gerekir, ya da içten yanmalı motora sahip otomobillerin pazar payını elektrikli araçlara kaybetmesi gerekir.

    aksi durumda, manuel şanzımanlar düşük üretim maliyetine daha az kayıp, daha ucuz bakım ve daha seyrek arıza ve daha ucuz arıza çözümleri nedeniyle üretimde kalmaya devam edecektir. özellikle a, b ve c segmenti otomobillerde kullanılan otomatik şanzımanlar alt markalarda verimsiz, premium markalarda pahalı ve arıza çıkarmaya meyilli olduklarından dolayı manuel şanzımanlar piyasadan tamamen silinemez.

    manuel şanzımandan daha ucuza otomatik şanzıman üreten, daha performanslı ve daha sorunsuz çalışmasını sağlayan bir şanzıman teknolojisi ortaya çıkmadıkça manuel şanzımanlar piyasadan asla silinemez. bu durum sizin şanzıman sevdanızın bir fonksiyonu değildir asla da olmayacaktır.

    not: lütfen bana mesaj atıp şanzımanınızı övmeyin.