hesabın var mı? giriş yap

  • turkce tanim, turkce tanim devami, alinti, ornek ya da bkz olmayan, ba$ka bir ba$liga ait olan, daha once aynisi yazilmi$, ba$ligin kendisinden bahseden entry'ler sozluk formatina aykiri kabul edilip silinirler ya da dogru ba$liklarina ta$inirlar.

    ornek hatali entry'ler:

    - tanim -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. neydi la bu? (hatali)
    2. eheheh (hatali)

    - tanim devami -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. neydi la bu? (hatali)
    3. cok severim (duzgun)
    4. dun yedim (duzgun)
    5. dun yedim dedirten meyve diye du$unulesi durumdan cikarilabilinesinden gelen ders (allah belasini versin)
    6. dun yedim. tanim: bir meyve (allah kafasina ta$ du$ursun)

    - alinti -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. "neydi la bu" --kotu serafettin (duzgun)
    3. "neydi la bu" (duzgun)
    4. - neydi la bu? (duzgun)
    5. neydi la bu diye du$undurten meyve (allah belasini versin)

    - ornek -

    ba$lik: sevilen meyveler

    entry:
    1. elma (duzgun)
    2. elma'nin nesini seviyosun haci yaa? (hatali)
    3. elma'nin nesini seviyorlar anlamiyorum diye du$unduren listeyi hissettiren du$unceyi beynime soku$turan ettirgen cati. (allah belasini versin)

    - bkz -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. (bkz: neydi la bu) (duzgun)
    2. neydi la bu (hatali)
    3. #7614280 (hatali, turkce anla$ilabilir bir metin degil)
    4. (bkz: #7614280) (duzgun)

    - ba$ka ba$liga ait -

    ba$lik: elma nedir

    entry:
    1. cok guzel bir meyvedir (hatali, elma ba$ligina ait)
    2. bir sorudur (duzgun)
    3. adem'in tanri'ya ilk sorusu (duzgun)
    4. cok guzel bir meyvedir diye cevaplanasi bu sayede surunun, gundemin sicak cemberinden ayrilmamayi saglayasi metin hayatimi kurtarasi beni populerin pe$inde suruklenen basit bir bireye indirgeyici sorumtrak. (allah belasini versin)

    - aynisi yazilmi$ -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. cok guzel bir meyve (hatali)
    3. severim (duzgun)
    4. severim (ba$ka yazar yazdiysa duzgun, ayni yazar yazdiysa hatali)

    - ba$ligin kendisinden bahseden -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    3. herkesin herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    4. noluyor lan burda diye du$undugum ba$lik (hatali)
    5. merhaba arkada$lar sakin olalim diye du$undugum ba$lik (hatali)
    6. galiba bir meyveden bahsediyordu biri konu neydi bahsedelebilir mi diye herkese rahatca sordugum ba$lik (hatali)
    7. allah topunuzu belasini versin diye du$unduren soru (ne sorusu lan baglam sarho$u)

  • hey gidi hey.

    liseliler bilmez.

    bu eylemin sonucunda, müzik çaların oyunun müziklerini tıkır tıkır çalması olasılığı %90 gibi bir şeydi.

  • avusturya alpleri'nde buzullar arasında 5.200 yıl öncesinden kalma donmuş bir ceset mışıl mışıl uyuyormuş. 1991 yılında bulunan bu donmuş cesede "alp çobanı" ismi vermişler. alp çobanı, donduğu için hemen hemen hiç bozulmamış halde günümüze kadar gelebilmiş olması özelliği yanında bize, ta o günlerden çok kıymetli bir bilgiyi de taşımıştır. alp çobanı'nın hiç sakal ve bıyığı yokmuş. yani 5.200 yıl önce alp dağlarında bile insanlar tıraş oluyorlarmış...

    arkeologlar da benzer bilgileri eski tarihlerden günümüze getirmişlerdir. mağara duvarlarındaki resimlerde tıraş için keskinleştirilmiş çakmaktaşının, deniz kabuklularının, çeşitli kemiklerin sakal kesmek için kullanıldığını öğreniyoruz.

    tarih öncesinde yaşayan erkek belki temiz, bakımlı ve şık durmak için değil; kesilmediğinde 150cm kadar uzadığından hareket kabiliyetini zorlaştırdığı için bunu yaptığını düşünebiliriz. ama bu ihtiyaçtan kaynaklansa da sakalı kesme ihtiyacı o insanları, bir "tıraş aletini" bulmaya, kullanmaya sevk etmiştir. işte tıraş bıçağının icadının ana nedeni de budur; doğada rahat edebilecek bir hareket kabiliyeti için gerekenin sağlanması...

