hesabın var mı? giriş yap

  • benim hayalim , bahçeli müstakil bir ev , senin yaptığın beton blok hiç sikimde değil.

  • kardeşimin hattı türk telekom’dan vodafone’a hiç bir beyanı olmadan, bayiye gitmeden, imza atmadan maraş’tan bir adamın numara taşıma işleminde bir sayı farklı söylemesiyle kardeşimin hattı vodafone’a geçiriliyor.

    türk telekom’da faturalı olan kardeşimin tüm geri kalan aylarının ücretinide son faturasına aynen yansıtıyolar.

    durumla ilgili vodafone ve türk telekom müşteri hizmetleriyle görüştük. ikiside “bizlik bir durum yok karşı tarafla görüşün” deyip suçu birbirlerine atıyorlar.

    büyük bir mağdurluğumuz var ama çözüm yok kaldık ortada mal gibi. rezalet üstüne rezalet. skandal üstüne skandal. kimliksiz imzasız bu kadar kolay mı?

  • andy van der meyde robben, sneijder, van der vaart, robin van persie gibi 85 nesli hollandalılardan bir önceki neslin yıldızlarından ama beklenenin altında kaldı.

    royston drenthe davids'in öz yeğeni. yeni davids olacak deniyordu o da tutmadı.

    freddy adu 13 yaşında nike ile dev sözleşme imzalamış geleceğin pele'si olarak görülse de hiçbir şey olamamıştır.

    muhammed demirci çocuk yaşlarda yeteneğiyle herkesi büyüleyen muhammed, ilerleyen yıllarda vasatın üzerine çıkamadı.

    batuhan karadeniz çok yetenekli, fiziği, tekniği yerinde olmasına rağmen geri kalan bazı şeylerin eksik olması dolayısıyla mıdır bilemem o da tam olarak bekleneni karşılayamadı.

    okan koç 2003 yıldızlarından, tuncay şanlı, ricardo quaresma ve cristiano ronaldo ile avrupa'ya damgasını vurabilecek 4 oyuncudan biri olarak gösterilirken ortalama bir oyuncu olarak kariyerine devam etti.

    bojan krkic barcelona alt yapısı la masia'nın (çiftlik) işte yeni messi'miz bu olacak dediği oyuncu tam olarak beklentileri karşılayamadı.

    kerlon souza moura kafayla top sektirip çalım atma özelliğine sahip olan bu brezilyalı oyuncunun yolu inter ve ajax gibi takımlara kadar düşmüş olmasına rağmen soluğu malta ligi ve spartak trnava gibi c, d hatta e sınıf lig ve takımlarda devam etmiştir kariyerine.

    givanildo vieira de souza yani bilinen adıyla hulk, 2014 dünya kupasında brezilya forması giymiş müthiş şutlara sahip, tekniği ve hantal görünümlü yapısına rağmen hızıyla dikkat çekmiş ancak iyi bir futbolcu olmak yerine parayı seçmiş porto'dan rus ligine oradan da çin ligine gidip kaybolmaya yüz tutmuştur.

    alexandre pato bu adamı sakatlıklar yaktı diyelim fazla üzerine gitmeyelim.

    oscar dos santos emboaba junior tipik bir la liga topçusu olan oscar, premier lig'de tutunamadı ve mücadele etmek yerine çin ligine gitmeyi tercih etti.

    gianni comandini 2000 sydney olimpiyat oyunlarında gattuso ve pirlo ile birlikte italya'nın yeni süperstarı olarak tanımlanan comandini, turnuvanın ardından milan'a gelmiş ancak bekleneni karşılayamamış ve kariyeri boyunca vasatın altında kalmıştır.

    roberto soldado tamam bu listede yer alması doğru gelmeyebilir ama real madrid altyapısı la fabrica'da en uzun süre forma giyip bir türlü a takıma yükselememiş, tottenham gibi iyi sayılacak bir takımda tutunamamış ve günümüzde takım takım gezen bir futbolcu halini almıştır.

    andrei arshavin arsenal'da oynadı, adından sıkça söz ettiren rus oyuncu şimdilerde kazak liginde top koşturuyor.

    javier saviola yeni maradona dendi kendisi için. gerçi arjantin'de yeni maradona denilen 10'dan fazla oyuncu vardır aralarında diego simeone'nin bile bulunduğu. saviola, barcelona ve real madrid formaları giydi. sıradan bir futbolcu olarak kaldı bana göre.

    listeyi aklıma geldikçe güncelleyeceğim. bir çok afrikalı futbolcu da var ama basın onları hiçbir zaman şişirmedi bir avrupa ülkesi vatandaşlığına ait olmadıklarından. sezonluk topçular oldu mesela kevin phillips gibi onları da eklemedim.

    düzenleme: futbolcu yazamamışım kusura bakmayınız yazım yanlışı yapmışım fark etmeden.

    bonus: timo hildebrand

  • bir çizer gözüyle baktığımda, hiçbir sembol veya logo, tasarım ürünü olarak bu kadar sade ve bu kadar benimsenerek tanınmamıştır.

    bilindiği üzere olimpiyatlar mö 8. yüzyıldan ms 4. yüzyıla kadar yunanistan'ın olympia kentinde düzenlenen antik oyunlarından ilham almıştır. bir tarihçi ve bir eğitimci olan pierre de coubertin bu antik oyunların tarihi anlatılarından çok etkilenmiş olacak ki 1894'de uluslararası olimpiyat komitesi'ni kurar ve 1896'da da atina yani oyunların doğduğu topraklarda ilk modern oyunların yapılmasına öncülük eder.

