hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: greyder kiralayıp gecekondu mahallesine gittim

    1- ufak çapta bi heyecan yaratıp geri döndüm
    2- lan ibne senin yuzunden az daha cocugumu kesiyodum

  • uçakta olmuş başka yerde olmuş hiç farketmez. türkiye gerçeğidir.

    vakti zamanında ( bu yaz başı ) adanaya gidecek uçağa binmek sebebiyle kadıköyden iett otobüsüne bindim ki sabiha gokcene gideyim. sabahın 7 si falan. 2 tanede müptezelligin dibine vurmuş kafaları beton olmuş gençte bindi. tabi mevzu para vermem beleş binerime döndü. şöföre ana avrat sövmeler keserim lan gırtlağını tarzında muhabbetler. tabi şöför amcam dayanamadı koca otobusu içindekilerle durdurdu polisi çağırdı. otobustekıler galeyan - hadı gıdelım ucaga yetısecegız , bız sızın kavganızı seyretmek zorundamıyız falan. polis geldi gençler sakin olun adam olun minvalinde kelimeler söyledi basti gitti. ne zaman ki elemanlar pendik civarinda inmek için hareketlendi o zaman film koptu. arka kapıdan gelen iki eleman on kapıdan yolcu alan soforu cektı dısarı cıkarttı. rahat 60-70 olan otobusten ben ve bir genc cocuk dısında bır allahın kulu ınmedı. ben kı boyle durumlarda belayı direk ustume cektıgımden alıskınım. cocuklardan bırının salladıgı kemerın tokası kaşıma geldı ıkıncı salladıgı kemerı savusturdum benı pas gectı otobusun camını tuzla buz etti. hala otobusten ınen bir kisi yok. hea sonuc ne oldu. sofor amca bıraz hırpalandı ama 2 muptezelin anasının amınıda pendık koprusu asfaltına gomduk 3 kişi.

    bu uçaktaki yaşananın da pek farkı yok.

    gercı olan bızım kaşa oldu. o şekilde toplantıdan toplantıya girdim : )

  • hasta muayene edilir, durum biraz ağır olduğu için hasta müşahede denen gözlem odasına alınacaktır.

    +ne yapıyoruz doktor bey?
    -gözleme alacaz şimdi sonrasına bakarız.

    hastanın kanları alınır, tedavisi başlanır, sonuçlar bekleniyordur ama bu arada hasta yakınları boş durmamış.

    +hocam birşey sorabilir miyim?
    -sor bakalım.
    +hocam bir tane peynirli bir tane de patetesli aldık yedi ama bir gelişme yok, bir tane de kıymalı mı alsak acaba?
    -nasıl nasıl?
    +gözleme alın demediniz mi?
    -puhahahahahahahaha....

  • cukunu at isirip koparan bir dayi vardi. canli yayinda bayan spiker baglanmi$ti buna:

    - sonra ben arkami dondum, at birden egilip kapti...
    - neyi kapti?
    - ya $eyi...
    - nerenizi efendim?
    - ...
    - efendim neyi kapti at?
    - gami$i gami$i.. he heheeeee...

  • geçenlerde yeni taşındığımız apartmanın en altındaki daireye birileri bakmaya gelmişti. kapıda görünce nezaketen selam verdim ve devamında içeri girdim.

    aynı kişileri birkaç gün sonra tekrar bu sefer asansör kapısında görünce tanışmak farz oldu. ne de olsa yeni komşularımız bir şeye ihtiyaçları var mı diye sormam gerektiğin hissettim ve usulen muhabbet açılsın diye hoş geldiniz. hayırlı olsun dedikten sonra yaşça baya büyük olan beyefendiye "amca memleket neresi?" diye sordum. amca ne desin. ben soruyu bitirmeden "ben doktorum. bu hastanede başhekimlik yaptım!!!" tabi almayı düşündüğüm cevap bu değil.

    bu sefer amca bana soru sordu "siz ne işle uğraşıyorsunuz?". ben de bu ortaya gelişine şutu çaktım "amca ben buralı değilim, izmirliyim(!!!!)"

    sonuçta biz de her fırsatta aynı şeyi yapmıyor muyduk?