    doğada gezgin yaşamaktan yerleşik yaşama geçip, insanlar arasında da sosyal, kültürel, ekonomik birikimler oluşunca; tıraş olayı da bundan nasibini, hem alet konusunda hem de tıraş olma konusunda almıştır. mısırlılar, m.ö. 4. yüzyılda sakal kesmek için altın ve bakırdan yapılmış aletler kullanmışlardır. roma'da ise sadece özgür vatandaşlar tıraş olabilme hakkına sahiptir... m.s. 14. yüzyılda, günümüzde kullanılan usturanın ilk örnekleri yapılır. tabi bu usturalar zamanımızdaki gibi olmadığından, o dönemde bu aletler ile kanlı ve acılı tıraşların olduğunu düşünebiliriz.

    amerika kıta'sı keşfedilir. bu kıta'da kurulan devletin başını avrupa'nın en acar insanları oluştursa da o başka bir devlettir. herkes farklı milliyetten de olsa "amerikalı" olarak kendisini ifade eder. işte bu devletin içinden bir kişi 20. yüzyılın başlarında, 1901 yılında iki taraflı tıraş bıçağını yapar. ancak pek fazla satamaz bu aleti. birinci dünya savaşı yıllarına kadar sadece 168 tıraş bıçağı ve bunların kullanılabileceği 51 makine satabilir. bu kişinin ismi king camp gilette (jilet) olup daha sonra dünyanın kullandığı tıraş bıçağına asıl ismini de o verecektir. ancak bir şeye ihtiyacı vardır; pazara... işte o pazar da savaş ile gelir. abd hükumeti, ordusunun ihtiyacı olarak belirleyip, birinci dünya savaşı başlarında bu firmaya 3,5 milyon tıraş bıçağı sipariş eder. gilette'nin omuzlarına "altın kuş" konmuştur. tıraş bıçağı da bu sayede bir sektör haline gelir. bu sektörün başını da tabi ki gilette çeker. ne demişler; "erken yola çıkan yol alır"...

    o sıralarda bir firma, savaşlar ve askerler için kılıç imal etmektedir. birinci dünya savaşında ateşli silahlar çok kullanılır olmuş, kılıç da pek talep edilen silah olmaktan çıkmıştır. gilette'nin vurduğu voliyi görünce, o kılıç firması da tıraş bıçağı üretimine geçer. bugün hala tıraş bıçağı üreten bu firmanın amblemi çapraz iki kılıçtan oluşur. ismi de, wilkinson'dur. günümüzde, tıraş bıçağında, dünya pazarının %66'sını gilette; %20'sini wilkinson elinde bulundurmaktadır.

    1950'li yıllarda elektrikli tıraş makineleri yaşama girmiştir.

    şimdi düşünüyorum da; eğer wilkinson firması, gilette firmasından önce bu işe girişse ve abd hükumeti de 3.5 milyon tıraş bıçağı siparişini gilette yerine wilkinson'a verse idi; tıraş bıçağının ismi de belki "jilet" değil "vilkinson" olacaktı. biz de bakkala gidip; "iki vilkinson rica ediyorum, iki bıçaklı" diyecektik...

  • korku değil de merak ettiğim bir şey var ; yolda duran güvercinin araba neredeyse üstünden geçecek kadar yaklaşmasına rağmen uçmaması . sonra bende oluşan acaba üstünden mi geçtim ,uçabildi mi telaşı ? kuşlar sanırım adrenalin bağımlısı.

  • kısa yanıt verme özelliklerinin olmaması.
    22 yaşındayım, şu ana kadar annemin evet ya da hayır diyerek cevap verdiği tek cümle duymadım bilmiyorum.

    *anne ebru beni aradı mı?
    -aradı. duşta dedim. tamam teyzecim çıkınca beni arasın olur mu dedi. ben de tamam kızım ben söylerim arar o dedim. o da sağol teyzecim iyi akşamlar dedi. sen sağol kızım dedim.

    *anne hava soğuk mu?
    - ne soğuk ne sıcak. kaban alma terlersin. hırka da az gelir. şal al bi de yanına. takma şalı istersen çantanda dursun üşürşen sarınırsın.

    *anne botlarımı gördün mü?
    - gördüm tabi. atmışsın yine birini bi yere birini bi yere. aldım temizledim gazete sepetinin üzerine koydum. oradadır. sen nereye bıraktığını bile hatırlamazsın tabi. kaç yaşına geldin...

  • milliyetçiliği eleştirirken milliyetçileştiğinin farkında olmayan kitlenin kullandığı vasat slogan. ben hrant dink'in ölümüne de, öldürülüş şekline de, öldürenlerin aldığı komik cezaya da karşıyım. ama ermeni falan da değilim. pippa bacca diye bir kadın vardı liseliler bilmez o öldürüldüğünde neden hepimiz italyanız denmedi, neden iş etniğe vurulmadı. hepimiz hrantıza bile eyvallah ama işin içerisine ermeni, türk, kürt, italyan ,fransız kelimesini kattığın anda sosyalist değil ulusalcı oldun demektir. asala militanları türk diplomatlarına dehşet saçarken, onları katlederken sanıyor musunuz tek bir ermeni çıkıp da "hepimiz türküz" dedi. o değil de bir "hepimiz insanız" vardı ne oldu ona?