    işte pierre de coubertin, 1896 yılında çıkılan bu yolda oyunların her dört yılda bir yapılmasına karar alınırken, oyunları simgeleyen bir logo ve ya sembolün olmadığı fark eder. girdiği bu yolu taçlandırmak için çalışmalara başlar.

    düşünceler içerisinde kaybolurken aklından dünyanın dört bir yanından insanlar, farklı dilleri, kültürleri ve renkleriyle yaşadıkları topraklarda, savaşlar, çatışmalar ve anlaşmazlıklarla dolu bir zamanı yaşıyorlardı. işte bu kaosun içinde barışın ve birliğin ne demek olduğunu unutmuş gibiydiler. insanlar, birbirlerini anlamak yerine, farklılıklarını kucaklamak yerine birbirlerine yabancılaşmışlardı dedi.*

    bütün çabalarını ve yukarıda anlattığım şeyi bir kağıt üzerinde oluşturması gerekiyordu. baron, uzun uzun düşündükten sonra aklına ülke bayrakları geldi. dünya üzerindeki her ülkenin bayrağında bulunan renkler, onun için bir ilham kaynağı oldu.

    sonuç 1913 yılında hazırladığı eskizle komitenin karşısına çıktı. hani ülke bayrakları aklına takılmıştı dedik ya onun için bayraklarda en çok kullanılan beş farklı rengi seçti. seçtiği renklerden oluşan daireler, mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızıydı.... temelde her renk biri bir kıtayı(( afrika , amerika , asya , avrupa ve okyanusya) temsil ediyordu ve her biri farklılıkları ve çeşitliliği simgeliyordu.

    ayrıca mavi ve sarı renkler, umudu ve güneşi temsil ederken; siyah, yeşil ve kırmızı renkler ise toprakları, doğayı ve insanların renklerini yansıtıyordu. yine beyaz zemin ise barışı simgelekteydi.

    son olarak bu daireler ise insanları birbirine bağlayarak dünyanın birliğini ve insanların bir araya gelerek güçlü bir topluluk oluşturabileceğini gösteriyordu. olimpiyat halkaları, birbirini tamamlayan ve destekleyen renklerle, sporcuların ve ülkelerin eşitliğini ve dayanışmasını simgeliyordu.

    tüm bunları anlattıktan sonra gözler doldu ve komite alkışla beraber logoyu onayladı. tarihler 1914'i gösterdiğinde ilk kez pan- mısır oyunları'nda mısır'ın iskenderiye kentinde bayrak göklere çekildi. ancak 1914 yılında çıkan birinci dünya savaşı nedeniyle oluşan sevinç kursaklarda takılı kaldı. daha sonra tarihler 1920'yi gösterdiğinde resmi olarak belçika'nın antwerp kentinde düzenlenen yaz olimpiyatları'nda tüm dünyada görücüye çıktı ve kabul gördü.

    kaynak:1,2

  • net söylüyorum bu işin ustası kuyumcudur.

    sene 2011 evlilik teklif edeceğim için antalya'da kuyumcuları dolaşıyorum, bir tanesine girdim bir yüzük beğendik fiyat sordum 3800 tl dedi ama dedi eğer akşama kadar almaya karar verirsen, hesap makinesiyle ilişkisine başladı işte o an. 1,5 dakikalık işlem sırasında nasıl yaptı nasıl etti bilmiyorum ama 3800 tl'yi 1650 tl'ye indirdi.

    işin ustasının kuyumcu olmasının bir sebebi de işin içinde çok parametre var, kar marjı, altın fiyatları, altının döviz karşısındaki durumu, maliyet gider çizgisindeki yeri. türkiye ekonomisi bence bir kuyumcuya teslim edilmeli o hesap makinesiyle altından kalkacağına eminim.

  • kişinin hayat kalitesini birden bire çok ciddi oranda yükselten şeydir. bundan sonra yapılacak her şey hayat kalitesini 1 tık 2 tık yükseltir. 1+1 evde yalnız yaşamak 10 tık yükseltir. istediğin zaman kafa dinlersin canın sıkılınca arkadaşların gelir takılırsın. anlatılmaz yaşanır. nefes aldığını hissedersin.
    karışan yok istediğini yap dolabında biran l koltukta televizyon açık sadece televizyon ışığında biranı yudumlamak sonra da uyuyakalmak bile bazen insana o kadar iyi geliyor ki, hayat bu diyorsun. kendi krallığın resmen. özgürlük bu hayatta en güzel şey.

  • adamın attığı tweet burada:

    https://twitter.com/…kins/status/502106262088466432

    haberin içeriğinde tweetler gerçek çevirisiyle verilmiş.

    "bir kullanıcının, “dürüst olmak gerekirse, down sendromlu bir bebeğe hamile kalırsam ne yapardım bilmiyorum. gerçekten ahlaki bir ikilem” şeklindeki ifadelerine “kürtaj yaptırıp yeniden denersin. seçeneğin varsa, onu dünyaya getirmek ahlaksızlık olur” diyerek yanıt verdi."

    dawkins'in görüşü size yanlış gelebilir ancak, "down sendromlular ölsün" demek ile "down sendromlu olacağı bilinen birini hayata getirmek yanlış olur" demek arasında dağlar kadar fark olduğu da bir gerçek. yalan yanlış başlık atmanın/açmanın insanları provoke etmek dışında bir anlamı yok.

    edit: habertürk haberin başlığını "ingiliz profesörden tartışma yaratacak öneri!" olarak değiştirmiş. dün "down sendromlular ölsün!" yazıyordu.