ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
umut sarıkaya
deep web'de paylaşılan ilginç fotoğraf
-
iran halkının ayrılmazlığını, birbirine uzun ve güçlü bağlarla bağlı olduğunu simgelemektedir.
30 yaşından sonra yurt dışına taşınmak
-
yurt dışına taşınmak istemiyorum, türkiye artık güzel ve yaşanılası bi yer olsun yakamızı bıraksınlar istiyorum.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
sac kurutma makinasiyla saclar kurutulurken ev arkadasinin surunerek sizi korkutmasi. sac kurutma makinasinin tabanca formundan dolayi ev arkadasini kurutarak oldurmeye kalkismak.
bot giyince gelen özgüven
-
en büyük bug'larımdan biri sanırım. ayağıma giydim miydi bir çift bot, birden şu sanıyorum kendimi. sanki köpek sürüsü saldırsa lapslaps çiğneyeceğim hepsini. göktaşı düşse, gelişine patlatacağım bir tane. tanrı yüksek tabanlıları korusun.
az bilinen görgü kuralları
-
örneğin: yolda biriyle karşılaşıldığında, varsa, güneş gözlüğünü çıkararak konuşmak
böyle bir görgü kuralı var mı bilinmez, ama gözlükle konuşmak ayıpmış gibi geliyor bünyeye.
istanbul yalova arasının 15 dakikaya inmesi
-
http://www.milliyet.com.tr/…tay/2002224/default.htm
üstteki habere göre izmit körfez köprüsü tamamlandığında mümkün olacak olaymış.
avrupa yakasını boşverdim altunizade kavşağını "istanbul" olarak ele alırsak körfez köprüsünün bulunduğu kocaeli-fatih'e varmak yaklaşık 67 kilometre, köprü çıkışı hersek burnundan yalova 24 kilometre.
24+67=91 kilometrelik yolu 15 dakikada almak için ortalama 364 kilometrelik bir hızla gitmek gerek ki formula 1 araçları dahil böyle bir ortalama hızla gidecek bir araç yok diye biliyorum.
istanbul'u sultanbeyli olarak dahi ele alsak yol 58 km'ye iniyor ki bu da saatte ortalama 232 km hız yapar.
bakan beyin bu hesaplamasını temel alacak olursak istanbul bursa arası da 26-27 dakikaya falan iniyor olmalı!
00:23 edit: yazım hataları.
tolga çevik'ten eşine duygusal mesaj
-
bence duygusal degil. kisisine göre güzel ya da değil denilebilir. o mesajı alan kişiye bağlı. ama bence duygusal değil çok akıl ile yazılmış bır sey. nedir bu sanki kendini ikna etmeye çalışır gibi eşinin yaptığı fedakarlıklari sıralıyor. bana bunları bunları yaptı haberim olsun der gibi.
bana böyle tebriklerde çocukların merkeze konması da hiç romantik gelmiyor. insan aşkından bahsetmeli mantıkla düşünülen şeylerden değil. ya da çocuklardan. bana anne baba olunca aşık olma partner olma eş olma durumları tamamen ortadan kalkmış gibi davranilmasi acıklı geliyor.
ofiste bira içen çalışan
-
bizim bi başkomiser abi vardı, kızını kaybetmişti o zamanlar. masa altında vodka ile vişne suyu karıştırıp gençlerbirliği kupasıyla içerdi. ne yapıyor acaba şimdi özledim kendisini.