  • tokyo'ya özgü olmayan durum. ben edinburgh'da benzer şartlarda yaşıyorum. ilk başlarda yatakta bir taraftan diğer tarafa dönerken başımı duvara her vurduğumda ''yatak bile küçücük anasını satayım'' diyordum çünkü benim bünye dönüşü o noktada bitirmeye alışık değil. evdeki yatağım yayla gibiydi, yayıla yayıla yatıyordum. ama burda 4x2 m2 büyüklüğünde el kadar yere aylık 650 pound kira verdiğimden sorgulamayı bıraktım.

    türkiye'deyken birlikte çalıştığım ingiliz arkadaşımla buraya geldikten sonraki ilk konuşmamı hatırlıyorum. kendisi londra'da oldukça büyük ve lüks bir evde yaşıyor. tr'de yayla gibi 3+1 evde yalnız yaşadığımı bildiğinden burdaki durumumu sordu. ''my house is like a dumpster'' dedim, ben acı acı anlatırken o kahkahayı patlattı.

    neyse, sonuç olarak single yaşayan insanların çok, kiraların yüksek ve yaşamın pahalı olduğu yerler için sıradan bir durum bu. buralarda kimse 3+1 ev kiralayıp 2000 pound kira vermiyor. onun yerine 6 odalı, her odası küçük bir ev olan bir flat'de aylık 650 pound'a kalabiliyorsunuz mesela. veya adı sizi yanıltmasın ama 10m2 büyüklüğündeki stüdyolara 1000 pound da verebilirsiniz.

    tüm bunlara ve aradaki x5 gibi bir parite farkına rağmen emlağın bizden ucuz olması ise tam bir muamma. burada 100 bin pound'a aldığın evi 2000 pound'dan kiraya verebiliyorken bizde 100 bin pound'a sıradan bir ev alıp en fazla 1500-2000 liradan kiraya verebilirsin. demekki tr'deki emlak balonu ürgüp'deki sıcak hava balonlarını geçmiş!

  • son derece sevimli, duygularını ifade edebilen, temizliği kolay, sessiz, ev içinde huzurla yaşayabilen ve oyun oynarken bütün stresinizi, üzüntünüzü alabilen bir hayvan olduğu için. kedi yüzü insanın güzellik ölçüsü olarak kabul ettiği iri ve çekik parlak renkli gözler, minik ağız ve burunla bezenmiş.

    ama iş yalnızca sevimlilikte bitmiyor, duyuları çok güçlü hayvanlar. yetişkinlikte beslediğim ilk kedim açık kalan ocaktan yayılan doğalgazın kokusunu alıp koşturarak beni uyarmış, evi muhtemel bir patlamadan kurtarmıştı. bunda ne var demeyin, zira ben koku alamıyorum, o gazı fark etmem saatler sürebilirdi.

    "nankör kedi" efsanesi de ayrı bir yanılgı, zira yine aynı kedi babam hastaneye yattığında iki hafta yatağının üzerinde beklemiş, sonra cenazesinin olduğu gün eve gelenlere tıslayarak babamın yatağına oturtmamış, babamın bir daha dönmeyeceğini anladığında da sinir krizi geçirip bizi ısırmıştı. sevdiğine oldukça sadık bir hayvandır.

    bunlar gibi sayısız örnek anlatabilirim, ateşli yatarken beş gün üzerimden kalkmaması, alerji nedeniyle gece yarısı bayılıp odanın zemininde kaldığımda bir başka kedimin yüzümü yalayarak uyandırması, ikiz kardeşi astım krizine girdiğinde diğer kardeşin çığlık atarak beni yardıma çağırması, saymakla bitmez...

    keyfini sizinle, acısını yalnız yaşayan dirayetli ve gururlu bir hayvandır. bir kez tanışan bir daha bırakamaz.

    edit: yalnızlıktan diyen mandıra psikologları doluşmuş başlığa. evde cümbür cemaat ailenin yalnız yaşayamayacak yaştaki büyükleri ile birlikte yaşıyorum. yalnız kalabilmek ancak şu son evin boyutu sayesinde kavuştuğum bir lüks. kedi sevgisini anlamadıkça kendi ıssızlıklarını kedi sahiplerine yansıtmışlar.