hesabın var mı? giriş yap

  • o anın ayrıntılarını pek hatırlamıyor olsam da babam şöyle bir anımızı anlatırdı hep;
    ''sen 5 yaşlarındasın, elinden tuttum bakkala gittik. yoğurt, ekmek falan aldık. bizim de durumlar iyiyken sana sürekli aldğım bir çikolata vardı, kinder sürpriz mi ne işte... senin gözün ona takılmış ama almıyorsun. ben de cebimdeki parayı hiç düşünmeden sen üzülme diye onu da almak için bakkala uzattım, sen elimden tutup yerine koydun ve şöyle dedin ''istemiyorum o çikolatayı, ben artık onu sevmiyorum '' öyle bir söyledin ki almadan çıkmak zorunda kaldım, çok sevdiğini biliyordum ama çikolatayı, o gece uzun zaman sonra ilk defa ağlamıştım...''
    herhalde benim fark ettiğim ilk an bu olsa gerek. bu anımı da neredeyse hiç kimseye anlatmamışımdır sevgili sözlük.

    3 yıl sonra edit: bu hatıranın da yer aldığı bir öykü kitabım çıktı aylar önce, -affınıza sığınarak- okumak isteyenlerle paylaşıyorum (bkz: sürünün dışında)

    4 yıl sonra edit2: güzel mesajlar atıp babama selam söyleyenler oluyor arada, sağ olsunlar ama o selam yerine gitmiyor. çünkü ben 17 yaşındayken bizi terk etti. herkese sevgiler.

  • zihniyetini gondiklediğim mekan sahibi kodamanları ve/veya çakal esnafları kudurtan on numara şeydir kamp sandalyesi.

    kendi halinde, arkadaşları ile ya da tek başına sandalyesini atıp oturan insanlar nerenizi rahatsız ettiyse o sandalye de oranıza girsin.

    terörmüş, hadi lan bakın işinize.

  • "a'nın tadı eskisi gibi değil" muhabbetlerinin büyük çoğunluğunda tadın eskisi gibi olmamasının sebebini açıklamak için bu terim kullanılıyor. içki markalarını fişleyen gıda dedektifinin yaptığı paylaşımların merkezindeki olay da bu. gelişmiş hiçbir ülkede aynı marka da olsa aynı içerikte ürün olmamasının, burada market raflarında bulduğunuz ürünlerin %90'ını avrupa'da satamayacak olmanızın sebebi de bu. yani aslında ne olduğunu biliyorsunuz. ne olduğunu tecrübe ettiniz. sadece birinin bunu isimlendirdiğini duymamıştınız. tıpkı "bunun da paketi küçüldü/eskiden daha büyüktü" dediğiniz şeylerde gördüğümüz shrinkflation gibi.

    aynı ürünü 3 sene önceki hali ile aynı boyutunda ve aynı kalitede almak için 5 katı para ödemeyeceğimiz için fiyatlar 3 kat artarken aradaki değişim shrinkflation ve skimpflation denilen bu kavramları yaşatarak oluyor. berbat durumdaki ekonomilerin kaçınılmazıdır. her ürünün daha kalitesizi satılır. cep telefonu bile gelirken aynı işlemci ile gelmiyor. araba bile gelirken aynı kalitede gelmiyor. sonra da ekşi sözlük'te marka marka "... rezaleti" başlığı açıyoruz.

  • sömestır tatilinde, akşam evde otururken birden telefonum çalar, ilkokul arkadaşlarım buluşmuş ve beni çağırıyorlar

    ben: ben gidiyorum, ilkokul arkadaşlarım aradı, buluşmuşlar

    babam: oğlum boşver, napacaksın küçücük çocuklarla?!

  • milli olduğunuz kızın özelliklerini yazın
    1.ben başlıyorum;

    adı : beyza
    yaş: 17
    boy : 1.73
    kilo: 51

    edit: oha allahsız huur çocukları benim kızı gibmeyen kalmamış. yeter
    (kuzeey tekinoglu ?, 02.12.2012 16:44 ~ 08.12.2012 21:37

    2.adı : beyza
    yaş: 17
    boy : 1.73
    kilo: 51
    (peki neden ?, 02.12.2012 16:45)

    3.adı : beyza
    yaş: 17
    boy : 1.73
    kilo: 51
    (giyaseddin mussolini ?, 02.12.2012 16:45

    25 sayfa böyle gidiyor. ne adamlar yahu :)))

  • (bkz: grup hepsi)

    şaka maka değil he birbirine düşen kaç kız tanıyorum "ben erenim ben gülçinim" diye... ki hoş 5. sınıf yıl sonu gösterimde grubun 4 elemanından biri de ben olmuştum "yaalaan yalaaaan" diye allah benim belamı vermesin.