hesabın var mı? giriş yap

  • kafayı bir yere çarpınca ya da kafaya bir şey düşünce kafanın etrafında kuşlar dönmeye başlar ve kuş sesleri yankılanmaya başlar, yüzde mutlu bir ifade oluşur..

  • metrobüs-zincirlikuyu

    -ablacım sıraya geçsen ayıp etmesen.
    +ne sırası yaa?
    -medeniyet sırası...

    nitekim kadın utandı ve kalabalığa karıştı bu laftan sonra cuk diye ses getirdim.

  • bi gün kendi kendine kalsa dili şişecek kişidir.muhabbet insanıdır, konuşmayı çok sever. hele ki "kendimleyim,iyi böyle" kişisiyle yaşıyorsa ekmek almaya yolla bakkalla muhabbete oturur,bi saat gelmez. evdeki,"anlatacak kayda değer bi şi yok ki" kişisi yüzünden kapıya tabak getiren komşuya sarar. onun için herşey anlatmaya değerdir. ona da anlatılsın ister. iyi bi dinleyicidir ama iyi bi polemikçidir de aynı zamanda. hatta konuyu derinleştirmek adına karşısındakini provoke etmek ve tansiyonu yükseltmekten kaçınmaz. konuyu içinden çıkılmaz hale sokup saatler boyu tartışılmasına zemin hazırlar. beraber yaşadığı "ana hatlarını ve ipuçlarını veriim boşlukları sen tamamla,beni yorma" kişisinin kişisel olarak onunla problemi olduğunu varsayar. bu yüzden "detay isteme benden, buz gibi soğurum senden" kişisinin her söylediğinden yanlış anlam çıkarıp kişisel alınganlıklar icad etmede üstad seviyesine çıkmıştır.
    ara ara yanındaki yöresindeki insanlarla ilgili -hele ki bunların içinde küçük bi çocuk varsa- kusturana kadar fotoğraf/vidyo paylaşma çılgınlığına girer. beğeni ve yorum aldıkça coşar. birisi onu durdurana kadar -ki bu yine ve hep-evdeki "benim çocuumun minnoşlukları başkasına şirin gelmiyo olabilir, biz bize dayatıldığında bezmiyor muyuz? " kişisi olur- kendi tarihini paylaşım ortamlarında sergiler. hatta hızını alamaz, kendisiyle veya ailesiyle alakasız insanların fotolarına geçiş yapar. "izin aldın mı ki? senin sosyal ortamlarına dahil edilmeye rızaları var mıydı bakalım?" diye sorduğunda ve hele ki "aynısını senin bacına, karına yapsalar..." simülasyonuna sokulduğunda kafasını duvarlara vuracak kadar pişman olur ama iş işten geçmiştir çoğunlukla. kalbinde kötülük yoktur, allah islâh etsindir.

  • yanılmıyorsam bir ara sabri sarıoğlu * ile adı anılmıştır. bir maç sonrası sabri'ye mikrofonu uzatan muhabir, mikrofonu uzatmadan önce " sinem kobal ile birlikteliğiniz varmış ne diyorsunuz?" tarzında bir soru sormuş ve de karşılığında sabri'den şu cevabı almıştır;

    - ben o bacıyı tanımıyorum.

    tanıma zaten allah'ın sabri'si...

  • adamın biri bara girer ve barmene seslenip konuşmaya başlar..

    adam- sana bir teklifim var
    barmen- duyalım bakalım..
    a- senle 500$a bahse girerim barın arkasındaki ikinci raftaki boş bardağa buradan bir damla taşırmadan işeyebilirim..
    b-zuhaha tamam kabul..

    adam bardak dışındaki her yere işer.. özellikle barmenin üzerine ve sırıtarak işini bitirir ve barmene bakar..

    b- pekala üstüm başım rezil oldu ama şu 500$ papeli görelim..
    a- al! sırıtmaya devam ederek parayı bara koyar
    b- sen neye gülüyorsun lan denyo 500$ kaybettin!
    a- hayır! ben şu köşede bilardo oyanayan adamlarla 1000$ına bahse girdim, senin ve barının her tarafına işeyebileceğime ve senin bundan memnun bile olabileceğine!!!

    dipnot: bu fıkra desperado filminde de anlatılmaktadır ve çok çeşitli varyasyonları vardır!
    dipnotun dipnotu: bu fıkrayı tarantino hazretleri desperado filminde bizzat anlatmaktadır

  • bugün kendisi hakkındaki kaptanlık ve on numaralı forma içerikli haberini duyduğumdan beri bir içimde bir sevinç, ve gurur. umutlanıyorum ancak içimden gelen 'tarihe tanıklık ediyoruz' sesini* bastırmaya çalışarak.
    ancak biliyorum yine de, doğru bu: 'tarihe tanıklık ediyoruz'

    sana çok yakışacak bu forma arda, biliyorum 'semboller camialarıyla güzeldir' dedin bugün, tüm olgunluğuna konuştun. sorumluluğunun bilincindesin, kendini biliyorsun, nerede olduğunu biliyorsun. nerede olmak istediğine dair de güzel hedeflerin var.
    biz seni çok konuşalım, gına gelsin artık başarılarını dile getirmekten, ama sen yolunda ilerle.
    'helal olsun be!'

    kaptanımız, 10 numaramız, sahadaki biz: tanım.

  • oldukça basit bir sistem. devlet büyük ilaç otomatları oluşturacak, reçete barkodunu okutunca ilaçlar alttaki hazneye düşecek, bir de kullanım fişi çıkacak, oldu bitti işte. nöbet işi de olmaz 24 saat hizmet verir.

    böylelikle ilacın son kullanıcıya maliyeti de minimize edilmiş olur.

    troll diyip geçmeyin, ciddi ciddi düşündüm, bunun olmaması için eczacılar odasının göstereceği direncin dışında ne engel var? ne gibi bir eksiklik veya sorun olabilir inanın bulamadım. en fazla yaşlılara biraz zor gelir.

  • duygulandıran olaydır.

    derler ki internetten her ders kaydığında bir yiğit repeat öğrencisi ölür
    sonra toprak olur
    ve bir çiçeğin köküne can verir
    ve bir arı o çiçekten besin alır
    işte o arı...
    o arıydı evet...
    eminim onun o arı olduğuna, o arı bugün dolmuşu dar etti bana
    çıkmadı gitti camdan dışarı
    vızladı durdu kafamda sabah sabah
    stres yaptırdı
    calculus'tan kaldığım an ki gibi aynı...