hesabın var mı? giriş yap

  • istanbuldaki galatasaray milan sampiyonlar ligi macindan onceki gece. sene 2001 olsa gerek. saat ikide ter icinde ama cin bir fikirle uyanmistim birdenbire. milan'in kaldigi oteli ogrenmistim bir sekilde, ve bir cirkinlik yapip kilit bazi futbolculari rahatsiz etme fikriyle sarsilmisti bunyem.

    plan cok basitti, resepsiyonu arayacak, koyu bir ingiliz aksani patlatarak, oliver bierhoff'un ingiltere'den yakin dostu oldugunu ve kendisini cok onemli bir haber verecek oldugumu soyleyecek ve resepsiyonda muhtemelen uyuklamak uzere olan kisinin tedbirsizliginden yararlanip bierhoff amcamla basbasa kalacaktim. hakikaten de oyle oldu :

    speedy - cok kritik bir mevzu var, oliver'ın cep telefonu da kapali, lutfen beni odasina aktarir misiniz?
    resepsiyon - hmm..aaa.. peki efendim hemen aktariyorum
    speedy - keh keh keh
    --
    oliver bierhoff - hmsmshh, alo?
    speedy - bay bierhoff?
    oliver bierhoff - evet?
    speedy - efendim merhabalar, ben lust ozel dedektiflik firmasindan dedektif roger smith, sizi bu saatte onemli bir gelisme yuzunden rahatsiz etmis bulunmaktayim.
    oliver bierhoff - hmsmshh..
    speedy - efendim bugun yaptigim arastirmalar sonucu kesfetmis bulunmaktayim ki, sevgili esinizin, takim arkadasiniz zvonimir boban ile bir iliskisi var
    oliver bierhoff - himsh..hot. kimsin lan sen? gudik?
    speedy - bu gelismeden haberdar olmaniz gerektigini dusunmustum
    oliver bierhoff - lan gudik, kimsin sen?
    speedy - roger smith efendim, ozel dedektif
    (cat)

    sonuc

    oliver bierhoff belki inanmadi soylediklerime, ancak macta tel tel dokuldu, ve 60'nci dakikada oyundan cikarildi. galatasaray ise maci 2-0 kazandi..
    bierhoff'tan sonraki ilk munasabetim luis figo ile olmustu, lakin o bu kadar sansasyonel degildi.

  • ağustos ayında kız istemeye gittik. isteme misteme faslı derken sıra kahvelere geldi. ben tabi heyecanla bekliyorum. acaba sade tuzlu mu yoksa içinde başka mineralleri de barındırıyor mu diye?

    neyse kahveyi aldım tabi herkesin gözü üstümde. kahveden bir yudum aldım. yüzümün ekşimesini bekliyor insanlar tabi. ama öyle olmadı normal bildiğin az şekerli kahve. "allah allah acaba anın heyecanı ile tuzun tadını mı alamıyorum" diye düşündüm. bir yudum daha aldım. yooook! bildiğin kahve işte. içtim bitirdim. bu sefer aklıma düştü; "acaba bizim hatun fincanları mı karıştırdı?"

    teker teker evdeki herkesi süzüyorum. acaba kime gitti tuzlu kahve diye. herkes halinden memnun.

    daha sonra nişanlıma sordum. (evet kızı almıştım olleeey)
    -neden tuzlu yapmadın kahveyi?
    +ben kezban mıyım lan!

    işte ben bu hikayeyi neden anlattım? çünkü kızı aldım oğlum. nişanlıyım ben evde falan kalmadım akıllı olun! *

  • selam,

    türkiye'nin dört bir yanında yaşanan orman yangınlarında yanan ağaçların ve canlıların acısını derinden hissediyoruz.

    daha önce ekşi sözlük ve ekşi şeyler hatıra ormanı projelerinde birlikte çalıştığımız tema vakfı'nın, yangınlarda zarar gören bölgelerin tekrar ağaçlandırılması için başlattığı kampanyaya biz de ekşi sözlük olarak 6000 fidan ile destek veriyoruz.
    "yaşamı ve umudu yeniden yeşertmek" için hep birlikte bu kampanyaya destek olalım!

    siz de bu link üzerinden tema’ya destek olabilirsiniz.

  • izmit'ten sakarya'ya giden minibüse ilk kez binen öğretmenimiz bu şoförlerin sürekli birbirini solladıklarından ve karasu'nun virajlı yollarında hız kesmeden akrobasi yaptıklarından habersizdir.

    tam gaz yoluna devam eden şoför: tırsan var mı?
    her şeyden habersiz öğretmenimiz: bennn!!

    p.s:tırsan karasu yolundaki kamyon fabrikasıdır

  • istanbul'da bir fabrikada çalışmaktayım burada yaklaşık 10 beyaz yakalı olarak çalışıyoruz. ben işe gireli 8 ay oldu ve ben yeni mezun bir mühendisim. 19 mayıs günü resmi tatil olduğu için bu hakkımı kullandım ve işe gelmedim. işverenimin bu konuyla ilgili bir şikayeti olmadı bana karşı fakat başka beyaz yakalı bir arkadaş kendi işini yetiştiremediği için 19 mayıs günüde işe gelmiş. şimdi bu arkadaş güya benden rütbeliymiş 5 yıldır çalıştığı için ve o geliyorken ben niye gelmemişim diye beni şikayet etmiş.

    işte tam olarak sorun bu. işverenine ben niye geliyorum diye şikayet edemeyip başkasını o niye gelmiyor diye şikayet ediyor. bütün beyaz yakalılar birbirinden içten içe nefret ediyor fakat kimse yüzlerine karşı söyleyemiyor bunu. iki yüzlüler.

  • "yaşamın anlamı üç farklı yoldan keşfedilebilir:
    1. bir eser yaratarak ya da bir iş yaparak
    2. bir şey yaşayarak(iyilik doğruluk güzellik gibi, doğayı ve kültürü yaşamak gibi) ya da bir insanla etkileşerek
    3. kaçınılmaz acıya yönelik bir tavır geliştirerek"

    (insanın anlam arayışı)