hesabın var mı? giriş yap

  • kendisiyle ilgili bir alıntı;

    "fikret orman fb, diego'ya bizden 7 milyon euro fazla verdi demiş. biz diego'yla 3,5 milyona anlaştığımıza göre demek ki bunlar 3,5 istemiş diego'dan!"

  • en üst edit: "hocam merhaba lütfen entryne edit yaparak öğrencilerinin mağduriyetini de ekleyebilir mısın? bugün sadece bir anatomi kitabı 300 lira iken öğrencilerin şahsi eşyaları bilgisayarları gibi bir çok şey yurtta kaldı. evine giymis olanlarin neredeyse herşeyi orada kaldı ve o.an orada olanlar apar topar çıkarıldıkları için hiç bir şey alamadılar yanlarına neredeyse.
    o yurtlarda cebinde 10 lirası olmayan kızlar kalıyor yazıktır günahtır kimse muhattap bulamıyor yapacak bişey yok gitti diyorlar"

    üst edit: devletimiz ankara'da ve konya'da olmak üzere 10 bin kişiye yakın umreci vatandaşları kyk yurtlarında karantina altına almış.

    kaynak

    üst edit: sadece umreden dönenler değil yurtdışından gelenler de zorla karantina altına alınmalı. her başlıkta bir art niyet aramayın. umreden gelenlere kin beslediğim falan yok.

    artık olması gerekendir. 21 bin kişi devlet zoruyla karantina altına alınmalıdır. vatandaşlara 14 gün evde oturun demenin hiçbir anlamı yok. yasak getirilmeli ve ağır yaptırım uygulanmalı. bu işin şakası yok.

    (bkz: 14 gün kuralına uymayanın ceza alması gerekliliği)

    üst edit: devletimiz ankara'da ve konya'da olmak üzere 10 bin kişiye yakın umreci vatandaşları kyk yurtlarında karantina altına almış.

    kaynak

    üst edit: sadece umreden dönenler değil yurtdışından gelenler de zorla karantina altına alınmalı. her başlıkta bir art niyet aramayın. umreden gelenlere kin beslediğim falan yok.

    artık olması gerekendir. 21 bin kişi devlet zoruyla karantina altına alınmalıdır. vatandaşlara 14 gün evde oturun demenin hiçbir anlamı yok. yasak getirilmeli ve ağır yaptırım uygulanmalı. bu işin şakası yok.

    (bkz: 14 gün kuralına uymayanın ceza alması gerekliliği)

  • amerika'da iki genç adam ot içerken yakalanır ve mahkemeye çıkarlar.
    yargıç, "sizler iyi insanlara benziyorsunuz, size hapse girmeden önce ikinci bir şans vermek istiyorum. bu hafta sonu dışarı çıkıp, insanları uyuşturucu kullanmamaları için ikna etmeye çalışacaksınız" der ve mahkeme pazartesi gününe ertelenir.

    pazartesi günü gelir ve yargıç ilk adama ne yaptığını sorar.

    -sayın yargıç, 17 insanı sonsuza dek uyuşturucuyu bırakmaya ikna ettim.
    + 17 mi? harika. bunu nasıl yaptın?
    -diyagram kullandım sayın yargıç. şunun gibi iki daire çizdim: 0 o ve dedim ki, büyük olan uyuşturucu kullanmadan önceki beyniniz, küçük olan uyuşturucu kullandıktan sonraki.

    bunun üzerine yargıç "bu takdire şayan bir yöntem" der ve ikinci adama döner "ya sen ne yaptın?"

    -sayın yargıç, 156 insanı sonsuza dek uyuşturucuyu bırakmaya ikna ettim.
    + 156 mı?!! bunu nasıl yaptın?
    -benzer bir diyagram kullandım sayın yargıç. şunun gibi iki daire çizdim: o 0 ve dedim ki, bu hapse girmeden önceki g*t deliğiniz...

  • ivan illich’in 1971 yılında kaleme aldığı ve öğrenimin kurumsallaştırılmasını sorguladığı makaleleri barındıran eserdir.

    eserde, yazar eğitimi değil mevcut eğitim sistemini eleştirmektedir, günümüz eğitim sisteminin okulları eğitim açısından etkisiz olduğu kadar, bölücü bir nitelik taşıdığını ifade etmektedir.

    günümüzdeki eğitim sisteminde okuldaki eğitim, öğretilen konu odaklı bir yapıya sahiptir. pasif konumda bulunan öğrenen, sadece okulun verdiği ile yetinmekte zorunda bırakılmaktadır, yani öğretim hedefleri okul kurumu tarafından belirlenir. kitapta illich’in önerdiği eğitim sisteminde ise, bireyin istediği bilgiye kolaylıkla ulaşabileceği bir iletişim ağını kurması gerektiğidir. yazarın savunduğu sistemin günümüz teknolojisiyle yapılandırılmasının mümkün olduğu söylenebilir.

    (bkz: okulsuz toplum)
    (bkz: uzaktan eğitim)

  • o değil de basketbolcularla beraber laylalooooooo diye sıçrayan ntv spikeri* bir şey alamayacak. yazık lan.

  • toplum adeta nefret toplumu oldu. sebebi ise ülkedeki kutuplaştırıcı, nefret söylemi ile toplumu ayrıştıran çakma muhafazar, siyasal islamcı, paratapar siyasilerdir.

  • hayat gerçekten enteresan. bjk arsenali ciddi şekilde zorlayıp neredeyse elerken ve futbol olarak da bence daha iyi oynarken gs'li arkadaşlar "aferin bjk'ye" diyeceğine "arsenal bu sene kötü yeaaa" demişlerdi. ve o arsenal döndü dolaştı gs'nin grubuna düştü. ilk maçta dalga geçti ikincisinde ise dalga geçmekten beter ediyor. hayat gerçekten enteresan.

  • rus psikiyatr ve psikolog olan bluma wifona zeigarnik’in adıyla anılan ve ilk olarak 1900’lerin başında fark edilen ve gündeme gelen kavram.
    1920’lerde zeigarnik bir grup psikolog arkadaşıyla beraber bir restorana gider ve siparişlerini verir. siparişi, tek bir garson almıştır. daha şaşırtıcı olanı ise hiçbir siparişi kaydetmemiş olmasıdır. garson hiçbirinin siparişini unutmadan eksiksiz ve yanlışsız olarak getirmiştir. grup, yemeklerini yemiş ve restorandan çıkmıştır.
    ziegarnik restoranda şalını unuttuğunu fark eder ve geri döner. kendilerine servis yapan garsonu bulur ve şalını görüp görmediğini sorar. garson ne kendisini ve ne de şalını hatırlamaktadır. hatta o kalabalık psikolog grubunu bile hatırlamamaktadır. bu durumu çok şaşırtıcı bulan zeiganik garsona bunca siparişi aklında nasıl tuttuğunu sorar. garsonun psikoloğa söylediği tek şey, siparişleri aklına yazıp, yemeklerin ilgili kişilere ulaştırılmasını sağladıktan sonra siparişleri aklından sildiğidir. bu durum zeigarnik’in çok ilgisini çeker ve yaptığı çalışmalarla şu sonuca ulaşır: bitirilmemiş, sonlandırılmamış işler, zihni daha fazla meşgul etmektedir. iş bitince, zihin bu meşguliyetten kendini kurtarmaktadır.
    daha sonraları birçok araştırmaya konu olan bitmemiş işler teorisi aslında tabir yerindeyse zihnimize adeta birer çivi gibi çakılı kalan plan, proje ve işleri anlatmaktadır. örneğin öğrenciler ders çalışma planı hazırlar. ve kendine söz verir; ilk pazartesiden itibaren bu çalışma planına uymaya başlayacaktır. başlar da, ama iki-üç gün uyguladıktan sonra sapmalar başlar plandan. ve devam ettirmez, yarım bırakır. ya da diyet listesi hazırlar bazılarımız ve haftanın ilk günü diyetine başlayacak, sıkı bir şekilde uyacak, hedeflediği kiloya gelecektir. diyete harfiyyen uyulan birkaç günden sonra, tamamen rafa kalkar her şey. ve yine yarım kalır diyet. başka birimiz bayram öncesi derin temizliğe başlayacaktır. ama hafta başında başlamayı tercih eder. dip köşe evini iyice temizleyip misafirlerini gönül rahatlığıyla ağırlamayı hayal etmektedir. öyle derin bir temizliğe girişilmiştir ki, ilk gün belki de yalnızca mutfak dolapları silinebilmiştir. dip köşe temizlik de altından kalkılamayacak bir yük olup yarım bırakılmıştır. bitirilmemiş tüm bu işler sırtımıza yük olmuştur ve biz planlarımızı veya hedeflerimizi düşünmeye fırsat bulduğumuz anlarda olanca ağırlığıyla bizi adeta ezmekte, zihnimizi meşgul etmektedir. çünkü ertelemekteyizdir işlerimizi. ve erteleyip de bir türlü tamamlayamadığımız işler, planlarımızı uygulamaya almadığımız her gün, daha da büyümekte bir çivi gibi zihnimizi rahatsız etmektedir.
    peki bu durumdan kurtulmanın yolu yok mudur? sorunun çözümü nedir?
    elbette ki vardır. büyük hedeflerimizi günlere veya kolay başarılacak küçük hedeflere bölmek. ve de en önemlisi en kolay başaracağımız adımdan başlayarak kendi zihinsel motivasyonumuzu sağlamak.
    başardığınız her aşama size ödül ve diğer adım için güç kaynağı olacaktır. hedeflerine her seferinde biraz daha yaklaştığını fark eden zihniniz bir yandan bir sonraki adım için güç toplarken, diğer yandan da kendini batık çivi gibi rahatsız eden bitmemiş işlerinden birer birer kurtulacaktır.

  • 20 mart 2021'de, yine bir gece yarısı ülkenin merkez bankası başkanını görevden alarak sadece 3 ayda ülkenin para biriminin %20 değer kaybetmesine neden olarak 83 milyonu rahatsız eden bir zübüğün gece yarısı kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur diyerek getirdiği yasaktır.